Bol yorum bekliyorum 🤍
Bölüm şarkısı: Dargın • Emircan İğrek & Zeynep Bastık
Bir sınırda geziyordu ruhu. Olmuşların, olabileceklerin arasında nefes almaya çalışıyordu. Güçlü durmak dedikleri şey, tüm kötü ihtimalleri düşünmeyip bedenini dik tutabilmekse güçlüydü. Ama güç bu değildi; asıl güç affetmekti. Kabul etmekten başlıyordu yolculuk. Geç tanıştığın babanı her şeyiyle kabul etmekti mesela. Hayatında bir zamanlar tek doğru olduğuna inandığın anneni affetmekti. Sana uzak durmayı tercih eden ablanı sevmek, ona dair güzel her ne varsa pamuklara sarmaktı. Ya da bunların hiçbiri değildi. Yalnızca kendinle ilgili bir meseleydi belki. Ama kadın, bugün kendine değil, onlara tutundu.
Bugün bu üç kişinin yanında bir kişiyi daha buyur etti. Bunu yaparken mahcuptu, öfkeliydi, üzgündü. Ve bütün her şeydi.
Yanında oturan bedenin varlığını hissettiğinde bakışlarını yavaşça ona çevirdi. Ablasıydı. Neden buradaydı? Yüz ifadesini değiştirmeden yeniden önüne döndü, o da kardeşine bakmıyordu. İkisinin bakışları da karşı duvardaydı. Derin bir iç çekti. "Neden buradasın?"
"Hatırlıyor musun," diyerek başladı Sıla ama sonra dudağını büküp durdu. "Soru mu bu da? Hatırlıyorsundur tabi ki. Annemi böyle beklemiştik seninle. Sadece ikimiz vardık. Omzumda ağlamıştın."
O günü hatırlamak, burada babasının uyanmasını beklerken ona iyi hissettirmiyordu. Bakışlarını çevirip ablasına baktı. Sıla sağ eliyle sol omzuna dokundu ve orayı işaret etti. Yine gel demek istiyordu.
"Artık başımı yaslayacak bir omuza ihtiyacım yok. Oraları geçtim. Sen de gidebilirsin, zahmet etmişsin buraya kadar. Ama iyiyim ben, bekliyorum işte." Bir kabullenişti ses tonu. "Annem, sen, babam... Hepiniz beni hastane koridorlarında bırakıyorsunuz, ben hep bekliyorum. Bunu da beklerim."
"Çok üzgünüm, Süveyda."
Ne için üzgündü, tam olarak emin olamadı. Anlamayarak ona döndüğünde kadının sıkıntıyla nefes aldığını gördü. "Bunları yeniden yaşadığın için... Ama merak etme, uyanacak baban. Güçlüdür o, bilirsin. Bırakmaz seni."
Buna inanmayı istiyordu, çok istiyordu.
Dakikalar sonra üzerinde hissettiği bakışlarla sol tarafına dönmek isterken buldu kendini. Fakat gariptir ki, orada kim olduğunu hissedebiliyordu. Bakışları bedenine bir diken gibi batıyordu.
Sıla, Melih'le göz göze gelirken, "Öğrenmişsin," dedi kısık bir sesle. "Anlatmış."
Evet ya da hayır demedi. Neyden bahsettiğini anlayabiliyordu.
"Hâlâ aynı bakıyor sana." Her şeye rağmen, diye ekledi Sıla.
Her şeye rağmen, diye tekrar etti Süveyda.
"O anlatmadı, ben öğrendim," dedikten sonra aklına gelenle ablasına döndü. "Sen biliyor muydun, babası..."
"Biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Adın Kalmalı Geriye
General FictionBir dergide editörlük yapan Süveyda, bir gün ablasına yıllar önce gelen aşk mektuplarını bulur. Mektupların sahibiyle karşılaştığında ise sadece ablasının geçmişiyle değil, kendi geçmişi ve bilinmeyenlerle de yüzleşmek zorunda kalır. Ve kendini, sen...