TANITIM

666 67 100
                                    

Yeni bir serüven, yeni bir hikaye. Çok heyecanlıyım, umarım beğenirsiniz!

29.12.2022

┄┄┄┄┄

Bize öğretilenin aksine insan tamamen kaderinin esiri değildi, seçimler vardı. Ama bu sanıldığı gibi iki seçenekten de oluşmuyordu. Siyah ve beyazın arasında yalnızca gri yoktu örneğin. Ölmek ve yaşamak birbirine zıt iki kelime değildi, bizi kandırıyorlardı. Yaşamıyorduk, yaşadığımızı sanıyorduk. Görmesini bilene uçsuz bucaksız ihtimaller vardı. O ihtimallerin arasında çırılçıplaktı kadın. Üşümüyor ve saklanmıyordu. Hatta hayatında ilk kez kaçmıyordu. Bir zil sesi duyduğunda irkilmemişti bile. Gürültüyü, içindeki sükunetin arasına hoşgörüyle kabul edip kapıya yürüdü.

Bu, gelen kaçıncı zarftı saymayı bırakmıştı.

Aşk diye mırıldandı içinde zayıf bir ses. İnkar etti hızla, kabul etmiyordu. Aşk böyle bir şey değildi. Bunca yıl okuduğu kitaplarda, izlediği filmlerde de böyle değildi. İnsan, güzel bir yüze, tanıdıkça bağlandığı iyi bir kalbe aşık olurdu. Hiç tanımadığı birinden gelen kelimeleri heyecanla bekliyor olmak da nereden çıkmıştı? Hangi ikilemin adıydı bu? Göğsü aldığı nefesle şişerken kendini toparlamaya çalıştı. Evde tek olmasına rağmen hareketleri ağırdı, kontrollüydü. Belli etmedi içinde her saniye büyüyen merakı. Kağıdı açıp okumaya başladığında tekli koltuğa usulca oturdu.

Basit bir adamım ben, anlamam mesajlardan, telefonlardan. Bir de anlatacaklarımın ruhunu bozar gibi gelir hep. Zaten sana bembeyaz kağıtlarla gelmenin tarifi zor ama tatlı bir heyecanı var. Herhangi bir kelimeyi yanlış yazdığımda üzerini karalayıp devam edememem bundan. Hep yeni bir kağıtla başlarım tekrar. Herkes bıktı benden, kağıtlarımı aldığım emektar kırtasiyeci sürekli neden yazar ya da şair olmadığımı sorar, durur. Aslında bir vakitler şiir yazabilmeyi çok denedim. Fakat bence o yetenek pek yok bende. Onlar bilmezler, benim kalemi elime alışım bir tek sana. Okurum ben, tekrar tekrar okur, zihnime kazırım. Çünkü birileri zaten benden önce anlatmış, ben geç kalanım. Benden önce beni ve seni anlatmışlar, düşünebiliyor musun? O satırlara dalar giderim. Yarınlar yokmuş gibi... Sanki aynı denizin içinde boğulmuşuz ve karşımda sen varmışsın gibi.

Ve bugünlerde çok düşünür oldum seni. Ne zaman içimde dert olacak kadar büyüdün bu kadar bilmem ama kabulüm, bunu bilmeni isterim. Can Yücel haklıysa eğer, umudum yeşil. Bir gün dünya gözüyle seni tekrar görebilmek dileğimle...

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün...
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.

Kadın, mektubu sadece pulun olduğu zarfın içine koyarken derin bir nefes aldı. Mektubu, diğer mektupların bulunduğu çekmecenin arka tarafında duran ilk bakışta görünmeyen yere koyarken içi, bugünlerde duymaktan utandığı bir duyguyla kasıldı: Kıskançlık. Bu duygu tıpkı adı gibi, kalbinin üzerinde bir kara leke gibi göz kırpıyor, varlığını hatırlatıyordu. Böyle hissetmeye hakkı yoktu, bunu biliyordu Süveyda. Çünkü bu mektuplar ona değil, ablasına geliyordu.

BANA BURALARDAN ULAŞABİLİRSİNİZ.

Instagram: @mervendemirtas / @mervenbooks
Twitter: @mervendemirtas / @mervenbooks

Bir Adın Kalmalı GeriyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin