24. BÖLÜM: Küçük Prens

5.1K 662 220
                                    


Ehe şey ben geldimmmm!!

Çoookkk özledim çok çok!

Sizi çok bekletmeden direkt bölüme alıyorum en güzel umutlarım... Ama şööyyllee güzel güzel bol bol yorum yaparsanız mükemmeelll olur!

600'ü geçelim mi? 🥺

Bölüme bir balon bırakalım 🎈

Sezen Aksu, Zalim
Canozan,Sar Bu Şehri

17.10.2010

Küçük kız tombul ayaklarını yataktan sarkıtmış, sallayarak kendince ürettiği oyununu oynuyordu. Ayaklarını sallamanın kendisini dinginleştirdiğini kendi anlamasa da içgüdüsel olarak farkındaydı. Tüm zihnini salladığı ayaklarına verip ağlamayı kesmek ise üç yıldır yaptığı tek etkinlikti.

Tomris Kızıltepe henüz altı yaşında, kimsesi olan ama onlar tarafından yalnız bırakılan müthiş bir çocuktu.

Ve Tomris Kızıltepe, kimsesi olmasından nefret ediyordu.

Henüz gürleşmemiş, kısa kızıl saçlarını kafasının tepesinde iki tane palmiye ağacına benzeyecek şekilde toplamıştı. Üzerinde yetimhaneye bağışlanan kıyafetlerden giydiği siyah, simli bir tayt üzerinde de kırmızı bir kazak vardı.

Burnunu çekti. Bugün onun doğum günüydü ama kimse kutlamak istememişti, belki de çoktan unutmuştu. Biçare gece uyumadan önce babasının gelip sürpriz yapacağını hayal etmişti ama ertesi günün akşamına kadar yetimhanenin merdivenlerinde oturarak beklemek ve kimsenin gelmediğini görmek küçük burnunun kızarmasına neden olmuştu.

Doğum günlerini idrak edebildiğinden beri her doğum günü sabahına uyandığında ilk defa doğmuş gibi hissediyordu fakat sonrasında aslında bir yıl daha öldüğünü anlayınca kalbine saplanan hançeri olduğu yerden çıkaramıyordu.

Yetimhane müdiresi yanına gidip onunla konuşmaya çalışmıştı ama Tomris başını iki yana sallayarak dizlerini kendine çekmiş, yüzünü kollarına saklayıp hıçkırarak ağlamıştı.

Kolay değildi, yetimhanenin kapısından geçen her yetişkin adamı babası sanması ve küçük kalbinin hızlanmasına neden olmasının ardından gelen hayal kırıklığı küçük bedenine çok ağır geliyordu.

"Tomris! Bir benimle gelir misin?" Başını eğdiği yerden kaldırıp odanın kapısına çevirdi. Yetimhane hizmetlisi Seray Hanım kendisini çağırıyordu. Yataktan zıplayarak inip küçük adımlarla yanına ilerledi. Başını sol tarafa çevirdiğinde gülerek oyun oynayan arkadaşlarını gördü. Onlar henüz kimsesiz olduklarının  farkında değildi. Mutlulardı. Farkında olmamanın getirdiği mutluluğa çok özendi, Tomris. Kendisi acı gerçeklerle kavrulup dururken onların mutluluğuna imreniyordu.

Seray Hanım, Tomris'in küçük elini tutarak onu müdiremin odasına doğru ilerletti. Tomris'e bir şeyler söylemek istiyordu ama cesaret edemiyordu çünkü Tomris insanlarla konuşmayı sevmezdi. İçine kapanmıştı.

Odanın kapısını iki kere tıklatıp açtı. Tomris ağır adımlarla odaya girdiğinde gözleri yurt müdiresinin üzerindeydi. "Gel Tomris'ciğim," dedi  sevecen bir sesle.

TOMRİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin