Selam arkadaşlar ❣️
Umarım karakterleri sevmişsinizdir. Tüm karakterlerin kendine ait kişilikleri var. Aslında fazla konuşmayı sevmiyorum. Bu yüzden konuyu uzatmadan yazmaya başlıyorum.
İyi okumalar ❤️
Yol boyunca hiç konuşmadım. Arada Bora'ya dönüp nereye gittiğimizle ilgili sorular soruyordum. Bora'da bana gidince görürsün diyerek hep aynı cevabı veriyordu.
Orhan Güneş'i nereye götürmüş olabileceklerine dahil aklıma hiçbir fikir gelmiyordu. Bora arabayı asfalt yoldan toprak yola kırdı.
Gittiğimiz yer çok ıssız bir yere olmalıydı. Çünkü yolu bile çok sessizdi. Bir süre daha toprak yolda ilerledikten sonra eski bir binanın önünde durduk.
Aslında burası binadan çok depoya benziyordu. Arabadan inip Bora'yı takip ettim. Bir kapıdan içeriye girdik.
Dopaya girdiğim an Orhan Güneş'i gördüm. Bana yaptığı gibi elleri ayakları bağlı bir şekilde sandalyede oturuyordu.
Bizim depoya girdiğimizi görünce bana baktı. Sadece bana baktı. Bora'ya kafasını çevirip bir kere bile bakmadı. O an içimin ürperdiğini hissettim.
Bora iki adım ileride yürüyordu. Adımlarımı hızlandırıp Bora'ya yetiştim. Şuan koskoca depoda sadece üçümüz vardık. Orhan Güneş,Bora ve ben. Sedat'ı görmemiştim. Gitmiş olmalıydı.
Orhan Güneş'in yanına ulaştığımızda Orhan Güneş gözlerini benden çekip Bora'ya çevirdi. Bora'ya bana baktığı gibi bakmıyordu.
Bora'dan öyle çok korkuyordu ki gözlerindeki korku herkes tarafından anlaşılabilecek bir korkuydu. Bora, Orhan Güneş'e daha çok yaklaştı. Öyle bir konumdaydılar ki .
Orhan Güneş'in bana yaptığı herşeyi Bora ona yapmak istiyormuş gibiydi.
Bora yüzünü Orhan Güneş'in yüzünün izasına getirdi. Tıpkı Orhan Güneş' in bana yaptığı gibi."Selam." Dedi Bora. Orhan Güneş ise cevap vermedi sadece Bora'nın hareketini takip ediyordu. Arada bir gözü bana kayıyor. Fazla oylanmadan gözlerini tekrardan Bora'ya çeviriyordu.
Bora bana dönerek " Beni bu halde görmeni asla istemezdim ama sana yaptılarını da yanına bırakamam." Dedi ve benim cevabımı bile beklemeden Orhan Güneş'e dönerek bir tokat attı.
Orhan Güneş'in da dudağı patlamıştı. Tıpkı bana yaptığı gibi. Daha sonra Bora karnına vurdu. Öyle bir vurdu ki sandalye devrildi. Orhan Güneş yere düşünce Bora Orhan Güneş'i tekmelemeye başladı. Tıpkı Orhan Güneş'in çocukken Bora'ya yaptığı gibi.
Aynı olayı yaşıyordum ama bu sefer dayak yiyen Bora değil Orhan Güneşti. İçim de korku değil başka bir duygu vardı. Ne olduğunu anlamamıştım ama belki de intikam duygusuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Güneşi
NezařaditelnéDaha çocuk yaşta hayatın zorluklarıyla yüzleşmiş ama asla pes etmemiş bir kadın ve neredeyse aynı zorluklarla karşılaşmış bir adam geçmişin ardında ki sırlarla karşı karşıya gelmekte. "Söz mü " dedi kadın. "Söz " dedi adam.