Muhalifler 👍🏻

19 6 4
                                    

Kitap adı: Muhalifler (Muhalifler serisi 1. kitabı)

Yazar/şair: Marissa Meyer

Tür: fantastik, bilim kurgu, distopya, macera, gizem

Yayınevi: Dex Kitap

Tavsiye ettiğim yaş grubu: +14

Naçizane puanım: 8/10

Sayfa sayısı: 592

Tahmini okuma süresi: 4 gün

Estetik/fanart:

Estetik/fanart:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alıntılarım:

Korkusu olmayanın cesareti de olmazmış.

İncelemem:

Marissa Meyer, daha önce "Ay Günlükleri" serisinin bir kısmını okuyup son kitabını ve bir yan kitabını okumadan bıraktığım bir yazardı. Genel olarak yazımını ve kurgusunu sevsem de devam etmemi engelleyen bir şeyler vardı sanki. Bu seriye ise görür görmez vurulmuştum. İlk kitabın kapağı özellikle çok hoşuma gitmişti ve yorumları da iyi olunca kitapları almaya başlamıştım, okumak da bugüne kısmetmiş.

"Muhalifler", arkasında yazdığı gibi bir yakışıklı prens ve sayborgun aşkını konu almıyor, en azından ilk kitap için öyle değil sonradan olursa karışmam:)

Daha çok her seriden bir şeylerin olduğu bir karışım gibi. Özellikle söyleyeceğim 3 seriyi sevenler, konusundan ve işleyişinden hoşlananlar sever diye düşünüyorum. Birisi Brandon Sanderson'ın "Steelheart" serisi. Benzerliklerinden de bahsedersem sanırım kitapla ilgili de genel bilgilendirme yapmış olurum. "Muhalifler"de, "Steelheart"ta olduğu gibi süper güçlü insanlar, iyiler ve de kötüler var. Yıkılmış ve toparlanmaya çalışılan bir toplum, gelecekte geçen bir hikaye... Kahraman ve antikahraman aşkı...

Diğer iki seri Marie Lu'ya ait. "Efsane" ve "Genç Elitler" serileri. Başkarakterimizin kötü olması ama kendi içinde bir çatışmaya düşmesi ve güçlü oluşuyla "Genç Elitler"e; polis-suçlu, ajanlık ve bilim kurgu distopya oluşuyla da "Efsane" ile bağlantı kurulabilir. Yaklaşık olarak da söylediğim bu serilerle aynı ayarlarda diyebilirim.

Neyse daha spesifik olarak kitabı inceleyecek olursam... Öncelikle kalın ve çok da olaylı olmayan bir giriş kitabı ama akıcı ve kendini kolayca okutuyor. Kitabı elime sık sık alıp durmadan okumak istedim ve yaptım da.

Nova karakterine tam ısınamamış olsam da diğer karakterler oldukça içime sindi ve bana sıcak geldi. Adrian karakterinin çekingenliği ve sevecenliği beni benden aldı. Klasik ana erkek karakterlerden daha farklı, havası tavası yok, mülayim, şeker gibi çocuk. Ama tabii yok, Nova kıymetini bilemiyor... Neyse. İki ana karakterimiz de birbirlerinden ve tüm çevrelerinden hatta dünyadan bir şey saklıyorlar. Gizli kimliklerini. Birisi aslında aranan bir suçlu, Anarşist olan Kabus; diğeri ise iyi mi kötü mü bilinmeyen birden fazla yeteneğe sahip gizli Muhalif; Nöbetçi. Ve olaylar da tabii bunların üzerinden yürüyor. Kızımız intikam hırsıyla yanıp tutuşurken çocuğumuz da annesinin ölümünün sır perdesini aralamaya çalışıyor. Süper güçlü arkadaşlar, düşmanlıklar, dövüşler, ölümler, planlar, sınavlar derken kitap bir şekilde akıp gidiyor.

Konusu aman aman olmasa da şahsen benim ilgimi çekmeyi başarmıştı. Lakin benim açımdan 3 temel sorun var. İlki iki karakterin de kendilerini belli edecek bariz hatalara düşmeleri ama fark edilmemeleri. Nova, Kabus'la ilgili her bir şey olduğunda kasılıyor, Kabus'u tanıyanlar ona bakıp bakıp duruyor, kız çok kasıntı ve gergin, parmak izleri bozuk, kendi kendine silah üretiyor, uykuyla ilgili bir gücü var, iyi dövüşüyor ama kimse ondan şüphelenmiyor. Adrian, olur olmadık yerlerde ortadan kaybolup bir anda Nöbetçi olarak ortaya çıkıveriyor ve kimse bu durumu sorgulamıyor. Aslında düşününce yazdığım tüm serilerden ziyade bu kitap "Mucize: Uğurböceği ile Karakedi"ye benziyor. Ayrıca atlamadıysam yazar kızın taktığı maskenin ses değiştirdiğini söylemedi. Ya da Adrian kızı iki halde de görse de masmavi göz renginden, dikkat çekecek kısalıktaki boyundan kızı ayırt edemedi. İşe göre kız çok zeki, kitap boyunca akıllıca hamleleri ve üstün zeka belirtileri var ama olmayınca olmuyor demek. Çocuk da eğitimli falan ama işte...

İkinci durum evrenin geçmişinden yeterince haberdar olmamamız. Güçler nasıl ilk ortaya çıkmış, neden bu hale gelinmiş de ortalık karışmış bilmiyoruz. Ama bu bir soru işareti, belki yazar sonradan açıklar.

Üçüncüsü ise direkt kitabın sonundan SPOILER olacak. Ona göre isterseniz okumayın ama şahsen benim tüm kitap boyunca acaba bu kitapta mı diğerlerinde mi ortaya çıkacak diye beklediğim bir şeydi. Anarşinin Ası'nın yaşaması. Yani bana göre çokça bariz bir şeydi ve yazar sonunda beni şaşırtması gerekirken şaşırtmadı. Kesinlikle bir önceki sahnede bıraksa benim için daha şaşırtıcı olurdu.

Bu üç durumu göz önüne alınca kitabı biraz basit bulduğumu söyleyebilirim. Fantastik ve bilim kurguyla fazla içli dışlı olan birisi olarak beni çok kesmedi. Ama yeni başlayanlar için iyi bir öneri olabilir. Bunun dışında aynı "Tuz ve Keder Evi"nin incelemesinde dediğim gibi beni derin bir "reading slump"tan çıkardığı için bu kitaba düşük puan vermek çok da içimden gelmiyor çünkü kitap kendini cidden okutuyor. Sadece yazardan biraz daha dikkat ve özen beklerdim sanırım. Çünkü iyi karakterler, güzel bir kurgu okudukça bana biraz harcanmış gibi geldi. Ama aynı zamanda da tüm olaylar yeni başlıyor gibi bir durum var ortada. Devam kitapları için daha heyecanlı ve daha umutluyum.

Siz de okuduysanız düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz:

Siz de okuduysanız düşüncelerinizi buraya bırakabilirsiniz:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ne Okusam?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin