Bölüm 20

141 49 10
                                    

İnsan bazen hissettikleri anlayamaz , anlamlandıramaz  ya da öyle düşünemez. Sadece ileriye bakar fakat ilerlerken ise yolundan geçtiklerini de fark etmelidir. Hissettiği şeyleri anladığında ister istemez bir boşluğa düşer , iyi ya da kötü şekilde... Ben kendi düştüğüm durum iyi mi veya kötü müydü bilmiyordum. Ama bence kötüydü ya da belki hissettiğim şeyler bir yanılgıdan ibaretti...

Kutay Dinçer... Yeni antrenörüm olmuştu , oldukça genç ve anlayışlı olan bu adam bana geldiği için şanslı ve mutlu olmalıydım. Fakat öyle düşünemez olmuştum. Ne oluyordu bana böyle? Geçen zaman boyunca Mert hoca ile fazla karşıya karşıya gelemiyordum. Sadece birkaç kez Eda'yı çalıştırırken görmüştüm. Fark ettiğim bir şey vardı , beni çalıştırdığı gibi onu çalıştırmıyordu.

Evin terasında otururken , hangi diziyi izleyelim diye Emir ve Nisa tartışıyordu.

"Ya moon lovers'ı izleyelim. Oradaki adam çok yakışıklı..." Diye diye ağzının suları aktı Nisa'nın...

"Ben yakışıklı adam sevmiyorum lan. Hem o dizinin sonu kötü bitiyor , ben ve Ferom etkisinden bir ay boyunca çıkamayız. Değil mi Fero?" Emir'e katılarak;

"Evet kicibe , kötü bitiyor sonu. İzlemeyelim onu , daha snowdrop'un finali gözümün önünde..." Deyip sahte göz yaşlarımı siler gibi yaptım.

"Ezik..." Diye fısıldadı Nisa. Sonunda bir diziye karar kıldıktan sonra tam izlemeye başlayınca , Nisa'nın telefonu çaldı. Ekranda herhangi bir isim yoktu. Gizli numaraydı...

"Kim bu ya?" Dedi ve telefonu açıp kulağına koydu. Birkaç saniye sonra duyduğu sesten sonra yüzünü buruşturdu.

"Konuşmak istemiyorum Mesut. Rahat bırak beni..." Karşı taraftan "Dinleyeceksin artık!" Diye bir ses gelince Emir telefonu Nisa'dan aldı ve kendi konuşmaya başladı.

"Sen ne rahatsız ediyorsun kızı , lan bıyıklı! Ağzına tükürürüm senin... Evet lan belayım var mı ötesi? Bir daha aradığını duyayım belanı ...... senin." Birkaç saniye telefonun hattından Mesut konuştu. Söylediği şeylere ise Emir kahkaha attı.

"Ne? Aşiretin mi var senin? Hahahahahaa... Oğlum hiç güleceğim yoktu lan. Neymiş aşireti varmış , beni aşireti ile yok edermiş... Siktir lan oradan piç. Oradan bakınca korkuyor gibi mi gözüküyorum?" Dedikten sonra telefonu yüzüne kapattı. Nisa hemen ne dedi diye sordu.

"Ne diyecek , aşireti varmış. Beni mahvedermiş , senin yanında çok dolaşıyormuşum. Seni tekrardan kazanacakmış..." Hahladım , nah geri kazanırdı.

"Dönmezsin değil mi Nisa?" Diye sordum.

"Ne işim var lan artık onunla? Defolup gidecek hayatımdan yakında. Merak etmeyin , endişelenmeyin bu kadar...'' Biraz konuştuktan sonra film izlemeye devam ettik...

...

Yarışmaların başlamasına çok az bir zaman kalmışken ben yine her zamanki gibi havuzda antrenman yapıyordum. Beni sürekli kontrol eden Kutay hoca , ne zaman yorulduğumu anlasa hemen çıkıp dinlenmemi söylüyordu. Dinlendikten sonra 800 metre serbest stil yüzdükten sonra artık biraz molaya ihtiyacım olduğunu anladım. Kalkıp yanımda duran şezlonga oturup kurulanmaya başladığımda salonun kapısı açıldı. İçeri Mert hoca ile Eda girdi Allah'ım ne kadar da mutlu oldum şimdi!

Onları görmemle kafama başka bir tarafa çevirmem bir oldu ve az sonra yanıma Kutay hoca geldi.

"Harikaydın Feride. Böyle gidersen çok iyi sonuçlar alabiliriz." Bu söylediği şeye karşılık tebessüm ettim. Uzun süre yüzmenin etkisi olacak ki omuzlarım feci derecede ağrıyordu. Omuzlarıma ellerimle masaj yapmaya çalışırken bir yandan da çaktırmadan onlara bakmaya çalışıyordum. Mert hoca , Eda'ya pozisyon hakkında bilgi verirken , Eda'nın kendisini dinlediği tam olarak söylenemezdi. Arsızca adamın üstünü süzüyordu pislik...

YüzücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin