Bölüm 27

33 2 1
                                    

Herkese merhabalar. Burayı çok özledim , uzun zaman oldu yazmayalı. Nedeninden bahsedecek olursam , son sınıfım artık. Sınava çalışıyorum , dershane vb... Ve artık hevesimin kalmamasının en temel sebebi yazdıklarımın karşılığını alamıyor olmam... Neyse okuyan birkaç arkadaşım için devam edeceğim...

Aşağıdaki kafede oturmuş birbirimize bakıyorduk. Ben Mert hocaya , Mert hoca yarışma için buraya antrenörü ile gelen Mahir'e , Mahir ise bana bakıyordu... Aslında Mahir'in gelmesi beni çok mutlu etmişti. En azından onunla bir vakit geçirebilirdim. Fakat şöyle bir sorun vardı. Yaklaşık 2 güne kadar Antalya'ya diğer yarışmalar için gidecektik. Bu durumda eğer Mahir buradaki yarışmayı kazanırsa o ve antrenörü bizimle gelecek aksi takdirde ise biz yalnız gideceğiz ve onlar geri dönecekti.
Allah'ım nolur onlarda bizimle beraber gelsin...

"Yorgun gibisin?" Mahir'e baktım.

"Yok değilim. Sadece biraz gözlerim ağrıyor." Miyop ve astigmatım olduğundan lens takıyordum. Bugün lenslerimin süresi bittiğinden dolayı hem etrafı yeterince görmüyordum hem de gözlerim iyice kanlandığından dolayı alerji olmuştu.

"Damla kullanıyor musun?" Merakla bana bakıyordu.

"Evet. İyi gelir umarım." Bunu dememle iyice yaklaşıp gözlerimin içine baktı. Yaklaşması ile yüzünü inceledim. Yüzünün her ayrıntısı çok güzeldi...

 Yüzünün her ayrıntısı çok güzeldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Ama pek iyi gibi gözükmüyor. Hem sen nasıl bu halde yüzebileceksin ki? Daha da kötü olur gözlerin." Haklıydı. Mutlaka bir doktora görünmeliydim.

"Yarın doktora gitmeyi düşünüyorum. Mutlaka kullanmam için lens verir." Başını sallayarak uzaklaştı benden. Bir anlığına Mahir'e baktığımda yüzünde tuhaf bir bakışla bizi izliyordu...

"Tamam o zaman yarın gideriz." Gelmesine gerek yoktu. Hem o yanımdayken biraz geriliyordum , birde başbaşa gidersek... Düşünmek bile istemiyorum...

"Ben kend-" dememe kalmadan , "İtiraz etme. Ben de geleceğim diyorsam geleceğim. Tek gitmene müsade edemem. Sonuçta benim sorumluluğum altındasın."

"Aman ne sorumluluk..." Sadece fısıldayarak söyleyebilmiştim...

...

"Yapacağını biliyorum. Burada izliyor olacağım seni. Unutma sen Mahir Kara'sın. Aptallık etme..." Bu cümleleri söylerken bir yandan da sarılıyordum.

"Tamam anladık , yeter artık bırak beni. Öleceğim yoksa." Gözlerimi devirerek ayrıldım ondan.

"Aman tamam be. Sanki öldürdük her neyse biz şuraya oturup seni izleyeceğiz tamam mı?" Başını sallayarak havuzun başlangıç yerine geçti. Bizde kenarda duran oturma yerlerine geçip oturduk. Sidal hoca ise Mahir ile son kez konuştuktan sonra yanımıza gelip oturdu. Heyecanla tırnaklarımı yemeye başladım. Umarım kazanırdı...

YüzücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin