18.BÖLÜM

592 31 30
                                    

Bismillah diyerek başlayalım...
Oy sınırı:25
Yorum sınırı:30

Oy sınırı:25Yorum sınırı:30

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Emre'den devam...

"Peri hanımı kaybettik..." Ne? Adamın yakalarına yapışmıştım. "Nasıl kaybettiniz lan!?" babamın geldiğini gördüğümde yakasından ayrılmıştım. "Peri nasıl doktor bey?" doktor konuşmadan "İyiymiş ama psikiyatriye gitmesini söylüyor ve birkaç ay göz altında kalacakmış görmek ve görülmek yasakmış yoksa o anıları hatırlarmış. Bende onayladım sonuçta psikolojiden anlıyorum baba." dediğimde sıkıntılı bir nefes verdi. "Pekala, ona iyi bakın doktor bey." diyerek hastaneden çıktığımızda doktorun ismini öğrenmiş Demir abime araştırması için atmıştım.

Tabii Demir durur mu, hayır durmaz. Sorguladı çekiştirdi falan ve söylediğimde deliye dönmüştü. Ama kimse telaşlanmasın diye uydurduğum yalanı ona da söylemiştim. Adamı araştırmış depoya götürmüştü. Yazık adam hayatında çekmediği vicdan azabı çekecekti.

Peri'nin Anlatımıyla...

Başımdaki ağrıyla gözlerimi açmaya çalışıyordum. Bana ne olmuştu? Siktir tecavüz ediliyordum! Gözlerimi yavaşça açmaya çalıştım. Açamamıştım ama aralık kadar açabilmiş nerede olduğumu çözmeye çalışıyordum. Depoya benzer bir yerdeydim. Burası neresi? Gözlerimi zorlayarak açtım ama yukarıdan gelen küçük pencere ay ışınları yüzünden gözlerimi açmamı zorluyordu.

Yavaşça ayağa kalktığımda üzerimin ormandaki gibi iç çamaşırlarımla olduğumu anladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yavaşça ayağa kalktığımda üzerimin ormandaki gibi iç çamaşırlarımla olduğumu anladım. Gözlerim odayı taradığında bir kapı gördüm ve oraya doğru koştum ve son gücümle kapıya vurmaya başladım. "YARDIM EDİN! İMDAT, NOLUR BANA YARDIM EDİN! BABA, ABİ, ANNE NEREDESİNİZ!?" dedim kaçırılmamın korkusuyla.

Ya öldürürlerse. Bir şey olmaz! Ya acı çekerek ölürsek. O zaman siktir Peri. Gözlerim dolmuştu ama ağlayamıyordum. Allah'ım ne günah işledim de bunları çekiyorum. Geriye birkaç adım attım ve kapıya tekme attığımda alttaki kapı aksesuar kırılmıştı. Aşağıya tekrar tekme attığımda kapının yarısı alt üst olmuştu ve aşağıya eğilerek geçmeyi becermiştim.

2 defa sağıma ve soluma bakmış en karanlık olan koridora girmiştim. Karanlığı tercihi ettim çünkü benim gibi birisinin karanlığa giremeyeceğini düşündüklerini akıl ettim ve bu sonuca vardım.

Islak olduğum için üşüyordum. Kesinlikle hasta olacaktım, kesinlikle. Önüme merdivenler çıkınca düşünmeden hemen oraya doğru ilerledim. Yukarıya çıktığımda ilk gördüğüm cama baktığımda terasın camı olduğunu anladım ve terasa çıktım. 1 kat yukarıdaydım bu nedenle atlayıp kaçabilirdim. Fazla mı zekiydim? Hayır, bir şeyleri kaçırıyoruz. Bu kadar basit kaçmamız kolay olamaz. Siktir, kameralar...

Hiç düşünmeden terastan aşağı atladım ve yaralanmamı umursamayarak ormana doğru koşmaya başladım. Arkamdan silah sesi gelmeye başlamıştı. İlerlediğim her adımda bir ağaca mermi düşüyordu. Daha hızlı koşmaya başladığım da daha fazla silahın ateş etme sesini duyuyordum. Keşke izlendiğimi fark etseydim...

Ormanın ortasında uzun bir yol gördüm ve hemen yolun ortasına atladım. Yola bakındığım da buraya gelen bir araba gördüm. Yağmur daha şiddetlenmiş ve gök gürültüsü beyaz ışınları her yeri sarmıştı. Dizimdeki yaralar kendini belli etmiş yere sert bir şekilde düşmemi sağlamıştı.

Tekrar silah sesi duyduğumda kolumda bir sızı hissettim. Koluma baktığımda sıyrılmış ve yere düşmüş bir kanlı mermi gördüm. Benim kanım ama, hiçbir şey hissetmiyordum. Alışkanlık...

Arabanın farları gözümü almaya başladığı İçin kollarımı gözüme siper ettim. Araba yavaş yavaş önümde durmaya başladığında içinde 25'li yaşlarda bir çocuk arabadan çıktı ve koşarak yanıma geldi. "İyi misiniz?" Dediğini umursamadan "Hemen gitmemiz lazım. HEMEN!" dediğimde durumun fazla ciddi olduğunu anlayıp beni kucağına aldı ve arabaya koşarak ilerledi. Arabanın arka kapısını açıp beni içine yatırdı ve kapıyı üzerime örtüp şoför koltuğuna geçti.

Arabayı muhtemelen 170'lerde kullanıyordu. "Hanımefendi isminiz öğrenebilir miyim? Ben doktorum ismim Çınar Eren Akra" derin derin nefesler aldım. "İsmim Peri Hayal" dediğinde bir bağırış koptu. "Ne!?" Sadece gülmüştüm. "Çınar bey benim fazlasıyla uykum gelmeye başladı birazcık kestireceğim. Siz araba sürmeye devam edebilirsiniz."

"Hayır uyuma! Kan kaybından uykun geliyor. Uyursan gözünü zor açarsın ya da komada kalırsın." Bu sözler beni etkilememişti onca şey yaşamış birisine etkilenmesi zaten beklenmezdi. Aldırmadan gözümü kapattım ve Baran'ımı düşünmeye koyuldum. Güzel Baran'ım...:)

HAYAL AİLEM Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin