Kitap adı: Sobe (Saklambaç serisi 2. kitabı)
Yazar/şair: N. G.Kabal
Tür: cinayet, polisiye, gerilim, gizem, genç-yetişkin, romantik, roman
Yayınevi: Martı Yayınları
Tavsiye ettiğim yaş grubu: +18
Naçizane puanım: 8/10
Sayfa sayısı: 475 (cep boy)
Tahmini okuma süresi: 3 gün
Estetik:
Alıntılarım:
"Prens prenstir. Prenses de prenses. Mutlu son masallarındır. Zaten prensesler şövalyelerin omuzunda ağlar."
🌹
Mesele dünyaya bir çocuk getirmek olmamalı mesele bir çocuğa dünya verebilmek olmalı.
🌹
"Yan yana durmak birinin yanında olmak anlamına gelmiyor. Ben bunu çok geç öğrendim."
🌹
Belki mesele bile değildi diğer insanlara göre. Çoğunun ee ne olmuş diyeceği bir şeydi. Klişeydi hatta. Ailesiyle sorunu olan insanlar... Çünkü herkesin vardı öyle değil mi? Kötü kısmı da buydu aslında. Onu anlayabilmem çok kötüydü. Onu anlayacak çok fazla insanın olması daha kötüydü.
🌹
Annelerin kırdığı kalpler iyileşmez.
🌹
"İnsanları umursamak yok. Gerçek ezik kimlere denir biliyor musun? İnsanların düşüncelerine göre hareket edenlere."
🌹
Yaşam bizim oyunumuz olacak.
🌹
Elimi tutarsan elini tutarım.
Elimi bırakırsan elimi bırakırım.
Ama elini uzatırsan ne yapacağım? Bunu hiç düşünmemiştim.🌹
"Ben her şeyi çok çabuk kabul ederim dedektif. Neden biliyor musunuz? Çok şey kaybetmiş insanlar böyle yapar. Benim beklentilerim olmaz, hayal kurmam, umut etmem. Ben olanla yaşarım. Olanla baş ederim. Olanla teselli olurum."
İncelemem:
"Sobe", N. G. Kabal'ın "Saklambaç" serisinin ikinci ve son kitabı. İsim ve kapaklardan anlaşılacağı üzere bu bir cinayet kitabı serisi ama gençlik kitabı şeklinde. En benzer örneği "Birimiz Yalan Söylüyor" isimli bir ara çok popüler olan aynı tarzdaki kitap. Birçok dile çevrilip yakın zamanda dizisinin de çıktığını düşündüğümde N. G. Kabal bence çok faha iyisini yapmış ve aynı muameleyi hak ediyor diyebilirim.
Gelelim kitabın konusuna. Zaten iki kitaplık kısa ve tadında bir seri olduğundan ve ilkini de okumayanlara spoiler olmaması adına bir şey söylemek istemiyorum pek. Genel olarak seri özeti yapacağım bu yüzden. Kasabadaki üniversitenin amigo kızlarının seri cinayetler sonucu ölümünü ve ana karakterimiz olan Ansel'e katilin takık oluşunu ve bu cinayetlerin çözülüp katilin bulunmasını okuyoruz. Aşk babında bir havalı dedektifimiz ve bir de gizemli eski sevgilimiz var. Arkadaşlarımız ve ailemiz ise bu seriyi, bir cinayet kitabı olmaktan çok daha fazlası yapan unsurlar. Çünkü onlara değinerek aslında yazar diğer kitaplarında da yaptığı gibi çok iyi yerlere vurgu yapmış.
Kitabı detaylı incelersem bir sürü aklıma yatmayan şey olduğunu söyleyebilirim. Herkesin birbirini tanıdığı kasabada havaalanı ve üniversite olması gibi, kitabın sonunda cinayetlerin nasıl yakalanmadan işelebildiğiyle ilgili detay verilmemesi gibi ya da. Ama kitap kendini öyle güzel okuttu ve aslında beklediğimden sakin bile ilerlese beni heyecanla ayakta tuttu ki bunlara çok değinmek içimden gelmiyor.
Yazarın dili ve anlatımı sağlam, doğru yerlerde basitleşip doğru yerlerde derinleşiyor. Kurguda çatlaklar olsa da çok iyi kamufle edilmiş. Karakterler görmeye alışkın olduğumuz Amerikan dizi tiplemelerinden alınmış olsa da çok orijinalleştirip yeni tipler elde etmişler. Geriye dönüşler, zamanda atlamalar ve düşünce kısımları, alıntılık cümleler, diyalogşar ve betimlemeler yerli yerinde kullanılmış. Bunda yazarın artık kitap yazmadaki tecrübesi de etkili tabii, anlaşılıyor.
Ama kitapta bazı saçma/mantıksız kısımlar dışında benim aklıma yatmayan başka şeylere de ev sahipliği yapıyordu ki bunlar SPOILERa girecek şeyler o yüzden baştan belirtmek isterim. Örneğin Ansel'e olan derin aşkını bildiğimiz Dylan'ın üstü bence çok kolayca kapatıldı. Dylan'a aşık olmaya başlayan Kylie de durumu kitabın sonunda bir çırpıda atlatıverdi. Maddie ve Henry oldu mu öğrenemedik. Her yere girip çıkan katili bulmada yardımcı olsun diye kimsenin aklına gizli kamera tarzında şeyler kullanmak gelmedi. Ashley'nin altından bir şeyler çıkar diye beklerken -babasının emniyette çalışmasının hiçbir anlamı olmadı- altındna hiçbir şey çıkmadı. Bu kitapta öğrendiğimiz Rebecca olayı çok daha derinmiş gibi gösterilip yüzeyselce kapatıldı. Ama tabii asıl önemlisi katil. Çoğu kişi için kitabın hayal kırıklığı olma sebebi benimse sevdiğim kısım. Aslında cinayet kitaplarının genel anacının dışına daha önce tanımadığımız bir karakteri katil yaparak yazarımız çıksa da ben bu durumu sevdim. Çünkü hep merak ederdim, ya hep de tanıdığımız kişiler mi katil olmak zorunda diye. Bu açıdan ben çok büyük bir hayal kırıklığına uğramadım. Ama tabii Ansel'in annesinden Ashley'e kadar herkesten şüphelenip onca detaya takıldıktan sonra tanımadığımız birinin çıkması üzmedi de değil. Hele hele akli dengesi bu kadar bozuk birinin doğru düzgün kameralara yakalanmadan, teknolojiden de anlayarak bunca cinayeti yardımsız işlemesi benim aklıma pek yatmadı.
Bir de sonu daha iyi nasıl bitebilirdi bilmiyorum, bence iyi bitti ama sanki daha da devamı varmış, o SON yazısını görmemeliymişim gibi hissettim.
Bunlar dışında yazarın daha kitabın en başında dediği gibi kitapta yok yok ve psikolojik olarak iyi durumda olmayanlar için tehlikeli olabilecek şekilde. İçinde mazoşizm, sadizm, alkol kullanımı, sigara kullanımı, uyuşturucu kullanımı, taciz, tecavüz, cinayet, zorbalık, cinsellik gibi ögeler fazlasıyla var bu yüzden +18 bir seri. Ama tam da bu gibi ögelerle, karakterleriyle, kurgunun işleniş tarzı ve cinayetler dışında da değinilen konularla oldukça orijinal. Aynı zamanda da Amerikan gençlik dizisi tadında ve çerezlik.
Kısacası belki herkese tavsiye etmeyeceğim ama genel anlamda severek okuduğumdan büyük bir çoğunluğu tavsiye edebileceğim bir kitap ve seri oldu.
Siz de okuduysanız düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Okusam?
Non-Fiction#1 -inceleme (28.06.24) #1 -kitaptavsiyesi (18.12.22) #3 -alıntı (22.12.22) #1 -şair (23.06.23) İçerisi bir kütüphane, sen de gelsene? (Kitap adları bölüm adlarında yazıyor ve bulunması kolay olsun diye de alfabetik şekilde dizili) Okuyacak kitap ar...