-Tamamlandı-
Elimdeki bereyi yavaşça çekti parmaklarımın arasından, suratımın etrafına dağılmış saçlarımı düzeltip kendi beresini kafama geçirdi. Düz bir çizgi halindeki dudakları kıvrıldı, gözlerine bir ışıltı yayıldı. Saçlarımı sevip yanaklarımı a...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seneler önce meftunu olduğum bir çift göz, göğsümde kurulan terazinin dengesi ile oynuyordu, kalbim aklımın kefesine ağır basıyordu. Aklım bu savaşta hiç üstün gelememişti, kalbimin galibiyeti bakiydi.
Solmaktan ziyade yeşerdiğim, kök saldığım, izimi bıraktığım bu dünyanın kıvrımlı yolları yine kendime çıkıyordu. Attığım her adımda sabırlı olmayı, paylaşmayı, detaylı düşünmeyi, kendimi sona bırakmayı öğreniyordum.
Kendime doğru yürüyordum, kalbime. Kalbimin içinde muhafaza ettiklerime.
Yüzümde gezinen ince, minik parmakların sahibi beni bu dünyada ilk kez anne yapan kızımdı, uyansam da gözlerimi aralamadım, bir sonraki hamlesi yanağıma konan buse oldu, avuç içi yanağıma dağılan saçlarımı sevdi. Amacı beni uyandırmak değildi, öyle olsa sesleneceğinden emindim, sadece sevmeye gelmişti anlaşılan.
Burnu saçlarıma yaslandı, her hamlesi çok narindi ancak ben eskisi gibi derin uykuların esiri değildim, anne olmak diken üstünde uyumayı öğretmişti bana. Yüzümü sağa çevirip yanağına yasladığımda kıkırdadı ama aralanan gözlerimi görünce dudağı büküldü.
"Uyandın mı?" Parmak uçları ile göz kapaklarımı örtmeye çalıştı, "Özür dilerim anne, uyu." Gözümdeki ellerini tutup parmak uçlarını öptüm. "Sadece özlediğim için gelmiştim." Masum ifadesi hiç değişmiyordu, her daim pembeleşen yanakları mahcubiyetininsimgesiydi.
"Gözümü açar açmaz gördüğüm bu güzellik gerçek mi?" Mırıltı şeklindeki bir sesle konuşup kollarımı beline sardım. "Bakayım, gerçek miymiş?" Yatakta dönerek onu kendime çektiğimdekıkırtısı yükseldi, başını göğsüme yaslayıp saçlarının üzerini öptüm. "Oh," derin bir iç çekişle yüzüne dağılan saçlarını geri ittim. "Gerçekmiş." Kafasını hafifçe kaldırarak çenesini göğsüme dayadı, bana daha da sokulup gülümsemenin ışıltısını taşıyan gözlerini gözlerime dikti.