_BAŞLAMA TARİHİNİZ_
🌸Medya: Peri HAYAL🌸
🌸Merhaba bebeklerimmm bu benim üçüncü kitabım ve bu klasik evlat kaybolma meselesi olan bir kitap. Bu ilk bölümde Perinin dört yaşında yaşadığı olayı göreceksiniz. Ağlama ihtimaliniz olabilir ama az belki. Gidin patlamış mısır ve kola alıp gelin ve okumaya başlayın derim!!!!🌸
KAÇIRILMA AKŞAMI
(13 YIL ÖNCEKİ AKŞAM)
SAAT 20:20
"ANNE!" dedi küçük güzel yeşil gözlerinden yaşlar akan kız. "Anne," dedi umudunu kaybetmeye başlarken. "Anne saklanma korkma benden!" diye bağırdı ormanın derinliklerine doğru. "Anne baba neredesiniz?" dedi ve ekledi. "Anne ben üşüdüm beni kollarınla sarmayacak mısın?" dediğinde içinde bir sürü patlamalar oluşurken. "ANNEE!" feryadıyla hüngür hüngür ağladı. Annesini sayıklıyordu. Ona acı çektiren şey ise annesinin ondan korkup saklandığını zannetmesiydi. Daha dört yaşındaydı ve çok derin bir acı çekiyordu.
"ANNE SANA ŞARKI SÖYLERSEM GELİR MİSİN?!" küçük Peri annesine şarkı söylemeye başlamıştı o titreyen sesiyle.
"B-Benim annem güzel annem
Beni al kollarına
Kucağında uyut beni
Ninniler söyle bana..."
Annesinin geri gelmeyeceğini düşünmesi kalbini acıtıyordu. "Anne, baba, abi beni duyuyor musunuz?" ve ekledi. "Elma dersem çık, armut dersem çıkma tamam mı?" Peri küçük elleri ile gözlerini kapattı ve "ELMA!" diyerek ellerini büyük bir heyecanla indirdi ve gözleriyle etrafı taradı. "Anne o zaman sihirli sözcüğümüzü söyleyelim mi?" diye seslendi ormandaki boşluğa doğru. Elleri ile gözlerini kapattı ve sihirli cümleyi söyledi "Çiki çiki or-ta-ya çık!" küçük kız gözlerinin önündeki küçük ellerini indirdiğinde annesini göremeyince tamamen umudunu kaybetmişti.
"A-Anne ben sanırım ölüyorum..." küçük Peri nefes almakta zorlanıyordu. Hava kararmıştı, sabahtan beri bir kuru simitle günü geçirmişti. Üşüyordu ve onu sarıp sarmalayacak annesi ortalarda yoktu. Bu küçük Peri bu akşam yaşamadığı bir şey kalmamıştı. "Anne ben çok üşüyorum..." dedi kollarını kendine sararken. "BABA!" diye seslendi babası belki onu duyar diye umutlanmıştı. "BABA SEN BENİ BULURSUN SEN HER ZAMAN BENİ BULURDUN. KENDİNİ BANA KAHRAMANIMSIN DİYE TANITIRDIN!" diye bağırdı Peri. Peri'nin arkasındaki çalılıklardan çıtırtı sesi gelmişti. "Baba? Buldun mu beni?" diye çalılıklara doğru seslendi. Ama kız hala bir şeyi fark etmemişti. Babası ondan neden saklansın ki? "Kızım!" diye seslendi bir kadın. "ANNE!" diyerek çalılıklara doğru koşmaya başladı.
"Anneciğim..." kadın kızı kucağına aldı ve etrafında döndürüp kokusunu içine derin derin çekti. Küçük Peri geri çekildi ve kadının suratına baktı.
Suratının her yeri çizikti, tanınmaz haldeydi. "S-Sen kimsin?" dedi Peri. "Sen anneme benzemiyorsun ki..." kadın sahte bir üzüntüyle Peri'ye baktı. "Kızım, ben senin annenim. Çalılıkların arasından geçerken dallar yüzümü kesti ve yere düşüp yüzümü bir taşa çarptım." dedi kızı kandırmaya çalışırken.
Peri kollarını anne dediği kadının boynuna sardı "Özür dilerim Anneciğim..." dedi hıçkırıklarının arasında. "Evimize gidelim mi?" kadın onu kendi evladı gibi sahiplendi ama ona bir sürü kötülükler ve deneyler yapmak için kaçırıyordu. Çünkü kocası hep karısının üzerinde deney yapıyordu ama artık Peri'ye yapacağı belliydi.
"Gidelim anneciğim..." küçük kız kadına inandı ve ona güvendi. Ama gerçek annesi kimseye inanıp güvenmemesini anlatmış ama kadın küçük Peri'ye bir güzel yalanını yedirmişti. Ailesi annesi, babası, abileri akşam ormanda Peri'yi aramak için koyulmuşlardı. Yokluğunu yeni fark eden ailesi ormanı aramaya başladığında babası Kemal bey çalılıklara baktığında Peri'nin yeşil küçük bir atkısını bulmuştu.
Kemal bey atkıyı eline aldığında kendisine engel olamadan dizlerinin üzerine düşmüştü. Kemal bey kızının küçük atkısını göğsüne yasladı ve sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. "K-KIZIIMM!" diye bağırıyordu. Abi takımı bu küçük yaşlarında bile kardeşlerini aramak için bile dışarı çıkmışlardı. Babasının bu halini görünce hepsinin gözünden yaşlar akmaya başlamıştı. Annesi Melek hanım kocasını öyle görmeye dayanamayıp hıçkıra hıçkıra kocasının yanına çömelip sarıldı.
Melek hanım ve Kemal beyin ailesi eve döndüklerinde hepsi güzel bir banyo yapmış salonda sessizce herkes halının desenini inceliyordu. 12 yaşında olan Demir, ailesini nasıl toparlayacağını düşünüyordu. En büyükleri o olduğu için herkesin moralini yerine getirmesi lazım sonra gizlice küçük kardeşini bulması lazımdı.
Kadın Peri'yi evine getirmiş üzerindeki kıyafetleri çıkarıp güzel bir banyo yaptırmıştı. Peri anne dediği kişinin ismini sormuştu ama gerçek annesinin ismini de hatırlayamadığı için kadının ismini ve kadını sorgulamadı.
Hayal ailesinin evinin içini zil sesi yankıladı. Herkes hışımla ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerlediler. Kemal bey yavaşça kapıyı açtı ve önünde kimse olmadığını görünce kapıyı kapatacaktı ki gözleri yerdeki orta büyüklükteki kutuya kaydı. Kemal bey yere çömeldiğinde Hayal ailesi Kemal beye bakıyor kutuyu açmasını bekliyordu.
Kemal bey kutuyu yavaşça açtığında içinde gördüğü küçük çocuk ve kimlikle görünce ağzı bir karış açılmıştı. Melek hanım hayatının şokunu yaşıyordu. Kemal bey hızla küçük çocuğu aldı ve evdeki bir polar battaniye sardılar. Hayal ailesi hala hiçbir şey anlamamıştı. Ama Hayal ailesi bu küçük çocuğu dışarıda bırakacak kadar hain ve acemi birileri değillerdi. Bu küçük kızı büyütüp yetiştireceklerdi. Demir ile Emre hariç herkes küçük çocuğu sevmeye başlamışlar Peri'yi unutmuşlardı. Demir küçük kız çocuğun kimliğine baktı ve isminin Cansu olduğunu ve dört yaşında olduğunu öğrendi. Gerçek kardeşini bulduğunda bu küçük kız çocuğunu gerçek ailesine teslim edecekti.
Ama o akşam olan şey bir tek bunlar değildi. O akşam Peri'yi kaçıran kadının kızı da kaçırılmıştı. Ve o bebek ise Hayal ailesinin evine gönderilmişti...
Lanetli gün 22.01.2010 20:20
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL AİLEM Mİ?
Teen FictionOkumadan önce yeni hikayeme de bir şans verirseniz çok mutlu olurum. ~YATILI OKUL *BOOKİSH_PAWS "ANNE!" dedi küçük güzel yeşil gözlerinden yaşlar akan kız. "Anne," dedi umudunu kaybetmeye başlarken. "Anne saklanma korkma benden!" diye bağırdı orman...