Bölüm 3

282 107 18
                                    

Havuza gitmeyi unutmuştum... Saate baktığımda aranın bitmesine sadece 30 dakika vardı. Yetişemezdim , gitsem bile yüzmeye vaktim olmazdı. Mert hoca çok kızacaktı. Ama gerçekten unutmuştum , ne yapayım diye düşünürken yanıma tarih hocamız geldi , Demir hoca.

"Merhaba Feride , nasılsın?" Dedi elindeki kahvelerden birisini bana uzatarak.

"İyiyim. Siz nasılsınız?" Dedim kahveyi alarak.

"Teşekkür ederim , kahveyi çok severim." Başını olumlu bir şekilde salladı ve hemen karşımızdaki bankı gösterdi. Oturalım dercesine , gidip oturduk söze başladı.

"Eee anlat bakalım, dersler nasıl gidiyor? Malum son sınıfsın." Derin bir nefes aldım söyleyeceklerimi kafamda toparlamak adına.

"İnanın , nasıl gittiğini bende bilmiyorum." Deyip güldüğümde benim ile birlikte kahkaha attı.

"Hadi ama Feride , senin gibi birisi bunu söyleyemez bence. Derslerinin gayet iyi olduğunu ikimizde biliyoruz değil mi?" Doğru söylüyordu. Derslerim gayet iyiydi fakat eski tempom gibi çalışamıyordum. Mağlum...

"Aslına bakarsanız ders durumum gayet iyi. Ama sınav için pek hazır değilim gibi hissediyorum. Sadece ihtiyacım olan şey biraz daha düzenli çalışmak ve tarihimi biraz daha geliştirmek.'' dediğimde sırıttı.

"İtiraf etmek gerekirse tarihin kötü." Gülmüştüm. Haklıydı çünkü , sürekli karıştırıyordum. Ama sayısal dersler öyle değildi benim için , soruya baksam hangi formül ile çözeceğimi anlıyordum. Ben... Ben sözel dersler için gerçekten balık beyinliydim sanırım...

"Eğer... Eğer istersen sana özel ders verebilirim. Tabi benim anlatımımdan anlıyorsan." Anlıyordum çünkü Demir hoca tahtaya geçip öyle sade bir şekilde anlatmıyordu. Bazen aklımızda kalsın diye bir sürü kodlama veriyor , bazen ise espriler yaparak anlatıyordu. Dersim kötü olmasına rağmen dersini dinlerken çok eğleniyordum.

"Çok isterim. Fakat benim pek zamanım olmuyor genelde , yüzücü olduğumdan dolayı hep antreman yapmam gerekiyor yarışmalar için."

"Ooo meşguluz demek.." güldüm.

"Hocam öyle deme-" hemen lafımı kesti.

"Biliyorum biliyorum. Öyle demek istemedin, ayrıca haberim var yüzücü olduğundan. Sen ne zaman müsait olursan bana haber verirsin , ayarlarız dersi." Sevgili hocam bu dönemlerde beni çok sıkmaz ise mutlaka almak isterdim ders.

"Teşekkür ederim anlayışınız için. Ayarlarız." Konuşacak konumuz kalmadığı için kalkmak için izin almış , sınıfa girmiştim doğrudan. Zaten 2 dakika sonra zil çalmıştı ve ders başlamıştı.

...

Sonunda dersler bittiği zaman çıktık okuldan. Telefonumu elime aldım ve farkettim ki şarjım bitmişti...

"Fero?" Kafamı Emir'e çevirdim. Karşıdan gelen çifte Nisa ile bakıyordu.

"Efendim bebo?" Transa girmiş gibi bakarken konuştu.

"Sence de çok güzel değiller mi?" Önümüzden geçen çifte baktım.Gerçekten insan özeniyordu.

"Çok güzeller..." Diye yerime cevap verdi Nisa. İç sesim olmuştu resmen.

"Abi biz ne zaman bu saplıktan kurtulacağız?" Diye bana bakıp sitem etti Emir. Hemen ardından Nisa'da onayladı.

"Bana ne bakıyorsunuz oğlum. Saplıktan kurtarma bakanlığı mıyım? Bulabilsem ilk başta kendime bulurdum zaten." Ciddi bir öksürük sesi ile Nisa'ya çevirdim bakışlarımı.

"Ben bir karar verdim..." Deyince gizemli sesiyle Nisa, korkmaya başladım ne yalan söyleyeyim.

"Ben... Ben bundan sonra önüme bakacağım lan. Yeter artık gelenlere şans vereceğim." Hemen ardından Emir söze atladı.

"Aynen prensesim. Ne zamana kadar böyle duracağız değil mi?" İkisi de başını bana çevirince anladım. Konuşma sırası bana gelmişti. Dediğim tek şey...

"+1"

"Teşekkürler ya çok motive ettin."

"Neyse onu bunu geçin de ben havuza gitmeyi unuttum. Hoca ağzıma tükürecek." Bu dediğimle tınlamamışlardı bile beni. Adımlarını hızlandırmışlardı.

"Heeeyyy!!"

...

Havuza sonunda gelebilmiştim. Fakat korkuyordum , hemen üstümü değiştirip havuzun olduğu alana girdim. Oradaydı... Yanındaki 2 aşko kuşko kızlarla gülerek konuşuyordu...

İki defa geldiğimi belli etmek istercesine öksürdüm. Kafasını yavaşça çevirdi bana doğru. Sanki daha yeni gelmemişim gibi "Geç, yüz." Deyip kızlara geri döndü , şaşırmıştım. Fırça atmayacak mıydı yani?

"Tamam hocam." Dedim içime kaçmış olan sesimle , cevap vermemi bile duyup duymadığından emin değildim. Atlayış yaptıktan sonra ara vermeden 3 tur yüzmüştüm , biraz yorulmuştum açıkçası. Suya kendimi uzanır gibi bıraktığımda ona baktım. Daha doğrusu onlara... Mert hoca bana bakmadan "Devam et!" Diye bağırmıştı. Yanındaki kızlar benim gibi irkilmişti. Adım gibi eminim , bu adamın arkasında da iki tane gözü vardı. Şuan ona itiraz edebilecek bir durumda değildim. Kendi aklınca bana işkence çektirmek istiyordu. Hay hay...

Sonunda mola ile 12 turu tamamladığımda havuzdan çıkmak için kenardaki çıkıntılara tutunduğumda "Ben sana çıkabilirsin dedim mi?" Sözüyle başımı kaldırdım. Tam da tahmin ettiğim gibi başımda dikiliyordu.

"12 tur yüzdüm hocam. Artık saat de geç oluyor." Yüzüme baktı sertçe.

"Ne yapalım acaba ya?" Düşünmüş gibi yapıp tekrar bana döndürdü bakışlarını.

"Prensesimiz öğle arası gelseydi belki de hiç bu saatlere kadar kalmazdı bence.Hem bir de aradaki tur sayısını da yüzmüş gibi konuşma." Havuzdan çıktım.

"Bende sizinle onu kon-"

"Ben hayatımda senin kadar sorumsuzunu görmedim.Ne önemli sebebin olabilir? Ha diyelim bir sebebin var , haber vermek diye birşey duydun mu sen?"

"Kızmakta çok haklısınız inanın.Ama önce ki yapılan bir sınavıma girmemiştim ,sınava girdim.Haber verme konusuna gelirsek de inanın ki şarjım bitti takmaya fırsat bulamadım ve unutmuştum özür dilerim." Yüzüme sen ciddi misin dercesine baktı.

"Şarja takmaya fırsatın olmadı yani?" Evet dercesine başımı salladım heveslice.

"Aynen takmaya vaktim yoktu."

"O zaman  Demir ile kahve içmeye nasıl fırsatın oluyor?"

YüzücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin