18. Bölüm / Örgü

590 21 66
                                    


~Derya dış ses~
Ne yaşarsan yaşa, nelerin üstesinden gelirsen gel hayat her seferinde daha büyüğüyle karşıma çıkar sanırdım. Gelecek her şeyi tek başıma göğüslemeye hazırdım,mecburdum. Hiç çocuk olmadım, hiç genç olmadım. Daha kendim çocukken çocuk büyüttüm. Arkamda ya da yanımda olan bir ailem olmadı hiç. Babam vardı, erkenden gitti. Oğlum geldi. Hayatımı ona adadım, onun için yaşadım. Ama şimdi... Şimdi 37 yıl boyunca hayat benden ne aldıysa hiç beklemediğim bir anda fazlasıyla geri verdi. Çocukluğumu, gençliğimi, atamadığım kahkahalarımı, yaşamadığım güzel günleri, ışıldayan gözlerimi.. Hayat tüm bunları bana gönderdiği bir hediyeyle yaptı. Çok çile çektin bundan sonrası ödülün mü dedi yoksa sadece garip bir tesadüf müydü bilmiyorum. Bildiğim bir şey var ki Önder benim bu hayattaki en büyük şansım... Hayatımın bundan sonrasında neler olacak bilmiyorum. Ama yine bildiğim bir şey var ki her ne olacaksa yanımda Önder ve oğullarım varken daha güzel olacak. Acıysa acı, gülmekse gülmek. Benim artık yükümü paylaşabileceğim, onunla istediğim kadar çocuk olabileceğim, her zaman yanımda olacağından tek bir saniye şüphe etmediğim bir eşim var. Ben alacağım hediyemi aldım, bundan sonra gelsin hayat bildiği gibi...

Rüya gibi geçen düğünlerinin ardından DerÖn artık karı koca olarak yeni evlerine gidiyorlardı. Evliliklerinin ilk 2 gününü yalnız geçirmeleri için Çağrı ve Ali mahalledeki evde kalacaklardı. Düğün bitmiş, akşam olmuştu. DerÖn el ele evlerine gelmişlerdi. Önder anahtarla kapıyı açtı. Gülümseyip eliyle Deryanın önüne geçmesi için işaret etti. "Önden buyrun hanımefendi." Derya peki dercesine kafa sallayıp Önderin önüne geçti. Yavaş yavaş içeriye girdi. Salona girmesiyle birkaç adım atıp durması bir oldu. Gördüğü manzara karşısında ağzı açık kalmıştı. Tepkisizliğini fırsat bilen Önder Deryanın arkasından beline yavaşça sarıldı. Derya başını geriye doğru atıp kafasını Önderin omzuna yasladı. Bir yandan gözleriyle mumlarla ve güllerle donatılmış evlerine bakıyordu. "Sen her zaman beni böyle şaşırtacak mısın? Çok güzel olmuş burası.. Ne ara yaptın diye sormuyorum bile senin bu konuda üstün yeteneklerin var ben anladım çünkü." Önder Deryanın başından öptü. "Ortam günün güzelliğine ve romantikliğine uygun olsun istedim. Evimiz bizim gelişimizi kutluyor sevgilim." Güller ve mumlar merdivenlere doğru gidiyordu. Derya ve Önderin odasına kadar uzanıyordu. Önder Deryanın elinden tuttu. Onu merdivenlere doğru götürdü. Derya hiçbir şey demiyor sadece Önderin harekerlerini takip ediyordu. Merdivenlerin önüne geldiklerinde Önder durdu. "Bir dakika yaa bu böyle olmamalı." dedi. Derya neden bahsettiğini anlamamıştı. "Ne?" diye sordu. Önder cevap vermeden bir kolunu Deryanın belinin biraz üstüne diğerini bacaklarının altına atıp Deryayı kucakladı. Derya Önderin bu anlık hareketiyle kahkaha atıp kollarını Önderin boynuna doladı.

Derya: Yaa Önder ne yapıyorsun bırakır mısın?
Önder: Bırakamam hayatım.
Derya: Yaa Önder belin ağrıyacak ben kendim çıkabilirim merdivenleri dimi ama?
Önder: Çıkabilirsin elbette hayatım ama ben seni kollarımda çıkartmak istiyorum. Damatlara itiraz edilmez. Sus ve keyfini çıkart lütfen.
Derya: Sen tam bir delisin yaa.

Önder sadece salonla kalmamış yatak odasının da her yerini süslemişti. Deryayı kucağında yukarıya kadar çıkarttı. Odalarına geldiklerinde yavaşça yere indirdi. Derya Önderin boynuna doladığı kollarını, Önder de Deryanın belindeki ellerini çekmedi. Aralarında bir nefeslik mesafe vardı. Derya gülümsedi, sanki Önderden başka kimsenin duymasını istemiyormuşcasına kısık sesle "Sen nasıl bir şeysin Önder Koçak?" diye sordu. Önder de hafif gülümsedi. Deryanın ses tonuna uyarak "Böyle bir şeyim işte.. Sana çok aşık bir şey." dedi. İkisi de gözlerini birbirine kenetlemiş öylece sarmaş dolaş duruyorlardı. Önder aynı ses tonuyla tekrar söze girdi. "Hayatıma hoş geldin Derya Koçak. İyi ki geldin. Tanıştığımıza çok çok memnun oldum." Önderin söyleyiş tarzı Deryanın hoşuna gitmişti. Minik bir kahkaha attı. "Sen de bana hoş geldin sevgilim. Geç de olsa tanıştığıma çok memnun oldum. Artık hiçbir şey için geç kalmayalım olur mu?" Önder kafa salladı. "Olur. Seni çok ama çok seviyorum karıcım.." Derya gülümsedi. "Ben de seni çok seviyorum kocacım." Aralarında kalan son bir nefeslik mesafeyi yavaşça kapattılar... En güzel günlerinin devamı en güzel geceleri olmuştu. Artık kavuşmuşlardı.

Kalp Güneşi / DerÖn Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin