15. BÖLÜM

547 31 12
                                    

💫Yusuf💫

Yesss!!!! Yıllar sonra döndüm ve devam ediyoruzzzzz!!!!!!!!!!!!!! 10K için teşekkürler açıkçası beklemiyordum her yerde övünüyorum MVKLEKÖROLEW

Adamı iyice süzmüştüm. Tamam lan röntgen çekmiyoruz ciddi dur biraz! Adam süzmeme gülmüş olacak ki gözlerimin içine bakıp o da aynı şekilde beni süzdü. Sinirden kaşlarım kendi kendine çatılmıştı. "Neyime bakıyorsun be!?" Adam koskocaman bir kahkaha patlattı. "Hiç" dudağım alayla yana kıvrıldı. "Hiç mi?" Adam dediğimi umursamadan koltuğa oturdu. Kapıyı kapatacaktım ki içeri koşa koşa giren bir adam gördüm. Adam yüz üstü yere kapaklandığın da kahkaha atmaya başladım.

Dur lan! Bu kimdi? Suratımdaki gülümsemeyi sildim ve yanına gidip çömeldim. "Sen kimsin?" adam bana bakıp göz devirdi. "Anne tarafından Tarık ÖZ" dedi soyadını sert bir şekilde söyleyerek. Onu takmayarak daha deminki adamın adını sorduğum da 'Arda' cevabını vermiş ve Tarık denen kişiyi kuzenlerimin olduğu tarafa götürdüm. 

Deniz denen çocuk Tarık bey'in yanına koşup sarıldığında karşılığını da sarılarak almıştı. Bütün herkes kalktığında saygıdan selamladılar ve hep beraber geri oturduk. Deniz "Niye geldiniz 1 yıldır yurtdışındaydınız. Bir sebeple gelmeniz lazım, değil mi?" dediğinde Tarık göz devirdi ve gözleri ile beni işaret etti. Dirseklerini dizlerine yasladı ve "Şu yeni kuzen için gelmiştim." 

Gözlerim abilerime kaydığında sinirle baktıklarını gördüm. İkizim tam konuşacak iken içeri Arda bey'imiz girdi. Tekrar herkes saygıdan ayağa kalktı. Ama Tarık hariç, severim ben bu çocuğu...

Hepimiz oturduğun da Arda ve Tarık ile mesafeli de olsa sohbet etmeye başlamışlardı. Hava bir anda kararıp şimşek çaktığında irkildim. Boydan boya olan camın oradaki sabitlenmiş koltuğun üzerine çıkıp sırtımı duvara yasladım ve, o şimşeğin yayılan ışığını ve sesini dinlemeye başladım.

Camlar doğanın sesini dinlememe izin vermiyordu. Yanımda olan küçük pencereyi açtığımda soğuk ve sert rüzgar saçımı savurduğunda gözlerimi kapattım ve sesleri dinlemeye başladım. Tam şu ortamda yolun ortasına yatıp sigara içmek vardı. Aslında yapabilirdim...

Hemen kalktığımda herkesin gözü bana çevrildi. "Odama çıkıyorum." diyerek yanıtladım. Hemen salondan çıkıp odama doğru yol aldım. Giyinme odama girdiğimde bir tane gri eşofman, bir adet ise siyah swetshirt aldım ve ayağıma beyaz çorap ile adidas spor ayakkabımı giydim ve giyinme odasından çıkıp yatağımın üzerindeki kulaklığım, telefonum ve astım ilacımı alıp bel çantası alıp içine koydum. Ve çekmeceden sigara ve biraz da para alıp etrafa göz gezdirdim.

Sonuçta böyle kapıdan çıkamazdım çünkü gideceğim yeri sorgular ve rahat bırakmazlardı. Etrafı taradığım da gözlerim yangın merdiveninde durdu. Oha ama evin içinde de ve bu katta burada da olmaz ama en azından hayat kurtarıcı. Hemen oraya yöneldim ve sessizce kapıyı açtım ve aynı sessizlikte geri kapattım. 

Hızlıca merdivenleri indim ve sokağa çıkıp kulaklığımı telefonuma bağladım ve hafif tempo da koşmaya başladım. Yol yerine ormanı tercih ettiğim için yasaklı ormana doğru yol almaya başladım. Oraya içimdeki alev hareretlendiğinde giderdim. 

Kulaklığımdaki şarkı sanki beni anlatıyordu...

Yanlış doğdum, yanlış öldüm
Yalnız bir yer, yalnız bir gün
Umudum kırıldı, kimse beni beklemedi


Gözlerim yaşlanır sen yine de gitme
Sözlerin taşlanır sen yine de söyle
Ellerin göğsümde, yak beni yakabildiğin yere


Ama ben her an gidebilirim
Beni anlasana her an gidebilirim
Beni bıraksana her şeyi unutup
Hiç düşünmeden sessizce her an gidebilirim


Sessiz doğdum, sessiz öldüm
Yorgun bir kalp, yorgun ömrüm
Dinledim herkesi, kimse beni dinlemedi


Kendim doğdum, kendim öldüm
Yalnız bir yer, yalnız bir gün
Umudum kırıldı, kimse beni beklemedi...


Acıyla gülümsediğim de geldiğimi fark ettim ve elimi çitin üzerine koydum ve kendimi çekip ayağımı diğer tarafa attım ve diğer ayağımıda attığımda tutunduğum çitleri bıraktım ve dengemi sağlayarak ayaklarımın üzerinde durdum. 

Çantamdan yedek çağmağımı ve sigaramı çıkardığımda ateşi koruyup sigaranın ucunu yaktım ve ucundaki kıvılcımların yanışını izledim. Ve yavaşça ormanın ortasına doğru yürümeye başladım. Şu an evde büyük ihtimal beni arıyorlardı. Konumumu kapatmayı unutmamıştım tabiikide telefonumu elime aldım ve ekranı açtığımda görüntülü bir şekilde Pamir'in aradığını gördüm.

Aramayı reddettim ve arayan kişilere baktım. Ben bunları ne ara kaydetmiştim lan?! 

'Melek Ane' Kişisinden 59 Cevapsız Arama...

'Kemalim yapar' Kişisinden 90+ Cevapsız Arama...

'Ege Akdeniz' Kişisinden 53 Cevapsız Arama...

'Efeler üzer' Kişisinden 46 Cevapsız Arama...

'Psikopatın(Emre)ANASI' Kişisinden 90+ Cevapsız Arama...

'Ali TOY*-*' Kişisinden 33 Cevapsız Arama...

'DemirPasaklısı.-.' Kişisinden 87 Cevapsız Arama...

'YUSUFİMALİ' Kişisinden 18 Cevapsız Arama...

'Twinimişteya' Kişisinden 68 Cevapsız Arama...

Yusufu gördüğümde suratım değişik bir hal almıştı. Beni seviyor muydu? Cidden beni merak etmiş miydi? Kardeşi olarak görüyor mu? Etrafıma bakındığımda gölün olduğu yere geldiğimi gördüğümde eşyalarımı gölden uzağa bırakıp hasta olacağımı görmezden gelerek gölün çevresindeki önceden astığım halatlarla tutanarak girdim.

Soğuk suya yavaş yavaş alışırken bir yandan gözlerimle gölün içine bakıyordum. Önceden gizliden gizliye girmiştim ve telefonumu düşürmüştüm. O aklıma gelen anı ile suratımı buruşturdum. Yarım saat gölde oyalanıp çıktım. Göl derin olmadığı için ayaklarım kirlenmişti. Ayakkabımı giyindim ve yeni bir sigara yakıp gökyüzüne buluta bir eş olarak yolladım. 

Telefonumu aldığım an Emre abimin görüntülü araması düştü. Aramalarını bıraktırmak için yerde uzanmış ve ıslanmış halimle açtım. "PERİ! Neredesin abiciğim. Hemen seni almaya geleyim beni bekle! Konum at-" 

"Abi beni aramamanız için aramıştım"

Dediğimi takmayarak endişe ile sorularını sormaya devam etti.

"Üzerin niye ıslak? Kötü görünüyorsun, iyi misin? Herkes senin için endişeleniyor!"

Göz devirdim ve sigaramdan gözlerinin önünde derin bir şekilde içime çektim ve kameraya doğru üflediğim de suratı şaşkınlıkla şekil aldı.

"Özür dilerim ama bugün yalnız kalmaya ihtiyacım var. Yardıma ihtiyacım olursa konum atarım." diyerek suratına kapatmam bir oldu. Sigaramı bitirdiğimde ilacımı içtim ve geri yere yattım. Çimin kokusunu seviyordum, beni anımsatıyordu herkesin altında ezilen ama gizliden gizliye güçlü birisi gibiydim, gibiydik. 

Saate baktığımda havanın aksine saatin 15.47 olduğunu söylüyordu. Kıyafetlerimin ıslak olmasını umursamayarak gözlerimi kapattım ve rüyalar alemine giriş yaptım...



HAYAL AİLEM Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin