💣Medya: Peri💣
PATLAMA
Hemen arka cebimdeki telefonumu çıkardım ve Demir abimi aradım.
"Alo güzelim ne oldu?"
"A-Abi"
"Güzelim ne oldu sesin neden titriyor?!"
"Abi fazla vaktimiz yok!"
"NE OLDU ANLATSANA!?"
"BABAMA SÖYLE BENİ TAKİP ETSİN TELEFONU KAPATMAYIN VE BENİ DİNLEYİN! ARKAMIZDA BİZİ TAKİP EDEN ARABA VAR VE İÇİNDE BOMBALAR İLE SİLAHLAR VAR! BENİ TAKİP EDİN VE HIZLI OLUN!"
Motorumun gazının üzerine daha fazla yüklendim. Aynalardan baktığımda babam ve adamlarda hızlanmıştı. "BABA!"
"HERKESİ UYAR KEMERLERİNİ BAĞLASINLAR! DAHA FAZLA HIZLANMAMIZ LAZIM! 10 METRE İLERİDE SAĞA SAPACAĞIZ! EN AZINDAN ADAM İLERİ GİDERKEN BİZ SAĞA GİDECEĞİZ VE BİRKAÇ VAKİTİMİZ OLACAK!" Ah be. Ne yazık ki bağırarak konuşuyordum çünkü hem korkuyor, hem rüzgar yüzünden sesim zor duyuluyordu.
Sağ tarafa yaklaştığımızda ikimizde hızlarımızı yükselttik ve saymaya başladım. "1!.. 2!..3!" ikimizde drift atıp sağa saptığımızda adam yolunu şaşırmış düz gidiyordu. Adamın durduğunu ve geri döndüğünü bu tarafa geldiğini görürken bombaların 10 saniyesini olduğunu gördüm. "HIZLAN!" motorumu sağa doğru götürdüm ve ailemin önüme geçmesine izin verdim.
"Son 5 saniye baba..."
"KIZIM HIZLANSANA!"
"Yetişeceğim..."
Arkama baktığımda bombanın patladığına şahit olmuş hatta yetmemiş alt geçidin tavanları yavaş yavaş yıkılıyor bana yaklaşıyordu. 60 metre ötede bana gelen güneş ışığını gördüm. Onlar çoktan tünelden uzak bir yere park etmiş beni beklediklerini gördüm. Arkama tekrar baktığımda daha hızlı yıkılmaya başlamasıyla gazıma daha fazla yüklendim.
Tünelin çıkışına yaklaştığımda arkama baktığımda tam üstümde bitmiş büyük bir kaya parçası motorumun arka tarafına düşmüş motorumdan uzağa fırlatılmamı sağlamıştı. Bilincim açıktı ama uğultular duyuyordum. Alnımda bir sıvı ve acı, kolumda batan bir cam parçası hissediyordum.
Birisi beni kucağına aldığını ve arabaya bindirdiğini hatırlıyordum. Ama kendimi daha fazla kasmadan bilincimin kapanmasına sebep olmuştum...
HASTANE
Bilincimin yavaş yavaş yavaş açılıyordu. Gözümü açtığımda etraf kapkaranlıktı. Elimi sağ tarafa attığım da bir şeyin yere düşüp kırılma sesini duymuştum. Sanırım bardak olmalıydı. Odaya birilerinin geldiğini hissedince önüme baktım. "Şey.. Işıkları açabilir misiniz?"
Etrafta ses soluk çıkmıyordu. "Kızım ama ışıklar açık ki" bu annemin sesiydi. Bir dakika, ben şimdi kör mü oldum? "ANNE BEN GÖREMİYORUM! ANNE BEN KÖR MÜ OLDUM!?" ağlamaya başladığımda ayağa kalkmaya da çalışıyordum. Yanıma doktor olduğunu düşündüğüm bir kadın geldi.
"Lütfen kıpırdamayın, kıpırdarsanız size tam bir bilgi veremem." dediğinde dediğini yapıp kıpırdanmayı kestim. Kadın gözlerime dokunduğunda gerilmiştim. Gözüme az çok ışığın geldiğini hissettim. "Işığı görüyor musunuz?" kafamla onayladım. "Az çok bir aydınlanma geldi"
Kadın ellerini gözümden çekti. Ailemin yanına gidip bilgi verirken bende dinliyordum. "Birkaç günlük geçici körlük yaşayacak. Bu sebeple ona dikkat etmelisiniz. Motordan düşünce kafasına taş çarptığı içinde bundan kaynaklı olabilir. İyi günler..." diyerek yanımızdan ayrılmıştı.
Pamir "İyi misin?" dediğinde tebessüm ettim ve boşluğa bakmaya başladım. "İyiyi-" lan! Pamir'in sesini ilk defa duyuyorum. O sıra Efe'nin bana hitaben konuştuğunu duydum. "Kızım ne diye çüküme gözlerini dikmiş tip tip bakıyorsun?" utancımdan yerin dibine girerken herkes kahkaha atmaya başlamasıyla bende kahkaha atmaya başlamıştım.
Salaktı bu çocuk. Aklıma telefonum geldiğinde hemen yerimde dikleştim. "Telefonumu verir misiniz?" elimi uzattığımda telefonumu birisi elime koymuştu. Telefonu o kadar iyi tanıyordum ki parolamı girip arama kısmına girdim ve Baranım yazdım. Kimseyi öyle kaydetmediğim için ilk Baranın numarasını çıktığını bildiğim için direkt numaranın üzerine tıkladığımda telefon çalmaya başladı.
"Anne, bence kardeşim kör değil." bu Efe'nin sesiydi. Efe'nin ses geldiği tarafa bakıp tebessüm ettim. Efe bu sefer "Bu sefer de benim memelerime bakmış tebessüm ediyorsun. Sen bence bir daha kör olma güzelim" ağzımda kıkırtılar akmıştı.
Telefonumdan Baran'ın güzel sesini ve endişe ile korku çıkan sesini duyduğumda telefonu kulağıma dayadım.
"Alo güzelim"
"İyi misin?"
"Endişeleniyorum cevap verir misin?"
"Alo Baran?"
"Çok şükür kızım neredesin ya?!"
"Ben hastanedeyim"
"NE!"
"Geçici körlük yaşıyorum..."
"Güzelim hangi hastane?"
Telefonu kulağımdan indirdim ve ortaya sorumu attım. "Hangi hastanedeyiz?" herkes aynı anda 'Hayal hastanesi' dediğinde Baranında duyacağını tahmin etmiştim. Ve yanılmamıştım da.
"İki dakika sonra oradayım güzelim."
Telefonu resmen suratıma kapatmıştı. "Akşama doğru taburcu işlemlerini hallederim." Ali abim bana sarıldığında karşılı verdim. Kokularından bile artık kim kimin olduğunu anlıyordum. Kapının çaldığını duyduğumda bütün aile bende dahil 'Gel' komutunu vermiştik. "Güzelim..." Baran hızla yanıma geldi ve bana sarıldı.
Abilerin hepsi öksürmeye başladığında Baran benden uzaklaşmıştı. Emre abim "Sizin ilişkiniz mi var?" Baran'ın bana baktığını hissettim. Bana güven verircesine elimi tuttu. Bu el her zaman Baran'ın ellerinde olacak beni hiç bırakmayacaktı. "Evet, biz sevgiliyiz." ağzımdan sadece üç kelime çıkmıştı.
Evet, biz sevgiliyiz
Efe abim dumura uğramış gibi "Bir tek biz mi sap kaldık. Omen tonrem! Bu bir felaket!" abilerin hepsi Efe'nin kafasına şaplak atma sesi geldiğinde dayanamayıp koca bir kahkaha patlattım. Umarım diğer zamanlar ailem, sevgilim ve ben güzel anlar yaşar yüzümüzün hep güler yüzlü olmasını isterim. Ve bu istek değil ihtiyaç...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL AİLEM Mİ?
Teen FictionOkumadan önce yeni hikayeme de bir şans verirseniz çok mutlu olurum. ~YATILI OKUL *BOOKİSH_PAWS "ANNE!" dedi küçük güzel yeşil gözlerinden yaşlar akan kız. "Anne," dedi umudunu kaybetmeye başlarken. "Anne saklanma korkma benden!" diye bağırdı orman...