Bölüm şarkısı: Gitme • Dolu Kadehi Ters Tut
"Elimizde son üç ayın okunma verileri bu şekilde. Genelde şiir ve biyografilere ilgi daha fazla. Ayrıca çizimler ve posterler için de yoğun istekler alıyoruz." Toplantıda hazırladığı aylık sunumlardan birini anlatan yeni mezun iş arkadaşının gözleri direktörünün üzerindeydi. Her zaman toplandıkları bu camla çevrili ferah oda bugün ayrı bir kasvet doluydu çünkü dergi satışlarının düşüşü herkesin malumuydu.
Süveyda, oturduğu sandalyede iyice geriye yaslanırken parmakları arasında dolma kalemini döndürüyordu. Toplantının başından beri ilgisi önünde açık olan bilgisayarındaydı.
Sunumun bitmesiyle yayın yönetmeni Songül Hanım, ellerini birbiri üzerinde kenetlerken dirsekleri oval masanın üzerindeydi. Tüm ekibine şöyle bir baktı. "Bakın arkadaşlar, bugün her ay olduğu gibi aynı şeyleri tekrar edelim istemiyorum. Biz çok yönlü bir dergiyiz. Bunun bilincinde hareket etmemiz, trendleri eskisinden daha iyi gözlemlememiz ve keşfetmemiz gerekiyor. Bana yeni önerilerle, yeni pazarlama fikirleriyle gelin. Çünkü siz de iyi biliyorsunuz ki her geçen yıl rakiplerimiz artıyor. Ayrıca derginin yanında gelecek ay kitap yayıncılığına da adım atacağımızı hatırlatırım."
Songül Hanım, rutin hatırlatmalarından sonra herkesten genel bir bilgi aldıktan yaklaşık on beş dakika sonra toplantıyı sonlandırmıştı. Fakat kendisi gibi toparlanmak için acele etmeyen Süveyda'ya gözlüklerinin altından bakarken içini bir sıkıntı kapladı. Odada ikisinden başka kimse kalmadığında genç kadın, henüz notlarını ve defterini toplamıştı. Ayağa kalktığında Songül Hanım'la göz göze geldi ve kadına nazik bir gülümseme sundu. Bu gülümseme Songül Hanım'ın içine sinmemişti çünkü Süveyda'yı iyi tanıyordu.
"Biraz konuşalım mı?" diye sordu gözlüklerini çıkarıp masanın üzerine bırakırken. Süveyda başını onaylar biçimde salladığında ne hakkında olduğunu anlamak için kadının yüz ifadelerini kafasında tartıp biçti ve bu kez daha yakın bir sandalyeye oturdu.
"Nasıl gidiyor?" diye sordu Songül Hanım.
"Güzel, gayet yolunda. Dediğim gibi metnin son bölümüne bakıyorum şu an. Tabi bir yandan çeviri metni de vardı, o yüzden gecikti ama bu hafta içinde önünüzde olur."
Songül Hanım, derin bir iç çektiğinde, "Şüphem yok," dedi kısık bir sesle. "Ama sormak istediğim hayatının nasıl gittiğiydi. Ekipten bir şeyler duydum geçenlerde. O yüzden soruyorum aslında. Sen nasılsın? Ablan nasıl?"İş arkadaşlarına hayatıyla ilgili detaylar veren biri olmamıştı hiçbir zaman. Yabani ve ketum biri değildi ama yine de telefonla konuşurken bir şekilde öğrenmişlerdi. Süveyda, anlayışla başını salladığında Songül Hanım'ın kibar hareketine karşılık vermek istedi. "İyiyim, sağ olun. Ablam da iyi olacak. İki haftadır hastanede. Uyanmasını bekliyoruz."
Günlerdir ablasıyla ilgili söylediği tek cümle buydu. İyi olacak diyordu.
Songül Hanım, yapabileceği bir şey olup olmadığını sorduktan sonra Süveyda'nın yerinde başkası olsa çoktan işten izin almış olacağını düşündü. Ama genç kadın, dirayetli duruşuyla onu hem şaşırtmış hem şaşırtmamıştı. İşinin başına dönmek için kalktığında bir süre onu izledi ve ardından her daim giymekten vazgeçemediği topuklu ayakkabılarının gürültüsü eşliğinde odasına doğru yol aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Adın Kalmalı Geriye
General FictionBir dergide editörlük yapan Süveyda, bir gün ablasına yıllar önce gelen aşk mektuplarını bulur. Mektupların sahibiyle karşılaştığında ise sadece ablasının geçmişiyle değil, kendi geçmişi ve bilinmeyenlerle de yüzleşmek zorunda kalır. Ve kendini, sen...