Kitap adı: Salon Köşelerinde
Yazar/şair: Safveti Ziya
Tür: Türk klasiği, roman
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Tavsiye ettiğim yaş grubu: +14
Naçizane puanım: 7/10
Sayfa sayısı: 160
Tahmini okuma süresi: 4 gün
Estetik/fanart:
Alıntılarım:
"Mesela şu mendili şu hale koyduğum halde bile benim kalpsiz, hissiz bir kız olduğuma hemen hükmetmemelisiniz; çünkü bu mendilde benim birçok gözyaşlarım vardır da siz göremiyorsunuz!"
💃🏻
"Asıl dünyada muhabbetin ne olduğunu bilmeyenlere, o yüce hissi takdir edemeyenlere, kalplerinde mukaddes, aziz bir hayal taşımayanlara acımalısınız... Dünyada sevmek, sevilmek kadar bahtiyarlık var mı zannedersiniz?"
İncelemem:
"Salon Köşelerinde" daha önce duymadığım ve çoğu kişinin de duyduğunu sanmadığım Safveti Ziya'ya ait bir kısa roman. Aslında yazar Servetifünun edebi topluluğuna bağlı ve Halit Ziya gibi dönemin birçok ünlü yazarıyla da dostmuş.
Kitaba gelecek olursam yaklaşık 150 sayfa olan ve adını yansıtan bir roman. Genelde Jane Austen'da sık sık rastladığımız balolar, danslar, yemekler ve eğlencelere bu kitapta da denk geliyoruz. Aslında neredeyse sadece onları okuyoruz ve sonuç olarak kitap hep salon köşelerinde geçiyor.
Servetifünun Edebiyatı içinde olduğundan yavaş bir akış, ağır ve ağdalı bir dil ile uzun betimlemeler tabii beklenilen şeyler ama sayfa sayısı dönemin çoğu diğer okuduğum eserlerine göre az olunca açıkçası daha hareketli bir kitap beklemiştim. Oysa kitap boyunca kendimi hep bir şeylerin olmasını beklerken buldum. Kitapta sevemediğim ilk kısım buydu.
Bunun dışında son zamanlarda pek Türk klasiği özellikle de Servetifünun Dönemi'ne ait klasikler okumadığımdan daha rahat okudum ve öyle sıkılmadım da. Yazarın dilini aşırı ağır bulmadım ama sık sık tekrara düştüğünü hissettim.
Kitapta artık son sayfalara geldiğimde dedim ki kitap hakkındaki olumlu ya da olumsuz düşüncem işte şimdiki vaziyete göre ortaya çıkacak ve açıkçası hayal kırıklığına uğradığımı de söyleyebilirim sizlere o sonla.
Bundan sonraki kısım sonuyla ilgili SPOILER içereceğinden kitabı merak eden ve okumak isteyenlerin yorumu okumaya devam etmelerini tavsiye etmem. Sonunda kitap boyunca mevzusu geçmemiş bir vatanseverlik ve milliyetçilik geçmesi bana garip geldi. Daha öncesinde karakterimizden böyle fikirler duysak ve Lydia'dan da görüşlerini alabilsek kitap belki sırf aşk yerine bu konu üzerinden de ilerlese çok daha fazla sevebilirdim. Tabii kitabı dönemine göre değerlendirmek gerekir ve biz o zamanlar yaşananları ancak bu şekilde kitaplardan öğrenebiliyoruz ama yine de ben sonunu garipsedim.
Ne sevdim ne de sevmedim diyebileceğim, kısa olmasından dolayı kolay Servetifünun'a bağlı bir yazardan olmasından dolayı da zor okunan bir kitaptı. Herkese tavsiye etmemekle birlikte Türk klasiklerini benim gibi sevenler için farklı bir seçim olabileceğini düşünüyorum.
Siz de okuduysanız düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Okusam?
No Ficción#1 -inceleme (28.06.24) #1 -kitaptavsiyesi (18.12.22) #3 -alıntı (22.12.22) #1 -şair (23.06.23) İçerisi bir kütüphane, sen de gelsene? (Kitap adları bölüm adlarında yazıyor ve bulunması kolay olsun diye de alfabetik şekilde dizili) Okuyacak kitap ar...