Kitap adı: Suikastçının Hançeri (Cam Şato serisi 0,5. kitabı)
Yazar/şair: Sarah J. Maas
Tür: fantastik, macera, gizem, romantik, genç-yetişkin romanı
Yayınevi: Dex Kitap
Tavsiye ettiğim yaş grubu: +16
Naçizane puanım: 9/10
Sayfa sayısı: 424
Tahmini okuma süresi: 3 gün
Estetik:
Alıntılarım:
"En derinlerimde, ben bir korkağım. Ben bir korkağım. Ve korkuyorum. Hep korktum. Hep."
"Ben de korkuyorum. Komik bir şey duymak ister misin? Ne zaman ödüm patlasa kendime şunu söylerim: Benim adım Sam Cortland... ve ben hiçbir şeyden korkmam. Bunu yıllardır yapıyorum."🗡
"Seni seviyorum. Ve bugünden itibaren hep yanında olmak istiyorum. Sen nereye gidersen ben de geleceğim. Cehenneme bile gitsen geleceğim, sen neredeysen olmak istediğim yer orası. Sonsuza kadar."
🗡
"Adın ne?"
"Adım Rüzgar. Ve Yağmur. Ve Kemik ve Toz. Adım yarım yamalak hatırlanan bir şarkının eksik dizesi."🗡
"Biliyorsun ki her konuda mükemmel olamam. Bu siz geri kalanlara haksızlık olur, öyle değil mi?"
🗡
"O geyik. Kuzey Lordu."
"Neden onun adı böyle havalı? Kuğu ve ejderhanın neyi eksik?"
"Çünkü geyik hep sabittir, mevsim ne olursa olsun aynı yerdedir."
"Neden?"
"Terrasen halkı evinin yolunu bulabilsin diye. Nerede olurlarsa olsunlar gökyüzüne bakıp Terrasen'in daima onlarla olduğunu bilsinler diye."İncelemem:
İncelememe başlamadan önce seriyi okumayanlar için spoiler içermediğini, seriyi okuyanlar içinse faydalı olabileceğini söylemek istiyorum incelememin.
"Suikastçının Hançeri", uzun süredir okumak istediğim ve çevrilmesini merakla beklediğim bir kitaptı. Çevrildikten sonra da biraz fiyatı düşsün derken alıp okumak bugüne nasip oldu.
Öncelikle "Cam Şato" serisinin hemen her kitabında -özellikle de son kitaplarında- çeviri kalitesi gitgide düşmüş, yazım yanlışları, yanlış yerde yanlış karakter adlarının yazılması, tekrarlayan kelimeler gibi sorunlar olmuşken bu kitap bu bakımdan beni şaşırttı ve mutlu etti. Bu yüzden okuması gayet keyifliydi.
Ayrıca ben yurt dışında 2. veya 3. kitaptan sonra çıktığı ama Türkiye'de 7. ve son kitaptan sonra çevrildiği için Dex'e bir dönem kızmış olsam da şimdi iyi ki seriyi bitirdikten sonra okudum diyorum.
"Suikastçının Hançeri", serinin 0,5. kitabı diyebiliriz. Ama seriye başlamadan önce okunmamalı. Hatta bence yazarın çıkarma sırasıyla da okunmamalı çünkü 2-3. kitaplarda bu kitaptaki çoğu karakteri daha tanımıyoruz ve ben tanımazken onları geldikleri zamanlarda okumaktan oldukça keyif almıştım. Şimdi okuyup da geçmişlerine inmek bu yüzden çok daha hoşuma gitti ve önceden haklarında hiç spoiler almamış oldum.
Ayrıca kitapta 5 kısım var ve ben hikaye hikaye olduğunu düşündüğüm için üzülmüşsem de öyle değilmiş. Genel olarak kısımlar birbirlerinin devamı gibi, en azından sıralama olarak birbirinin ardından gelişen olaylar anlatılıyor.
Daha "Cam Şato", yani 1. kitapta seri başlamadan öldüğünü bildiğimiz Sam'i bu kitapta okuyoruz Celaena'yla en fazla. Celaena'nın Yrene, Lysandra, Rolfe, Ansel, Ilias gibi karakterlerle nasıl tanıştığını merak etsem de ben kitabı en çok Sam için okumak istemiştim. Kendisi tüm seri boyunca sadece arada adı hatırlanan ve ölmüş bir karakter olabilir ama en sevdiğim karakterlerden olacaktı neredeyse ve bu kitapla da oldu.
Yazarın dili 2. kitapla birlikte geliştiği için özellikle "Suikastçının Hançeri"nde de oldukça iyiydi. Hiç sıkılmadan okuyorsunuz, betimlemeleri yerli yerinde, dünyayı çok iyi yansıtıyor, karakterleri okuyucuya geçiriyor ve bunların hepsini yapabilen nadir yazarlardan Sarah J. Maas. Bu kitapla hem denizde bir adaya gidip korsan görüyor hem başkentte meyhanelere gidiyor hem çöllerde at biniyor hem de görevlerde suikastçılık yapıyorsunuz ve Celaena'yla beraber Sam'e aşık oluyorsunuz. Bunların hiçbiri spoiler değil, yeniden tekrar edip sizi rahatlatayım.
Ben yazsam ancak bu kadar severdim diyebileceğim nadir serilerden "Cam Şato" ve bu yan kitabı da serinin ana kitapları kadar iyiydi. Belki de şu ana kadar okuduğum en iyi yan kitaptı. Yazılması gerekliydi, okuması keyifliydi.
Keyifliydi derken... Kitabı kısa sürede bitirsem de çok daha kısa sürede bitirebilirdim. Peki neden bitirmedim? Son 100 sayfayı Sam'in öleceğini ve Celaena'nın madenlere gideceğini bilerek okumak o kadar zordu ki tam olarak bu sebepten bitiremedim. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim ki Celaena'yı 7. kitaba kadar geliştirip olgunlaştırıp kıza onca badireler atlattıktan sonra bu kitapta daha 16-17 yaşlarında 1. kitaptakine benzer bir halde okumak çok garip ve hüzünlüydü.
En sevdiğim fantastik serilerden birine böyle kesin bir şekilde veda etmek hüzünlüydü.
Benim için kitaptaki tek sorun Sam ve Celaena'nın arasındakileri çok az görebilmiş olmamız. Bu kitabın onlara daha özel olmasını ve aşklarını daha fazla görebilmiş olmayı isterdim.
Bence diyecek daha da fazla bir şey yok. Okumayan fantastik severler "Cam Şato" serisini de bu kitabı da okusun, okuyup da seriyi sevenler de bu kitabı kaçırmasın derim.
Celaena'dan sık sık duyduğumuz "Adım Celaena Sardothien. Ve ben hiçbir şeyden korkmam." -yanlış yazmış olabilirim- alıntısını pek alıntı değeri taşımasa da sevmiştim, bu kitapta bu cümlenin Sam'le ilgili olduğunu öğrenince sebebini anladım.
Kitaba ağlamaya hazır başladım ve ağlayarak da bitirdim. Şimdi seriye 3. kez başlamamak için kendimi dizginlemeye ve Celaena'yla en fazla şiplediğim karakter olan Sam ölmeseydi nolurdu diye düşünmeye gidiyorum.
Siz de okuduysanız düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Okusam?
Non-Fiction#1 -inceleme (28.06.24) #1 -kitaptavsiyesi (18.12.22) #3 -alıntı (22.12.22) #1 -şair (23.06.23) İçerisi bir kütüphane, sen de gelsene? (Kitap adları bölüm adlarında yazıyor ve bulunması kolay olsun diye de alfabetik şekilde dizili) Okuyacak kitap ar...