16.Bölüm Ve Sonunda Zafer

41 11 0
                                    

Selam ❤️

15. Bölümün sonunda Orhan Güneş kendi kazadığı kuyuya düştü. Kitaba yeni yeni dahil olan Sedat karakterini umarım sevmişsinizdir.

Gerek kişiliğiyle gerekse cesaretiyli bizi kendine hayran bırakacak bir karakter olması dileğiyle.

İyi okumalar ❤️

"Kapana kısılmış fare gibi bakma yüzüme." Dedi Bora Orhan Güneş' e.

Adamlar bize değil Orhan Güneş'e doğrultmuştu silahlarını. İşte o an gördüm Bora'nın yüzündeki zafer gülümsemesini bana bakıyordu. Yakaladık artık elimizde diyordu bakışlarıyla bana.

Bora Orhan Güneş' e yaklaştı. Orhan Güneş şuan o kadar aciz görünüyordu ki kendi ayağıyla bize gelmişti. Bizim hiçbir şey yapmamıza gerek kalmamıştı.

"Ne oldu neden gülmüyorsun. Biz seni böyle görmeye alışık değiliz hadi gülsene." Diyordu Bora.

Haklıydı. Orhan Güneş hep bir alayla bakardı bize . Şimdi ise gözünde öyle bir korku vardı ki Bora'nın ona yapacaklarından çok korktuğu belliydi.

Bora beni yanına çağırdı. Orhan Güneş gözlerini bana çevirdi. Ona bakışlarımla tüm öfkemi kustum.

Bora'nın yanında durdum. Adamlar hâlâ silahlarını Orhan Güneş' e doğrultmuştu. Sedat'ta yanımıza geldi. Üçümüz yan yana dizilmiş bir şekilde Orhan Güneş'i izliyorduk.

O kadar aciz görünüyordu ki onu öyle gördüğüm için yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

"Hadi ne bekliyorsunuz öldürsenize beni ? Sizden korkmuyorum" Dedi Orhan Güneş bize.

Korkuyordu. Sizden korkmuyorum diyordu ama gözündeki o korkuyu hepimiz görüyorduk. Bora iki adım öne çıktı. Artık Orhan Güneş'e çok yakındı.

"Seni öldürmeyeceğimi söylemiştim." Dedi Orhan Güneşle alay eder bir şekilde.

Orhan Güneş bana baktı. Bende ona baktım. Gözlerimin içinde her ne gördüyse korkuyla gözlerini çekti benden.

"Havin'e dokunma demiştim ben sana. Sen ne yaptın ona tokat attın. Canını yaktın. Bunun sonucu çok ağır olacak."

Sadece Bora'yı izliyordum. Orhan Güneş'in acizliği karşısında o kadar güçlü görünüyordu ki hayran olmamak elde değildi.

Orhan Güneş bir anda dizlerinin üzerine çöküp Bora'ya yalvarmaya başladı. Bu da hepimizin gülmesine sebeb oldu.

"Lütfen beni bırakın ne isterseniz yaparım. Lütfen delikanlı sen merhametli birisin kötü biri olamazsın."

Haklıydı Bora merhametli biriydi ama sadece günahsız canlılaraydı bu merhameti biliyordum.

Bora Orhan Güneş'i kaldırarak "Göstereceğim ben sana merhameti." Dedi.

Bora'nın adamlarından biri Bora'ya ip getirdi. Bora ipi eline aldı.

"Uzat elini."

Orhan Güneş hiçbir şey demeden elini uzattı. Bora Orhan Güneş' in elini bağlamaya başladı ama bağlarken o kadar çok sıkıyordu ki Orhan Güneş' in parmaklarına kan bile gitmeyebilirdi. Buda benim hiç umrumda değildi.

"Demek sen Havin'in elini  bileklerine iz bırakabilecek bir şekilde bağladın ha . Gör bakalım ben sende bilek bırakıyor muyum."

O an istemsizce bileklerimi sıyırdım. Evet izleri duruyordu ama Bora izleri ne zaman görmüştü. Bora Orhan Güneş'in ayaklarını da bağlandıktan sonra Sedatla birlikte bir arabaya bindirdiler.

Kış Güneşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin