11) Görev Tamam

5 1 0
                                    

Merhabalarrrrr

Buraya kadar okuduğunuz yerlerin çoğu çok sakin ve eğlenceliydi ama artık bu bölümden sonra yavaş yavaş karanlıklaşıcak hikaye

Aslında ben hiçbir karakterin normal olduğunu düşünmüyorum, hepsinin iç dünyası benim yazdığımdan çok daha karışık.

Kitabında adını aldığı gibi bölümlerin başlarında geçmişten kesitler var. Hepsinde değil de çoğunda.

Zaten karakterlerin ve kurgunun olayı geçmişinden asla kurtulamayan insanlar. Eğer içlerinden biri dahi geçmişi arkasında bırakıp önüne bakmayı becerebilseydi hiçbiri başlarına gelmezdi.

Anlattıkları çoğu şeyde farkındaysanız kendilerini kandırıyorlar zaten.

Neyse iyi okumalarrr yorum ve oy bırakmayı unutmayınn <33333

----

Tak tak tak...

Giydiği botları sert zeminde tok sesler çıkartırken kendinden emin bir şekilde yürüyordu. Dar koridordan geçip son kapıyı açmadan kapının yanındaki boy aynasına baktı. Onu buraya kendisi yerleştirmişti. Aynada uzun uzun kendini inceledi.

O kusursuzdu. Hem de her insana göre. O kadar kusursuz ve güzeldi ki bu bütün sorunlarını birlikte getirmişti. 

Kendisini taciz etmeye çalışan üvey babasının arkadaşı yüzünden arabada üvey annesi ve babası kavga ederken kaza yapıp ölmüştü. Kimsesizler yurdundaki çalışanlar ona çok kötü şeyler yapmıştı. Çok çok kötü şeyler. Oradan kaçıp sokakta yaşamaya başladığında durum daha kötüye gitse de kendini savunmayı öğrenmişti.

İlk suçunu sokak aralarından birinde madde kullanan bir bunak üzerinde işlemişti. Onu öldürmüştü. Bu onu ilk başta korkutsa da  o kadar zevk almıştı ki o an dünyadaki bütün insanları elleriyle öldürmek istemişti.

Ama hayır o kutsal elleriyle her insanı öldüremezdi. Çünkü buna layık değillerdi değil mi?

O tanrı tarafından kutsanmış kusursuz bir varlıktı. O kadar kusursuzdu ki kendine insan bile demiyordu çünkü insan denilen varlık hiçbir zaman kusursuz olamazdı.

Mükemmel fiziğine baktı ilk önce. Bembeyaz teni, incecik beli, geniş omuzları ve sırtıyla dünyadaki insanların 'yunan tanrısı' dediği bir fiziğe sahipti.

Sonra gözleri yüzüne kaydı. Ağzı, burnu, gözü, yanağı, çenesi her şeyi tam anlamıyla mükemmeldi. Hepsi birbiriyle uyum içerisindeydi ve insanlar şimdiki yapay zeka ile bu kadar yakışıklı bir yüzü çizemezdi.

Gözlerini yüzünden çektiğinde sağ kolunda bileğinden dirseğine doğru uzanan kısa bir yara izine değdi. Vücudundaki en sevdiği yer burasıydı ve o gün oluşmuştu. O, bu izi tanrının ona bir işaret olarak gönderdiğini düşünüyordu. Onun dünyadaki yeni iblis olduğuna dair bir işaret.

Uzun parmaklarını yara izinin üzerinde gezdirirken tuhaf bir şekilde gülümsedi. Son bir kez kendine bakıp ellerini enselerine doğru uzayan saçlarından geçirdi ve derin bir nefes alarak odaya doğru adımladı.

Kapının kilitlerini tek tek açarken çok sakindi. Sonunda hepsini açıp içeri girdi. Neredeyse hiç güneş ışığı almayan yerde metal bir sandalyeye elleri ve ayakları bağlı şekilde bir kız oturuyordu. Kız iplerden kurtulmak için çalışmış bunun sonucunda el ve ayak bilekleri kanamıştı. 

GeçmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin