Kalp Güneşi / DerÖn

6. Bölüm / Aile Olduk

Deryalarda yedikleri yemeğin ertesi günü okuldan sonra Derya Önderi aramıştır.

Derya: Aloo hayatım, nasılsın napıyorsun?
Önder: İyiyim güzelim, okuldan çıktım üniversiteden bir arkadaşımla görüşeceğim oraya gidiyorum. Sen?

Derya bu arkadaşın kadın olma ihtimaliyle biraz gerilmiştir. Ses tonundaki kıskançlığı ise Önder hemen okuyacaktır.

Derya: İyiyim de.. Kimmiş bu arkadaş?
Önder: Merak etme kadın değil. Üniveristedeki ev arkadaşlarımdan biri epey samimiydik Ankarada yaşıyordu buraya gelmiş birkaç günlüğüne. Görüşelim dedi. Seni de tanıştırırım elbet.
Derya: İyi bakalım öyle olsun.
Önder: Kıskandın mı sen?
Derya: Kadın değilmiş ya sorun yok.

Önder Deryanın ihtimale bile karşı olan kıskançlığını çok tatlı bulmuş. Devam ettirmek isteyerek oyun oynuyordu.

Önder: Kadın olsaydı nolurdu ki? Hem benim üniversiden yakın hanım arkadaşlarım da var gayet de görüşüyoruz.

Derya sinirlenmiş ancak Öndere bir şey çaktırmak istemeyerek normal gibi konuşsa da her hâlinden kıskançlığı belli oluyordur.

Derya: Demek öyle... Tabii hiçbir şey olmazdı Öndercim ne olacak.
(Kendi kendine kısık sesle mırıldanarak) Ben biraz saçlarını falan yolardım sadece.
Önder: Ne dedin hayatım?
Derya: Bir şey demedim, sana iyi eğlenceler dedim. Sonra konuşuruz bu mevzuyu şimdi kapatmam gerek.
Önder: Peki hayatım görüşürüz.

Derya görüşürüz bile demeden telefonu Önderin suratına kapatmış. Önder ise Deryanın bu kadar kıskanç oluşunu çok tatlı ve biraz da korkutucu buluyordu. Avel avel sırıtarak 'Çok tatlı ve bir o kadar kıskanç bir sevgilim var' diye düşündü. Deryanın kıskançlığı başına bela olacaktı biliyordu ama ondan gelen her şeye razıydı.

Derya telefonu kapatmış kendi kendine söyleniyordu. 'Neymiş efendim kadın arkadaşları da varmış da görüşüyorlarmış da ne olacakmış da. Ne olacak ben sana gösteririm Önder Koçak. Bir de yakınlarmış bak sen yaa. Sen beni bi tanıştır bakalım o arkadaşlarla ben bi bakayım. Ne demek bir sürü kadın arkadaşın var ne demek.'
Deryanın kendi kendine sinirlenişini duyan Ali mutfağa annesinin yanına gelir.

Ali: Ne oldu annem yaa neye kızıyorsun yine?
Derya: Bir şey yok oğlum. Bak ne diyeceğim sana. Ben yemeğini hazırladım şu keki de bitireyim çıkıcam sen vakti gelince güzelce yemeğini ye tamam mı?
Ali: Tamam annem de nereye gidiyorsun ki?
Derya: İşim var dışarıda biraz. Aa sana hesap mı vericem ben.
Ali: Tamam annem sakin ne bu sinir öylesine sordum. Sana bir şeyler olmuş ya neyse ben susayım da payıma düşeni almayayım.
Derya: Bence de.
Konuşurlarken Derya yaptığı keki fırından çıkarıp dilimliyordu. Alinin keke elini atmasıyla eline şaplak yemesi bir oldu.
Ali: Ahh ne yapıyorsun anne yaa bırak da yiyeyim.
Derya: Sana değil onlar Ali. Sana sonra yaparım ben.
Ali: Kimeymiş bakalım? Anne keki evlatlar içindir bir kere.
Derya: Aliii, hani susuyordun sen. Evet anne keki evlatlar içindir ama bu sefer senin için değil. Hadi git içeri ben sana sonra yaparım gene.
Ali: Peki Derya sultan kızma gidiyorum.

Derya yaptığı keki bir güzel paketlemiş kendi de hazırlanmış ve evden çıkmıştır. Önderin evine gelip zile basmıştır. Kapıyı Çağrı açar.

Çağrı: Aaa hoş geldin Derya abla.
Derya: Hoş bulduk Çağrıcım. Nasılsın?
Çağrı: Ehh işte. Sen?
Derya: İyiyim senin gibi bi yakışıklıyı görüp nasıl iyi olmayayım.
Çağrı: Teşekkür ederim bu güzel iltifatın için. Sen babama geldin muhtemelen ama babam evde yok maalesef bir arkadaşıyla görüşecekti.
Derya: Biliyorum babanın evde olmadığını. Ben ona değil sana geldim.
Çağrı: Bana mı? Ayy lafa daldım davet etmeyi unuttum geçsene içeri lütfen Derya abla.
Derya ve Çağrı içeri geçip yan yana koltuğa otururlar.
Derya: Evet senin için geldim. Çat kapı geldim ama müsait miydin?
Çağrı: Müsaitim de. Dürüst olmak gerekirse benim için gelmiş olmana şaşırdım.
Derya: Seninle hiç doğru düzgün sohbet etmişliğimiz yok biraz konuşalım istedim ve fark ettim ki ben sana hiç anne kekimden yedirmedim.
Der ve elindeki keki uzatır.
Derya: Her derde devadır ve öyle herkes yiyemez. Evlatlara özeldir. Adı üstünde anne keki. Tavsiye ederim bir tadına bakmalısın.