🌻Medya: Emre🌻
KAZA
Son duyduğum cümlelerden sonra hızla tuvalet gidip kapıyı arkamdan kilitledim. Çantamı yere koyup maskemi aramaya başladım. Elime Losat Fraw maskesi değdiğinde hızla çıkarıp suratıma taktım ve siyah kıyafetlerimi de çantamdan çıkarıp üzerimdeki kıyafetleri çöpe atıp siyahları giyinmeye başladım. Son dokunuşum ise siyah uzun peruğumdu.
(Maskesidir ve birkaç maske ile ünlüdür ve herkes bu maskeyi takan Losat Frew'i görenler korkar. Arkadaşlar benden söylemesi maskeyle üzerine kaskı takabiliyor.)
(Kıyafetidir...)
Kapıya gerçek olduğunu öğrendiğim ailem vuruyor kapıyı açmamı istiyorlardı. Kapı kilidini açtığımda kapıyı hızla açtım gözlerimle herkesi iğrenircesine süzdüm. Bilerek öyle süzüyordum... Kemal bey benden korkmamışçasına ve oğulları da benden korkmadığını göstererek dimdik duruyorlardı. Bu hoşuma gitmişti. Hızla aralarından geçerek dış kapıya doğru yürümeye başladım. Herkes bana bakıyor ve beni çekiyorlardı.
Herkes fısıldayarak konuşurken en dikkatimi çeken soru şuydu "Losat Fraw'in hastanede ne işi var? Motordan düşüp yaralandıysa çok gülerim." başıma o kıza doğru çevirdiğimde kız korkarak birkaç adım geriledi. Ses tonumu değiştirerek kıza doğru yürümeye başladım. "Seni gözüm tutmadı küçük hanım. İsmini söyle." dedim öfkeli sesimle. Kız kafasını hızla iki yana salladı. "İSMİNİ SÖYLE DEDİM SANA! VE YAKLAŞ" kız korkarak yavaşça bana yaklaştığında ismini sessizce söyledi. "İ-İpek Gül..." dedi titreyen sesiyle. Kıza kötü bakışlar atarak geri çekildim ve hastaneden dışarı çıktım.
Dövüş kursuna yazılmak istiyordum ama ne yazık ki param o kurslara 1 yıllık için yetmezdi. Kaskımı motorun üzerinden aldım ve kafama geçirdim. Motoruma bindiğimde birisi bana seslendi. "LOSAT FRAW!" kim bana bağırıyordu! Arkamı dönerek Ali beye baktım. "Kardeşime ne yaptın!" diyerek bana doğru gelmeye başladı. "Kardeşin kim ki?" kardeşinin kim olduğunu bilmiyormuş gibi bir yalan uydurdum. "YALAN UYDURMA!" bana çok yaklaştığında motorumu çalıştırıp gaza bastım. Arkamı dönüp Ali'ye orta parmağımı gösterdiğimde yüzünün hali beni güldürmüştü.
Hızlı sürerken birden önüme araba çıkmasıyla arabaya çarpıp takla attım. Kafam çok acıyordu. Bir arabanın kapısının açıldığını duyunca yerden kalkmaya çalışırken birisi beni geri yatırdı. Gözlerim buğulu olduğu için adamın suratını pek net göremiyordum. "Hanımefendi! İyi misiniz?" elimi ve kafamı hareket ettiremiyordum. Ettirsem de acıyordu ama katlanabilirdim "Değilim" diye ses çıktı ağzımdan. Adam kafamı kucağına koydu ve yavaşça kaskımı çıkardı. "LOSAT!"
"S-Sen, ben sana mı çarptım cidden. Özür dilerim bir anda önüne çıktım..." dedi üzgün sesiyle. "Seni hastaneye götürüyorum." Kolumu zorda olsa kaldırıp kolunu tuttum. "Hayır maskemi çıkarmalarını istemiyorum..." dedim yorgun sesimle. "O zaman benim ağaç evime götüreyim seni. Abim doktor ikimizin arasında kalacak söz!" onu onayladım ve beni kucağına alıp arabasına bindirmesine izin verdim.
Motorum gitti ya! Olsun ben ona aldırtmasını bilirim... Adam arabasına o kadar hızlı kullanıyordu ki birazdan uçabilirdim. "İsmin ne?" dediğimde hemen sorumu yanıtladı. "Yusuf" gözlerim irice açıldı. "Youtuber 154M takipçisi olan mı?" Yusuf bey gülerek beni yanıtladı "Evet. Şansa bak ünlüler bir araya geldi." söylediği şeyler beni güldürmüştü. Yusuf eline telefonu alıp bir numara tuşladı.
"Alo abi?"
"....."
"Abi benim ağaç evime gel çok önemli bir şey oldu"
"....."
"Abi küfür etmesene"
"....."
"Abi sen bir sürü malzemeyle gel dikiş ipi midir nedir, serum mudur, iğne midir her şeyi getir acayip bir kaza yaptım ondan. Eve gelince öğrenirsin zaten."
Yusuf doktor abisinin suratını telefonu kapattığında arabada durmuştu. "Geldik" Yusuf beni kucağına alıp ağaç eve götürmeye başladı.
Ağaç evin içine girdiğimizde beni koltuğa bıraktı ve lambaları yaktı. "Çok acıyor mu?" diye soru yönelttiğinde elimde hayır işareti yaptım. Allaha çok şükür işaret dili biliyordum. Ama ellerim daha acıyordu. Kapı hızla açıldığında içeri birisinin geldiğini anlamıştım. "Lan! Sen Losat'a mı çarptın çarpa çarpa!" adamın sesi tanıdık geliyordu. "Abi ne yapabilirim yanlışlıkla önüne çıktım. Ve bu sadece aramızda kalacak. Losat'ın yüzünü göreceğiz ama kimseye de söylemeyeceğiz. Mecburen tedavisini yapman için maskesini çıkaracağını her birimizde biliyoruz." gözlerim kapalıydı ama onları duyabiliyordum da.
Doktorun bana yaklaştığını duyduğumda doktor maskemi yavaşça kaldırdı. Gözlerimi yavaşça açtığımda Ali beyi gördüm. "PERİ!" Ali beye bakarak tebessüm ettim. Yusuf'a baktığımda anlamaz bir şekilde bakıyordu. "Abi kızı nereden tanıyorsun?" Ali hızla Yusuf'a döndü. "Gerizekalı! Kaybolan kardeşin tam karşında!" Yusuf'un tepkisini merak ettiğim için gözlerimi tekrardan ona çevirdim. "Hassiktir..." diye mırıldandığını duyduğumda ona tebessüm ederek tekrar Ali beye döndüm.
"Seni uyutmamız lazım. Alnına dikiş atacağım ve evet acımaması için uyutmam lazım ve kolunda büyük bir çizik var..." kafamı yavaşça iki yana salladım. "İstemiyorum" Ali bey bana sinirle döndü. "Asla! Yapacağım" eline büyük bir iğne aldığında elini tuttum. "İstemiyorum...". "Üzgünüm bebeğim..." dediğinde elini elimden çekti ve iğnedeki ilacı bana enjekte etti. "Uyumaya ihtiyacın var..." onun dediği son cümleler beni daha çok mayıştırdığı için kendimi uyumamak için sıkmaya çalıştım. Gözlerimi kapatamazdım. Ali bey tekrar özür dileyerek elleriyle gözlerimi kapattı. Onun sayesinde karanlığın büyük boşluğun içine düşmüştüm...
OYYYY NOLACAK LANNN
DEVAMKEE
SİZİ SEVİYORUMKEE
DİĞER BÖLÜMLERİN TAHMİNLERİNİZİ ALİMM!!!!!!
SİZİ SEVİYORUM GÖRÜŞÜRÜZ BEBELERİMMMMMMMMMMM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL AİLEM Mİ?
Teen FictionOkumadan önce yeni hikayeme de bir şans verirseniz çok mutlu olurum. ~YATILI OKUL *BOOKİSH_PAWS "ANNE!" dedi küçük güzel yeşil gözlerinden yaşlar akan kız. "Anne," dedi umudunu kaybetmeye başlarken. "Anne saklanma korkma benden!" diye bağırdı orman...