SEKİZİNCİ BÖLÜM: "Dikenli sarmaşık."

208 27 198
                                    

Gitgide büyüyoruz. Sessiz kalmayın, lütfen yorumlarda ses çıkarın 🤍

Bölüm son günlerde tanıştığım ve desteğiyle güç bulduğum izyaziyor 'a ithafen...

Bölüm şarkısı: Fırtınam • Emre Aydın

Bölüm şarkısı: Fırtınam • Emre Aydın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3 Şubat 2012

O günü hatırlıyorum. Bana kâğıdı kalemi çıkartan o günden bahsediyorum. Zamanın çoğunu ders çalışmak ve kitaplarla bir arada olmak için o korkunç kütüphaneyi yanında birkaç arkadaşınla beraber adam etmeye uğraşıyordun. Her zaman dalgın görünürdün zaten, kaşların çatıktı. Yadırgamadım. Sessizdin. Bu sessizliğini hep zihninin gürültüsüne yordum. Rafların arasından sana bakarken ne yaptığımı ve okuduğumu unuturdum çoğu zaman. Bir sayfayı 5 kere okuyup anlamadığımda fark ettim sana aşık olduğumu. 

Bir fırtınaydın sen. Herkesten sakladığın bir tarafın var gibi gelirdi. Derdim oğlum dur, kendine mukayyet ol. Bu kız sana bildiğin tüm yollarını kaybettirir. Ben kaybettim evet, ama yolumu değil. Bir yol vardı, adı sen'di. Sana çıkıyordu. 

Ben haklıymışım. Herkesten sakladığın tarafın varmış, yüzleştim. Sen artık okul fotoğrafını defterimin arasında sakladığım, o fotoğraftaki kız değilsin. Bunlar da artık bir aşk mektubu değil. Geçenlerde eskiden okuduğum kitabı yeniden okumak geldi içimden. Altını çizdim. Şöyle diyordu Şeker Portakalı'nda: "Evet, öldüreceğim. Çoktan başladım bile. Öldürmek derken öyle Buck Jones'un tabancasını alıp dan diye öldürmeyi kastetmiyorum. Öyle değil."

Devamını yazmak gelmiyor içimden.

Bilirim, kütüphanende vardır o kitap. Devamını sen oku. Benim yazmaya gücüm kalmadı, Süveyda.

Tekrar tekrar aynı kelimeyi okurken harfler sanki beynine bir balyoz gibi indi. Süveyda diyordu. Nefesi hızlanırken elindeki kâğıdı kendine doğru iyice yaklaştırdı. Baştan sonra bir kez daha okuduktan sonra salondaki devasa kütüphanesine ilerledi hızla. Gözleri Şeker Portakalı'nı arıyordu. Kitabı okuyalı uzun zaman olduğundan bu alıntıyı unutmuştu. Tüm raflara hızlı hızlı bakarken parmakları kitapların sırtlıklarında geziyordu. Buralarda olmalıydı, atmış veya birine ödünç vermiş olamazdı. 

Kitaplarını her zaman türlerine ve yayınevlerine göre ayırırdı. O yüzden kolaylıkla bulabileceğini düşündü ama beyaz renkli kitabı tarih kitaplarının olduğu rafta buldu. Kitabı alıp koltuğa otururken mektubu sehpaya bıraktı. Parmaklarının titrediğini de o an fark etti. Fosforlu kalemlerle çizdiği kitaptaki kısımlara baktı. Çok geçmeden istediği alıntıyı buldu ve mırıldanarak okumaya başladı.

"Evet, yapacağım bunu. Başladım bile. Kastettiğim onu kalbimde öldürmek. İyiliğini istemekten vazgeçmek. Derken bir gün ölüp gidecek."

Bir Adın Kalmalı GeriyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin