12 Ekim

636 17 1
                                    

12 Ekim 2018/ İstanbul

İstanbul trafiği her zaman ki kargaşanın aksine şuan bomboştu. Bunda saattin gecenin ikisi olmasının büyük bir etkisi vardı. İnsanların büyük bir çoğunluğu bu saatte evlerinde uyuyor olurdu. Ama gençler için tabii ki durum farklıydı. Gençler her zaman gece eğlencelelerini uykuya tercih ederlerdi. Aynı bu iki genç delikanlı gibi, on sekizinci yaşın verdiği özgürlük hissi ve gençliklerinin verdiği heyecan arayışı. Zaten kötü olaylarda çoğu zaman bu yüzden gelmez miydi insanın başına? Bu yaşlarında, çoğu kişi bu zamanları 'gençliğin en güzel zamanları' olarak tanımlardı...

İki arkadaş, gittikleri partiden çıktıktan sonra Ayaz'ın arabasına bindiler. O kadar alkol almamışlardı bu yüzden arabayla dönmeyi sorun etmemişlerdi. Ayaz ve Selim çok yakın arkadaşlardı. Ortaokuldan beri arkadaşlardı, yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi, Ayaz'ın annesi onlar için bu deyimi kullanmayı severdi. Şuan sınıftan bir arkadaşlarının doğum gününü partisinden dönüyorlardı. Bu kadar geçe kalmaları tabii ki ikisininde ailelerinden azar işitmelerine neden olacaktı. Ama bir bahane bulurlardı, belki trafik çoktu derlerdi? Veya bir kaza olmuş ve yollar tıkanmış? Bahane elbet bulunurdu. 

Şuan ikisi de oldukça neşeliydi. Ayaz sürekli gerginlik yaratan ebeveynlerinden uzakta ve arkadaşı ile çok eğleniyordu. Aklı evdeki kız kardeşine kaydığında onun bu saatte çok uyumuş olmasını umuyordu. Kız kardeşi tam bir gece kuşuydu ama tabii ki okul mevsiminde ne kadar geç yatmayı sevse de yatamıyordu. Ancak hafta sonları geceleri sabahlara kadar kitap okuyup müzik dinleyebiliyor veya resim çizebiliyordu. Bu onu gergin ortamlardan uzaklaştırıyordu ve Ayaz o kendini bu şekilde dışarıdan koruyabildiği için mutluydu. Diğer etkenlerden kardeşini o korurdu, kardeşinin psikolojisini korumak onun yapabileceği bir şey değildi. Sadece ona bu konuda destek olabilirdi. 

Selim, o kadar sorunlu bir aileye sahip değildi. Tabii aile diyebilirse, evde herkes kendi ile ilgilenirdi. Selim kendi dışında erkek kardeşiyle de olabildiğince ilgilenmeye çalışırdı. On dört yaşında bir erkek çocuğunun ilgisiz kalırsa nasıl yollara sapabileceğini biliyordu. Ve kardeşinin başına böyle şeyler gelsin istemezdi. 

Yağmur yağmıştı, yollar ıslaktı bu yüzden dikkatlilerdi. Bir yandan sohbet edip gülüyorlardı ama ikisininde gözleri yoldaydı. Arabanın radyosu genellikle çekiyordu ama araba asfalt yolda ilerlerken çekmediği yerlerde cızırtılı sesler çıkarıyordu. Bir süre sonra Ayaz arkalarındaki bir arabanın aniden hızlandığını fark etti. Yolla dikkat etmeye çalışarak aynadan arkaya baktı. Arabanın kaçacağı bir şey yoktu, garip olanı araba dışında başka ters giden hiçbir şey yoktu. Selim, Ayaz'ın rahatsızlığını fark etti ve arabanın arka camından peşlerindeki arabaya baktı. Plaka Selim'e tanıdık geldi. Nereden tanıyordu? Babasının çalıştığı şirkettin bir arabası olabilir miydi? Veya bir arkadaşının? Babasının arkadaşı niye onu sıkıştırsın ki? 

Ayaz, arabadan uzaklaşmak için hızını kontrolü bir şekilde arttırdı. Arkadaki arabada hızlandı. "Takip ediyor." dedi Ayaz. "Plaka tanıdık ama kim olduğunu bilmiyorum." dedi Selim önüne dönerken. Araba, onları sağlamaya çalıştı. Ayaz, kontrolü kaybetmemeye çalıştı. "Böyle devam ederse kaza yaptırtacak." dedi gözleri dikiz aynasındayken. "Amacıda o zaten." dedi Selim. İkisi de korkmaya başlamıştı. İki dakika sonra tahmin ettikleri oldu ve arkadaki araba onların kaza yapıp yoldan çıkmasına ve ağaçlık yolla savrulmasına neden oldu. Kazaya neden olan araba yok olurken onların arabası takla atarak bir ağaca çarpmış ve ancak durabilmişti. Kazanın büyüklüğünün artmasında kaygan yollarda etki göstermişti. 

Kazayı görenler yardıma gitmiş ve ambulans çağırmışlardı. İki gencinde bilinci kapalıydı. Ambulans geldiğinde, kazanın üzerinden neredeyse on dakika geçmişti. Sağlık ekipleri iki gencinde kontrollerini yapmak için kalabalığı uzaklaştırmışlardı. Ama biri için artık çok geçti. İki yakın arkadaştan biri ölüydü. Ayaz, şans eseri yaşıyordu. Ama Selim için aynı şey geçerli değildi... 

O gece üniversite okuma hayalleri olan bir gencin hayalleri yok olmuştu. Basit bir araba kazası yüzünden. Tıp okuma hayalleri, artık asla gerçek olamazdı. Çünkü o hayalleri gerçekleştirebilecek bir hayat yoktu. 

Ayaz, kazadan sonra birkaç gün komada kaldı. Ölmemiş olması büyük bir şanstı. Durumu ağırdı. Komadan çıktığında ve Selim'in öldüğünü öğrendiğinde kahrolmuştu. Kız kardeşinden sonra ona en yakın olan insan artık yoktu. Onun yüzündendi, arabayı o kullanıyordu. Teorik olarak kaza onun yüzünden olmamış olsa da Ayaz bu kazayı kendi suçu olarak görüyordu. Ve asla kendini affetmeyecekti. 

Bir oğlan onun yüzünden abisiz kalmıştı. Bir aile evlatlarını kaybetmişti. Belki ülke geleceğin parlak bir doktorunu kaybetmişti. 

Gece'nin Sakladıkları (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin