14.bölüm

16.5K 453 43
                                    

Medya: dedublüman belki

...

Ah benim sevdasında bencil ama yüreğinde sağlam sevdiğim. ...

...

Aradan bir ay geçmişti nişanın üzerinden.

Agah Vurguna kalsa düğün hemen akşamına olurdu ama erva güneşi anne ve babası kati suretle izin vermemiş bir ay sonrasına ertelemişti.

şimdi ise erva güneş, annesi, funda ve Agah Vurgunun annesi gelinlik bakmaya çıkmışlardı.

Agah ne kadar bende geleceğim diye diretse de annesi ona asla izin vermemişti.

girdikleri gelinlik mağazası ile tüm çalışanlar hızla nalan hanımın etrafına toplanmışlardı.

nalan hanım tek bakışı ile isteğini belirtmiş sadece bir çalışanın kalmasını istemişti.

funda bir yandan yıldız hanım diğer yandan gelinliklere bakarken nalan hanım ise gelinine bakıyordu.

gelinini bu üç yılda iyi tanımıştı zira Agah Vurgunun sevdiği olarak değil oğlu baranın tek ve en yakın arkadaşı olarak tanımıştı.

erva güneş sade ama bir o kadar da göz kamaştırıcı bir gelinlik istiyordu.

nalan hanım yanındaki çalışana dönüp istediğini belirtince, görevi kadın hızla onu onaylayıp özel dikim olan odaya girmişti.

beyaz büyük poşetteki ağır gelinliği eline alıp odadan çıkınca funda ve yıldız hanım kızın elindeki gelinliğe baka kalmışlardı.

gelinlik Agah Vurgun tarafından özenle çizilmiş bir yıl öncesinden dikim aşamasına geçilmişti.

bundan sadece nalan hanımın haberi vardı o da bu sabah oğlu ona söylemişti. nalan hanım gelinliklerin etrfanında gezen kızı gibi sevdiği ervayı çağırdı;

"erva güzel kızım bakar mısın buraya"

erva nalan hanımın sesi ile oraya doğru yönelince görevlinin elinde tuttuğu gelinlik ile nefesi kesilmişti.

öyle güzel ve asil di ki bakan bir daha bakıyordu.

Yutkunup yavaşça parmak uçları ile gelinliğe dokundu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yutkunup yavaşça parmak uçları ile gelinliğe dokundu. Öyle güzeldi ki içi ermişti resmen.

Nalan hanım ervanın yanına gelip elini omuzuna koyarak hafif sıvazladı.

"Hadi güzel kızım üzerinde görmeyi çok istiyorum Agah Vurgun da çok istiyor"

Erva güneş kafasını sallayıp gelinliği alarak soyunma odasına geçmişti.

yanına gelen görevlinin yardımı ile gelinliği giymişti.

Derin bir nefes alıp soyunma odasından çıkmıştı.

Yıldız hanım gördüğü kız ile gözleri dolmuştu ağlamamak için yukarı bakıp geçmesini bekledi ama olmadı hızla kızına yaklaşıp alnına bir öpücük bıraktı

"Güzel kızım benim güneşim"

Erva güneş annesinin ağlaması ile oda ağlamaya başladı.

Funda ise arkadaşının güzelliğine gözleri parlayarak bakıyordu.

Nalan hanım gelininin güzelliği ile gülümsemişti.

Allah'a şükür etti hem güzel hemde güzel ahlaklı bir kızı oğlunun karşısına çıkardığı için.

Seçilen gelinlik ile kadınlar oradan çıkıp diğer eşyaları alarak oradan ayrılmışlardı.

....

Agah Vurgun kol düğmelerini söküp yere savurdu ve hızla arkasına dönerek adamın boğazından tutup duvara sert bir şekilde yasladı.

Adamın nefes almasını engelledi. O kimdi ki ervasının adını anıp onun namusuna dil uzatırdı.

Bunun bir oyun olduğu o kadar belliydi ki.

Sabah yanına gelen bir adam ona bir deste fotoğraf vermişti gitmeye çalıştığında ise Agah Vurgun adamlara emir verip gitmesine izin verilmemiş, depoya kapatılmıştı.

Fotoğraflarda ise ervasının ve bir adamın uygunsuz fotoğrafları vardı.

Eğer başka biri olsa buna net inanırdı ama Agah Vurgun ervasını o kadar iyi tanıyordu.

resimdeki kadının ayağında derin olduğu belli olan bir kesik vardı ama ervanın ayağında çiziğe dair tek bir iz bile yoktu sadece sol kolunun bilek kısmında bir iz vardı o da küçükken olmuştu.

Agah Vurgun psikopat bir şekilde gülüp adamın kulağına yaklaşıp sert ve bariton sesi ile;

"Seni şimdi öldürsem kimsenin ruhu duymaz ama sen bana bunu kimin yaptırdığını söylersen acısız bir şekilde ölürsün ve ben ailene dokunmam"

Adam gözlerini kocaman açıp yalvarmaya başladı;

"Söyleyeceğim söyleyeceğim lütfen sadece aileme dokunmayın lütfen"

Dediğinde Agah Vurgun bağırarak;

"Söyle lan kim gönderdi bu fotoğrafları!!"

Adamın söylediği isim ile gözleri nefret ve kin dolmuştu.

İşte o an karşısında mert olmayan bir düşman olduğunu anlamıştı.

Sanki daha önce mertçe bir düşmana sahipmiş gibi...

"Ateş, ateş Karadağ adamın adı"...

...

merhaba arkadaşlar on dördüncü bölümün sonuna geldik.

umarım severek okumuşsunuzdur.

diğer bölüm görüşmek dileği ile.

kendinize iyi bakın.

Gece Güneşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin