Duyulmayan bir kalp atış sesinin duruşu nasıl bir felaketi haber verebilir? Monitörden çıkan o ses insanı nasıl sağır edebilir? Bir kırmızı çizgi insanın yüreğinde nasıl yangına sebep olabilir? İçine çektiğin o her zamanki hava seni nasıl bir okyanus misali boğabilir? Dünyanın tüm o güzel renkleri nasıl bir anda siyah beyaza çalabilir? Dilin damağına yapışır, yutkunamazsın. Kasların seni bırakır, ayakta duramazsın. Kanın damarlarından çekilir, yaşayamazsın. Eğer birini seviyorsan kalpleriniz bir atar, onunki durursa sen zaten atmazsın... Önderin duran kalbini gördüğünde artık geriye bir Derya kalmamıştı...Doktorların tüm çabalarına rağmen Önderin işte o duran kalbi çalışmıyordu. Hastane koridorunda inleyen "Önder" "Baba" "Hocam" feryatları duvarları titretiyordu. Yoğun bakımın camları atılan yumruklarla kırılmamak için direniyordu. Doktor ise Önderi tekrar hayata döndürmek için...
Kalbi duralı 1 dakika olmuş ama Önder hayata hâlâ geri dönmemişti. Yoğun bakımdan bir hemşirenin acil çıkmasını fırsat bilen Derya içeriye daldı. Hemşireler "Hanımefendi içeriye giremezsiniz" diyerek onu tutmaya çalışıyorlarsa da başaramıyorlardı. Doktor tam pes edecekti ki Deryanın yalvararak ağlayan hâlini gördü. Hemşireler artık umutlarını yitirip Deryayı bırakmışlardı. Derya kendini yırtarak ağlıyordu. Önderin elini tutmuş "Hayır Önder hayır, gidemezsin beni bırakamazsın. Hayır nolur hayır yapma, gitme Önder gitmee" diyerek ağlıyordu. Yere çöktü elinde hâlâ Önderin eli vardı. "Beni.. bırakma.." dedi. Tam o anda Doktorun yaptığı son hareket monitörün sesini de rengini de değiştirdi. Önder Deryayı bırakmamıştı... Onu tanıdığı gün yaşamaya başlayışı şimdi onunla yeniden doğuşu olmuştu. Tüm tutulan nefesler verildi, yüzler gülümsedi. Deminki feryat çığlıkları şimdi sevinç çığlıklarına dönüşmüştü. Önder ölmemişti... Deryayı bırakmamıştı.
Derya mutlulukla doğruldu. Önderin tuttuğu eline art arda sevinçle öpücükler konduruyordu. "Allahım çok şükür, teşekkür ederim teşekkür ederim. Biliyordum sevgilim, biliyordum sen beni bırakmazsın biliyordum".
Doktor: Hanımefendi eşiniz hayata döndü artık burdan çıkmanız gerek.Derya kafa salladı, Önderin yanağına bir öpücük kondurdu. Yoğun bakımdan çıktı. Çıkar çıkmaz Çağrı ve Ali Deryaya koşup sarıldı.
Çağrı: Derya abla.. Çok korktum..
Derya: Ben de.. Ama geçti.. Baban bizi bırakmadı.
Ali: Çok şükür, çok şükür annem. (Ayrılırlar)
Derya: Çağrı.. ben özür dilerim senden oğlum.
Çağrı: Neden?
Derya: Benim yüzümden babanı kaybediyordun az daha.. Sana bunları yaşatmaya hakkım yoktu. Babana da. Ben babanın, senin hayatınıza girmeseydim..
Çağrı: Şşş Derya abla. Senin bir suçun yok her şey Kenan amca yüzünden. Sen bana kısa zamanda öyle güzel ablalık, annelik yaptın ki iyi ki girdin hayatıma. Babamınkine de yani. Ben sana daha önce de söyledim. Ne babam seni sevdi diye ne de hayatımıza girdin diye asla pişman olmam olmayacağım da, aksine çok mutluyum. Babam gerçekten yaşamaya senin sayende başlamıştı, şimdi senin sayende ölmedi yeniden doğdu. Biz babamı kaybetmeyeceğiz iyileşecek ve burdan hep birlikte çıkacağız. Lütfen kendini suçlama, babam duyarsa çok kızar.Çağrının sözleri Deryayı duygulandırmıştı. Gözleri doldu. Gülümsedi. Sadece kafa sallayabildi. Artık emindi, aralarındaki bağ gerçekten çok kuvvetliydi. Çağrı onun da oğluydu.
~3 Gün Sonra~
O felaket anın üzerinden 3 gün geçmişti. Önder hâlâ yoğun bakımdaydı ancak uyanmıyordu. Doktorlar sürekli tedaviye devam etseler de Önder yanıt vermiyordu. Sürekli hastanede geçen günler, sürekli umutla bekleyiş sürüyordu. Yine bir kontrolden sonra Doktor yoğun bakımdan çıktı.
Doktor: Durum hâlâ stabil ancak risk devam ediyor. Kalbinin tekrar durması söz konusu. Tedaviye cevap verip uyanması gerekiyor bunun için elimizden geleni yapıyoruz.
Derya: Peki yanına girebilir miyiz doktor bey? Kaç gündür sokmuyorsunuz ama bi görsek..
Doktor: Sadece 1 kişiye 10 dakika izin verebilirim. Hem belki sevdiği birinin sesini duymak tetikleyici olabilir. Hemşire hanıma söyleyin girecek kişiye yardımcı olur.
Bilal: Tamam doktor bey sağolun.
Derya: Çağrı hadi oğlum gir gör babanı.
Çağrı: Yok Derya abla ben girmeyeyim. Onun şu an sana ihtiyacı var. Sesini duymak ona iyi gelir. Sen gir lütfen.
Derya: Emin misin?
Çağrı: Evet eminim.
Derya: Teşekkür ederim oğlum. (Çağrıya sarıldı)Derya gerekli hazırlıkları yapıp yoğun bakıma Önderin yanına girdi. Yanına sandalyeye oturdu, elinden tuttu.
Derya: Önder... Bak ben geldim sevgilim. Tüm ailemiz dışarıda senin uyanmanı bekliyor. Hepimiz biliyorduk senin o kurşuna yenilmeyeceğini, bizi bırakmayacağını. Beni çok korkuttun uyandığında bunun hesabını soracağım. Beni bırakıp gidiyorsun sandım. Tekrar yaşatma bize aynı şeyleri Önder. Sen bana söz verdin Önder sözünü tutarsın, beni Çağrıyı bırakmazsın biliyorum. Daha kavuşamamışken ayrılamayız. Ben.. Ben sensiz yaşayamam Önder. Ben senden öncesini, nasıl yaşadığımı unuttum. Sen burda böyle benim gözlerimin içine bakmadan yatıyorsun ya senin sesini duyamıyorum ya.. Nefesim bana batıyor Önder. Çağrı için çocuklar için güçlü durmaya çalışıyorum ama sensiz çok zor. Tüm gücümü senden alıyordum ben. Beni sensiz bırakma sevgilim, oğullarımızı babasız bırakma. Artık uyan ve gözlerimin içine bak sana yalvarıyorum. Daha önümüzde uzun ve mutlu bir hayat var ama sen böyle yatarsan olmaz ki. Bana pek anlatmadın ama Çağrıya bizimle ilgili hayallerini anlatıyormuşsun duyduğuma göre. Tamam haklısın Denizden her bahsettiğinde kızıyorum doğru. Sen anlattığından beri ben de düşünüyorum ister istemez hayal kurarken buluyorum kendimi biliyor musun? Sana söylemedim belki ama ben de çok isterim Önder ikimizden bir parça olsun, bir bebeğimiz olsun. Senin muhteşem babalığına baştan sona her şeyiyle şahitlik edeyim. Ona benim yasakladığım şeylere sen izin ver sonra minik tartışmalarımız olsun, sen gel her zamanki gibi benim gönlümü al. Sana çok düşkün olur muhtemelen, kızlar babalarına düşkündür. Hem erkek de olsa senin gibi bir babası olacağı için çok şanslı olurdu. Çağrı ve Ali gibi.. Şimdi olmaz Önder bizi bırakamazsın. Evlendikten sonra her gün senin kokunla uyuyup, her sabah senin kollarında uyanacağım. Ben yine saçma sapan şeyleri kıskanıp sana trip atacağım sen gönlümü alacaksın. Yazları birlikte gidip kafa dinlemek için minik bir yazlık alırız belki. Başbaşa huzurlu tatiller yaparız. Aliyle Çağrıyı evlendiricez, gelinlerimiz olucak. Torunlarımız olucak hangimizi daha çok seviyorlar diye tartışıcaz. Sen şimdi uyanık olsan seni severler tabii ki derdin.Daha yaşayacağımız çok şey var sevgilim. Önder sesini duymam gözlerinin içine bakmam gerekiyor. Uyanman gerekiyor sevgilim. Sen hep bana derdin ya seni çok mutlu edicem diye. Ettin de ediyorsun da. Beni mutlu etmek için yanımda olman yeter, nolur beni sonsuza kadar mutsuzluğa ve acıya mahkum etme. Şu an mutlu olmak için tek ihtiyacım olan uyanman. Seni her şeyden çok seviyorum sevgilim. Uyanmanı ve yine gözlerimin içine bakıp bana beni sevdiğini söylemeni sabırsızlıkla bekliyorum.Derya Önderin yanağıyla dudağı arasına bir öpücük bırakır. Bir anda Önderin hareket eden eline gözü çarpar.
Derya: (heyecanla) Öndeerr , beni duyacacağını biliyordum.
Derya heyecanla çıkar.
Derya: Bilal çabuk doktor çağır hareket etti uyanıyor sanırım.
Çağrı: Ne diyorsun sen Derya ablaa. Yaşasın beee babam uyanıyor.
Hepsi sevinçle birbirine sarılıyorken Bilal doktorla geri döndü.
Derya: Doktor bey elini hareket ettirdi sanırım uyanıyor.
Doktor: Tamam hanımefendi bundan sonrasını bize bırakın.
Doktor Öndere müdahale ederken bizimkiler de camdan sabırsızlıkla izliyordu. Önder gözlerini açtı, zar zor söylediği ilk kelime "Der..ya" oldu.
Doktor çıktı. Bizimkiler umutla doktorun söyleyeceklerini bekliyorlardı.
Doktor: Gözünüz aydın hastamız uyandı. Derya kim?
Derya: Benim..
Doktor: Tahmin etmeliydim. Eşiniz uyanır uyanmaz sizin isminizi sayıkladı. Onca tedaviye cevap vermedi ancak siz her ne dediyseniz siz uyandırmış oldunuz.Derya sadece gülümsemekle yetindi. Herkes mutlulukla Deryaya bakıyor doktorun söylediklerine ise kimse şaşırmıyordu.
Kader: Hahaytt tabii doktor bey. Aşkın gücü diyoruz biz ona. Tıbbı bile hayretler içerisinde bırakır işte böyle.
Doktor gülümseyip gitmişti. Çağrı hemen Deryaya sarılmıştı.
Çağrı: Ben sana demiştim Derya abla senin sesini duymaya ihtiyacı var diye. Teşekkür ederim. İyi ki varsın.
Derya: Sen de Çağrıcım, sen de.Derya camdan Öndere bakıyordu. Kendi kendine fısıldadı. "Günaydın sevgilim. Hoş geldin. Beni yine duydun, yine bana geldin. Yine sözünü tuttun. Teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Güneşi / DerÖn
FanfictionTozluyakanın en güzel aşkı DerÖn'ün hikayesini diziden sonra kendi kurgumla devam ettirmek istedim. Aşkımız kalbimizde hiç batmayacak bir güneş doğdurdu, ikinci bahar en çok bize yakıştı 🤍 Not: Kurgu Tozluyaka 24. Bölüm sonundan yani Derya ve Kenan...