8.Bölüm Veda

58 12 0
                                    

Selam arkadaşlar💜

Bir önceki bölüm için yorumsuzum. Ne diyeceğimi gerçekten bende bilmiyorum. Bora'nın kendini tam kalbinden vurması çok kötü bir şeydi.

Ve bunu Havin için yaptı.

İyi okumalar❣️. Umarım kitabı seviyorsunuzdur.

Havin Demir

2 saat önce:

Bora'nın beni odaya kilitlemesinin üzerinden tam olarak 10-15 dk geçmişti. Ben hâlâ dizlerimin üzerine çökmüş bir vaziyette oturuyordum.

Bora'ya beni buraya kilitlediği için çok kızmıştım ama şuan içimde kızgınlıktan çok korku vardı. Asel'e hiçbir zarar gelmeyecekti. Bunu biliyordum. Çünkü Bora bana söz vermişti ve Bora bugüne kadar verdiği tüm sözleri tutmuştu.

Tutmayacağı sözleri asla vermezdi. Bugün yaptığı gibi. Bende sağ salim geleceğim demedi. Bunun sözünü bana vermedi.

Çünkü oda biliyordu kendisine bir şey olabileceğini ama izin vermeyecektim. Bora'yı orda yanlız bırakmayacaktım. Her ne olursa olsun oraya gidecektim ama önce buradan çıkmam gerekiyordu.

Ayağa kalkarak tüm odayı dolaştım ama kapıyı açabilecek hiçbir şey bulamadım. Pencereye doğru ilerledim. Bulunduğum oda çok yüksekte sayılmazdı.

Odadaki dolabı açtım. İçinde temiz örtüler çıkardım. Onları birbirine sıkıca bağladım. Amacım örtüleri birbirine sıkıca bağlayıp aşağıya sarkıtmaktı.

Tıpkı çocukken Borayla yaptığımız gibi. Orhan Güneş beni evde kilitlediğinde Bora penceremin önüne gelirdi.

Bende bataniyeyi sarkıtıp inmeye çalışırdım. Bunu ilk yaptığımda çok korkmuştum ama Bora bana" merak etme düşersen ben seni tutarım" demişti.

"Söz mü?"

"Söz"

Bora bana o gün ilk sözünü vermişti. O günden sonra Bora'nın tüm sözlerine inanmıştım. Çünkü ellerim kaymıştı ve tam düşecekken Bora beni tutmuştu.

Örtüleri sıkıca bağlandıktan sonra ucunu pencereden sarkıttım. Sehpanın üzerinde bir miktar para vardı. Onları alıp cebime koydum.

Depoya gitmek için taksiye binmem gerekiyordu. Taksiye binmem içinde paraya ihtiyacım vardı.

Sarkıttığım örtüye sıkıca tutunup yavaşca aşağıya inmeye çalıştım. Aşağıya indikten sonra yol kenarına geçip taksi beklemeye başladım.

Başıma ne geleceğini bilmiyordum. Tek bildiğim bir an önce oraya gitmek istediğimdi. Taksi çok geçmeden geldi.

Bora adresleri kağıda yazarken adresleri görmüştüm. Hafizamın iyi olması her zaman işime çok yaramıştı ve şimdide yarıyordu.

Taksiciye adreslerden birini verdim ilk olarak yakın olan depoya gidecektim. Taksi bir süre sonra kuytu bir yerde durdu.

"Abla burda inmek istediğine emin misin?"diye sordu taksici bana.

Kafamı onaylarçasına sallayıp, parayı ödedikten sonra taksiden indim.

2 dk'lik yol yürüdükten sonra deponun önüne geldiğim. Etraf çok sessizdi. İçime anlamsızca bir huzursuzluk girdi.

Deponun kapısı yarı açık bir biçimde duruyordu. Yavaş yavaş kapıya doğru ilerledim. Ellerim, ayaklarım korkudan titriyordu. Bir an önce Bora'yı bulmak istedim.

Deponun içine girdiğimde burnuma ağır bir küf kokusu gelmeye başladı. Bu koku o kadar rahatsız ediciydi ki öksürmek zorunda kalmıştım.

Deponun koridorunda ilerliyordum. Bir anda bir ses duydum. Tek hatırladığım birinin ağzımı birşeyle kapatmaya çalıştığı ve benim ona atmaya çalıştığım tekmelerimdi sonra da bayılmıştım.

Kış Güneşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin