4.Bölüm

85.2K 3.7K 1K
                                    


Merhabalar, hoş geldiniz ❤️

Özlediniz mi bizi?

Başlamadan önce yıldızı partalsak mı? Okunmalar iyi de, oylar biraz az sanki. 🤭✨

Susuyorum ve sizi bölüme bırakıyorum. Keyifli okumalar ❤️

Bazen kalbinde hissettiğini diliyle zikretmeye gücü olmazdı insanın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bazen kalbinde hissettiğini diliyle zikretmeye gücü olmazdı insanın. Kalbim endişenin, korkunun tutsağı iken dik durmak bedenime ağır geliyor, bu ruhsal sancı omurgamı sızlatıyordu. Aklım binlerce senaryo yazıyordu, en kötüsü de ben onlara kanıyordum. Canını bir bilinmezliğe göndermek kolay olmuyordu ama ben onu vatana emanet ediyordum. Döndüğünde sanki hiç gitmemiş gibi kaldığım yerden devam edecektim, başka türlüsü güçtü, katlanılmaz olandı.

"Sen Eymen ile konuştun mu?" Dizlerime uzanmış olan Esra tavanı izliyordu. "Ne zaman dönecekmiş?" Düz dudakları kıvrılır gibi oldu ama hemen buna mani olarak boğazını temizledi.

"Yarın sabah," dedi içinde tazeliği barındıran bir sesler, baharda esen rüzgâr ferahlığı vardı sesinde. "Ama sen bunu zaten biliyorsundur değil mi Dilruba?"

"Ne alakası var?" Elimin altındaki alnına hafifçe vurdum, refleksle gözlerini yumdu.

"Kartal seni habersiz bırakmaz, aramıştır." Munzur bir ifade gözlerinin şenlendirirken elini uzatıp yanağımdan makas aldı.

"Hıı, aradı." Kafamı geriye atıp koltuğun sert yüzeyine yasladım.

"Ben zaten dayanamayacağını tahmin etmiştim," bilmiş bilmiş konuştuğunda gülümsememi bastırmadım. "Bak ya nasıl da hoşuna gidiyor." Hızla doğrulup bacaklarını toplayarak oturdu.

"Gidiyor tabi," dedim gülümsemem genişlerken, omuzlarımı sarsan bir nefes aldım, daha çok bir iç çekişti. "Onun mu burnu sürtüyor benim mi anlamıyorum bazen."

"Yaa," dedi üzgün bir tonda, parmakları yanağımı tüy gibi okşadı. "Çok özledin değil mi?"

"Öyle tuhaf ki," gözlerimi tavana çevirdim, ince ince gelen ağlama isteğinin bilincindeydim. "Ona istediğim gibi dokunamamak, her an kollarına koşamamak..."

"Güzelim," şefkat barındıran ses tonu ile dağılmaya iyice yaklaştım, kafamı omzuna yasladığımda saçlarımı değdi parmak uçları. "Niye yapıyorsun bunu size? Seni anlıyorum, çok iyi anlıyorum ama bu kararın sonucunda üzülen yalnızca siz oldunuz. Eminim o kadın bir taraflarına kına yakmıştır." Öfkeyle söylendiğinde sızlayan burun ucuma rağmen gülümsedim.

Gönül Kapan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin