Dikkat: Bu bölüm kalbiniz kırılabilir.
Bölüm şarkısı: Before You Go • Lewis Capaldi
Her kaçışın bir kaçanı ve bir de kovalananı olurdu. Hatta kaçanın kovalanacağı söylenirdi halk arasında. Fakat bu kaçışlar, her zamankinden değildi. Bu seferki kaçışta iki tane kaçan vardı. Kovalayan da yoktu kovan da. Bir kadın ve bir erkek... Bir de geçmiş ve acılar. Dönüp durdukları çember, zaman zaman ikisine de dar gelse de durmuyorlardı, duramazlardı. Durmak, pes etmek demekti. Durmak kabullenmekti. Kabullenmek ise bir vazgeçişti. Onlar vazgeçmeyecek kadar gururdan bezeli bir örtüye sıkı sıkıya tutunmuşlardı şimdi.
Şimdi arka koltukta oturmuş, öndeki siyah arabayı takip ediyordu. Takip edildiğinin farkındaydı. Ondan kurtulmak için hızını arttırmasından anlamıştı bunu. Sıkıntıyla iç çekerken, "Sen de hızlan," dedi şoföre.
Gelen telefondan sonra bir anda kalkıp fırlamış onu arkasında bırakmıştı. Konuşacak daha çok şeyleri vardı. Birkaç saat öncesine gitti zihni. Orada çığlık çığlığa bağıran gerçekler, yalanlar ve bir parça da pişmanlıklar harmanlanıyordu. Pis bir kokusu vardı pişmanlığın. Yalandan daha ağırdı.
Ona Melih diye seslenmiş ve her şeyi öğrendiğini belli etmişti.
Duyduğu Melih ismiyle oturduğu koltukta geriye çekildi İlhan. Bakışları değişti, aralarında dün geceden beri süregelen o şarkı durdu. Şarkıcı sahneyi terk etti, orkestra çalmayı bıraktı. Işıkçı sahne ışıklarını söndürüp onları bir karanlığa bıraktı.
"Niye saklandın benden?" diyerek sorusunu yenilediğinde ayağa kalktı İlhan. Ve kaçışın ilk düdüğü böyle çaldı.
"Dün geceden sonra..." dedi İlhan kısık bir sesle. "Sana bugün söyleyecektim. Kim olduğumu, kim olduğunu, ne olacağımı tek tek anlatacaktım. Ayrıca saklanmak mı?"
Mutfak dolabından bir bardak çıkarıp tezgahtaki sürahiden su doldurup büyük bir yudum aldı. Dili damağı kurumuştu. Bardağı lavaboya bırakırken Süveyda yalnızca onun sırtını görüyordu. "Senden saklanmadım." dedi geçen bir dakikanın sonunda ona dönerken. "Gör istedim aksine. Gözlerimin içine bak, anla istedim. Tanı istedim. Aslında en başından beri ben sadece bunu istedim."
Yanlış değildi ama eksikti.
"Madem öyle, bunca oyun neden?" Süveyda tıpkı onun gibi ayağa kalktı. "Ya ben sana Melih değil, İlhan diyorum. Farkında mısın? Kimdi bugün benim karşımda Melih diye oturan o adam?"
İlhan, sırtını tezgaha yaslayarak tamamen kadına döndü. Bir eli hâlâ tezgahın kenarındaydı. "Melih olmaya gönüllü biri. Herhangi biri yani."
"Madem saklanmadın, neden bugün Melih'i davet ettiğim yere sen değil de o adam geldi? Önce bunun cevabını ver bana." Ses tonu yüksek değildi ama nazik de değildi. Üst perdeden çıkıyordu, öfkesinin gölgesi her kelimesinde hissediliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Adın Kalmalı Geriye
General FictionBir dergide editörlük yapan Süveyda, bir gün ablasına yıllar önce gelen aşk mektuplarını bulur. Mektupların sahibiyle karşılaştığında ise sadece ablasının geçmişiyle değil, kendi geçmişi ve bilinmeyenlerle de yüzleşmek zorunda kalır. Ve kendini, sen...