7. İlk Hamle

139 8 0
                                    

Into Your Arms- Witt Lowry, Ava Max

Revenge-XXXTENTACION

Özgür'den;

"Özgür!"

Adımı seslenen birini daha duyduğumda acaba bugün kaç kişinin bana seslendiğini merak ettim. Sese doğru döndüğümde Ayaz abiyi gördüm. Telaşlı adımlarla yürüyordu hastane koridorunda. Elinde bir araba anahtarı, diğerinde elinde telefonu vardı. Üzerinde bir eşofman ve uzun kollu tişörtü vardı. Anladığım kadarıyla Erdem Hoca arayıp kız kardeşinin fenalaştığını söylediğinde aceleyle evden çıkmıştı. 

"Ne oluyor?" diye sordu yanıma geldiğinde. "Tuvalete kalmış." diye özetlediğimde eli saçlarına gitti. "Klostrofobi, kahretsin." diye söylendi. Hastane duvarına yaslandığımda Ayaz abi önümde volta atıyordu. 

"Ayaz Bey," diyerek yanımıza geldi Erdem Hoca. Gece'yi ambulansa bindirirken yanında hem ben hem de Erdem Hoca gelmişti. Velisi gelen kadar bir hocanın durması gerekiyordu. "Hocam ne oluyor? Gece nerede?" diye sordu Ayaz abi. "Gece'yi odaya aldılar. Anladığım kadarıyla kapı sıkışmış." dedi Erdem Hoca. 

Ayaz abi iç çekti, gözlerini ovuşturdu. Sinirine hakim olmaya çalışıyor gibi görünüyordu. "Kardeşim nerede?" diye sordu. Erdem Hoca, doktordan öğrendiği oda numarasını Ayaz abiye söylediğinde, Ayaz abi bir saniye bile beklemeden merdivenlere koştu. Erdem Hoca telefonu çaldığında, okuldan aradıklarını söyleyip beni de arkasından gönderdi. 

Ayaz abi, hızlıca koridorda yürürken bende arkasından gidiyordum. Odayı bulduğunda anında kapıyı açıp içeri girdi. Bende adımlarımı hızlandırdım ve açık kapıdan içeri girdim. İçeride Ayaz abi dışında birde hemşire vardı. Gece'nin serumunu kontrol ettikten sonra odadan çıkıp kapıyı kapattı. Ayaz abi, Gece'nin yanına yaklaştı, yatağın kenarına oturdu. Saçlarını okşayıp öptü, elinin tersiyle yanağını okşadı. 

Gece'yi uzaktan inceledim, kabinden çıkardığımda dudakları bile bembeyazdı, titriyordu, zor nefes alıyordu ve ayrıca bilinci gidip geliyordu. Şuan yüzüne, çok olmasa da, renk gelmişti. İlk getirdiğimizde acilde oksijen takviyesi yapılmıştı. Belki de serumda sakinleştirici olduğu için uyanması bu kadar uzun sürmüştü. 

Sessizce onları izlerken yavaşça yanlarına gittim. Ben ayakta durup onları izlerken Ayaz abi hala Gece'nin bembeyaz olan yüzünü okşuyordu. Anladığım kadarıyla gerçekten korkmuştu. 

"Sen mi buldun?" diye sordu birazdan bana bakarak. "Şeyma buldu, ben çıkardım." dedim. "Otursana." derken kenarda duran koltuğu gösterdi başıyla. Koltuğun ucuna oturarak ona döndüm. "Uzun zamandır mı var klostrofobisi?" diye sordum. Gözlerini Gece'den ayırmadan başını salladı.

"On iki yaşından beri," diye özetledi. Altı senedir. "Gece on iki yaşındayken, İstanbul'daki evimizde asansörde kalmıştı." dedi iç çekerek. "Alarma basmış ama apartmanda kimse yokmuş. Arıza olduğu için asansörün ışığı da kapanmış." Kabinin kapısını açtığımda ışık yanmıyordu. Ayaz abi söyleyince hatırlamıştım. 

"Gece'yi bulduğumuz da içeride bir saatten fazla kalmıştı. Ayrıca baygındı, hastanede doktor kriz geçirdiğini söyledi. Üzerinde belli bir süre geçince anladık." diye devam etti. İçeride en fazla yirmi dakika kalmıştı ve bu hale gelmişti. Bir saat kalsa ne hale gelirdi tahmin bile edemiyordum. "Kabinden çıkardığımda titriyordu." dedim dalgınca. Başını salladı, Gece'nin sağ elinin elleri arasına alıp dudaklarına bastırdı. 

Az sonra Erdem Hoca geldiğinde beni çağırdı. Okula dönmemiz gerektiğini söyledi. "Ben Gece'nin eşyalarını akşam size getiririm." dedim Ayaz abiye dönerek. "Teşekkür ederim." diyerek gülümsedi. Erdem Hoca ile beraber hastaneden çıkıp okulla geçtik. 

Gece'nin Sakladıkları (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin