Bölüm 1

328 20 0
                                    

Koşarak evden çıktığımda servis çoktan gelmişti. Hızlıca servise bindim, arka koltuklardan birine oturup kulaklığımı taktım. Bir şarkı açıp yolu izlemeye başladım. Camdan dışarı bakarken gözlerim kapanıyordu. Uyumamak için kendimi tokatlamayı bile düşündüm. Telefonumun kilit ekranını açıp saatte baktım, 07.50. Gece geç yattığım için uyuyakalmıştım. Uyandığımda aceleyle giyinmiştim ve yemek bile yemeden evden çıkmıştım. On beş dakika gecikmiştim, annem duysa bacaklarını kırmak deyimini gerçekleştirirdi. Karnım gurulduyordu. 

Okula geldiğimde hızlıca kantine gidip bir tost alıp kantinin önündeki masalardan birinde yedim. Hayatımın en hızlı kahvaltısı bile olmuş olabilirdi. Çünkü açlıktan birkaç dakika içinde bitirmiştim tostumu. On birinci sınıfların olduğu ikinci katta çıktım. Sınıfıma girerken kapıda durup telefona bakan Şeyma'nın saçlarını karıştırdım.

"Ya ben yarım saat uğraştım bu saçla!" diye söylendi sarı saçlarını düzeltirken. Şeyma sarı saçlı, ela gözlü ve ortalama boylarda güzel bir kızdı. Tatlı bir yüzü vardı ve gözlükleri yüzüne çok yakışıyordu. Sınıftaki en yakın arkadaşım oydu, sınıftaki çeteleşmeler de benim yanımda kalan ve benimle uğraşanlara her zaman baş kaldıran en yakın arkadaşımdı. 

Yerime geçerken onun söylenmesine güldüm ve "Günaydın." dedim. Külçe gibi ağır olan çantamı sıraya bıraktığımda çıkan tok ses sınıfta çınladı. "Günaydın, niye nefes nefesesin?" diye sordu ben montumu çıkarırken. "Dur bi düşüneyim; uyuyakaldım, on beş dakika içinde hazırlanıp evden çıktım, kahvaltı etmediğim için aşağıda bir tostu neredeyse nefessiz yedim ve merdivenleri koşarak çıktım." dedim ona bakarak. 

"Hareketli bir sabah." dedi kaşlarını kaldırarak. "Hemde nasıl." diyerek kendimi sırama attım. Sıram cam kenarındaki en ön sıraydı, öğretmenler masasının önüydü. Öğretmenlerin sağ kolu olmam açısından sıra konumum çok iyiydi. Çantamdan kitabımı çıkarıp kulaklığımı taktım ve müzik dinleyerek kitap okumaya başladım. "Kendi dünyana kapandığına göre ben gidiyorum." dedi Şeyma'nın sesi Sufle grubunun Pus şarkısının sesi arasından. Ona başımı salladım ve kitap okumaya devam ettim. 

Ben Gece, on birinci sınıfta bir dil bölümü öğrencisiyim. Görüntüm aslında adımla çok uyumlu, koyu kahve saçlarım, kahverengi gözlerim, beyaz bir tenim var. Beyaz tenim yorgun olduğumda iki kattı beyaz olurdu ve bu abimin bana 'Kağıt surat' diye lakap takmasına neden oluyordu. 

Kitaplara bayılırım, haftada en az iki kitap bitiriyorum. Bu da harçlıklarımın hızlıca bitmesine neden oluyor ve yeni kitaplarımı almak için her zaman kenara para atıyorum, ihtiyacım olmasa da. Odamda bir kütüphanem var, ağzına kadar dolu. Sanırım yakın zamanda birde yeni kütüphaneye ihtiyacım olacak.

Çok konuşkan bir insan değilim, hatta gerekmedikçe konuşmam. Bu yüzden sınıfın soğuk nevalesiyim. Zaten sınıfta çok arkadaşım yok, diğerleriyle gerekmedikçe konuşmazdım. 

Normalde İstanbul da yaşıyorduk, fakat abimin yaptığı trafik kazasından sonra gelişenler yüzünden Antalya'ya taşındık. Bu taşınma gerçekleşirken ben on dört yaşındaydım, yani orta sondaydım. İstanbul'dan hiç ayrılmak istememiştim ve ayrıca kazada abim için çok korkmuştum. Şuan hayatta ve yanımda olduğu için şükür ediyordum. Çünkü o olmasa bu hayattın katlanılacak bir yanı yoktu. 

Herkes ders mooduna geçmeye başladığında derse beş dakika kalmıştı. Yine zaman kavramını kayıp etmiştim. Telefonumu teslim edip kitaplarımı çıkardım. Tek oturmak çok iyiydi, çünkü dil derslerinde çok dağılırdım. Test kitaplarım, ders kitaplarım, romanlarım, kalemler... Masada yer kalmazdı. 

İngilizce hocası, Erdem Hoca aynı zamanda sınıf rehber hocasıydı. Sınıfa girdiğinde, sınıf başkanı olduğum için benden yoklama almamı istedi. Ben hocaların sağ koluydum, özellikle İngilizce ve Almanca hocasının. Çünkü o derslerde en iyi bendim ve hocaların gözüne girmeyi ilk senemden başarmıştım. 

Gece'nin Sakladıkları (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin