ONUNCU BÖLÜM: "Yaralar ve yalanlar."

48 6 41
                                    

Size uzun bir bölüm getirdim! Gerçekten kendim için uzun. Lütfen oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın. Bu beni motive eder 🫶🏻🥹

#AileBakanıEdebiyatıYasaklama

Twitter & Instagram: mervenbooks • mervendemirtas

Bölüm şarkısı: Yokluğunda • Leyla the Band

Bölüm şarkısı: Yokluğunda • Leyla the Band

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bugün adını defalarca kez ağzına almıştı. Bugün adının yanına arkadaşım kısmını defalarca koymuştu.

Ve bugün, hiç tanımadığı bir adamı tanıyormuş gibi anlatmıştı.

Defalarca.

Kafenin sahibi akşam yemeğine yetişip masalarıma oturduğunda ona Melih'i bildiği kadar, dilinin döndüğünce sordu. Ellerinde fazla bir şey yoktu. Buraya pek çok kez gelip kendi halinde oturan bir çocukla ilgili bile net bir şey söylemiyordu adam. Arıyordu ama nerede? Bu durumla ilgili İlhan, geçen akşam "Okyanusta inci mi arıyoruz," diye sormuştu. Belki de yaptığı tam anlamıyla buydu. Ancak inci de oydu okyanus da. Boğulan da oydu, boğan da.

Hatta mavi bile oydu.

"Yani siz şimdi diyorsunuz ki, arkadaşımı tanımıyorsunuz." Süveyda'nın yaptığı çıkarımla kafenin sahibini ağzından cık diye bir ses çıkardı. Yaşlıydı. Saçları bembeyazdı. Ağır konuşuyordu. Bir baktığını uzun uzun inceliyordu.

"Bakın, iyi etmişsiniz, köyümüze, şehrimize kadar zahmet etmişsiniz, anlıyorum birini arıyorsunuz ama burası turistik bölge." dedi adam ve eliyle gelişigüzel terası, arkasındaki manzarayı gösterdi. "Buraya gelen giden bitmez. Melih diye bir çocuk hatırlıyorum. Yani hatırlamıyorum ismini ama siz öyle yıl falan söyleyince ve burada yazı yazarmış deyince anımsadım tabii. Bizzat tanışmışlığım yok."

Süveyda'nın kafenin sahibinden duyacaklarına umutlu olduğunu bilen İlhan, onun yüzünün iyice düşmesiyle konuyu devraldı. "Peki, kime sorabiliriz? Yani ne bileyim, köyün muhtarı olur sorup soruşturabileceğimiz birileri yok mu?"

Yaşlı adam, düşünürken İlhan'a şöyle bir baktı. "Muhtarımız genç ve yeni, o tanımaz. Ama..."

"Ama ne?" diye sordu Süveyda heyecanla. "Ama aklıma biri geldi: Halime teyze. Ona sorabilirsiniz, tanırsa o tanır. Başka da bilmiyorum açıkçası."

Bir ihtimal Süveyda'nın yüzünü güldürmeye yetmişti. "Tamam, alalım mı biz adresi?"

Adam adresi kısa yollarıyla birlikte tarif ettikten sonra hesabı isteyip yola koyuldular. Hava kararmadan göreceğini görmek istiyordu. Buradan eli boş dönmekten duyduğu korku her yalpalayışında karşısına çıkıyordu. Arabayla geçtikleri yollarda yeşilliklere, evlere bakarken içinden bir dua gibi "Neredesin?" cümlesi döküldü. Hissiyatı onun hep fotoğraftaki bu yerde olduğunu söylemişti. Şimdi buradayken kaybetmek istemiyordu.

Bir Adın Kalmalı GeriyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin