5 Yıl Önce
Okulu gerçekten hiç sevmemişti hem de küçüklüğünden beri. Orada resim çizip şarkı söylemek yerine saçma matematik işlemleri ve fen formülleri görüyorlardı çünkü.
O ise bunların hiç birinde asla hoşlanmamıştı. Daha mantığını bile çözemediği formüllerle geleceği planlanıyordu resmen ama anne ve babasının dediklerine göre bunları yapmak zorundaydı çünkü gelecekte onlar gibi olmak istemiyordu.
Ailecek çok zor zamanlardan geçiyorlardı. Babası karakolda bir suçlu tarafından iftiraya uğramış ve memurluğundaki işinden uzaklaştırılmıştı.
Bu süreçte maaş almamakla birlikte üstelik biriktirdikleri paranın nerdeyse hepsi de avukat masraflarına gidiyordu.
Babası bu stresli zamandan ötürü sigara ve alkol tüketimi iyice arttırmıştı. E haliyle annesiyle sürekli kavga ediyor evdeki gergin hava asla geçmiyordu.
Bunların üstüne ondan iki yaş küçük erkek kardeşi kalp yetmezliğiyle mücadele ediyordu.
Okulu hiç sevmeyen kız eve gelmek istemiyor çıkış zili çaldığında mümkün oldukça oyalanıyordu.
Çok arkadaşı yoktu. Hiç de olmamıştı zaten. Küçüklüğünden beri insanlarla iletişimde sıkıntılar çekmiş ve çevresindeki çocuklar gibi olamamıştı. Üstelik günde sekiz saat geçirdikleri okul bu konuda onlara hiç eğitim vermiyordu.
Çantasını toplarken sınıfta üçlü takıldıkları kızların konuştuğunu gördü, yanlarına vardığında birden konuşmayı kestiler.
"Ne oldu takılmaya mı gideceksiniz, ben de gelebilirim bugün boşum."
Kızlar birbirine bakıp suratlarını astılar. İçinden biri konuştu: "Normalde çıkacaktık ama birden ikimizin de işi çıktı, sonra buluşalım."
Deniz'in morali bozulsa da belli etmedi ve onaylayınca çantasını da alıp okuldan çıktı.
Eve doğru gelirken annesi onu aradı. Oldukça eski olan ve neredeyse kullanılmayacak telefonunu çıkarıp açtı.
Annesi akşam yemeği için marketten bir şeyler almasını istemişti Deniz'den. Eve giden yoldan sapıp büyük marketin olduğu yola girdi ve yavaşça yürümeye devam etti.
Sonunda markete vardığında tam kapıdan giriyordu ki otomatik kapıdan çıkan 'arkadaşlarını' gördü. Ellerinde abur cubur dolu poşetler gülüşerek çıktılar.
Ona ikisinin de işinin çıktığını söylemişlerdi. İstemedikleri için yalan atmışlardı hem de yüzüne bakarak!
Öfkeden kıpkırmızı olmuş başına şiddetli bir ağrı girmişti. Sert adımlarla kızların yanına gidip önlerinde durdu. "Bana yalan söylediniz!" diye bağırdı yüzlerine doğru.
Kızlar onu görünce hiç çekinmeden güldüler ona bakarak. İçlerinden biri konuştu: "Sen düşündüğümüzden de aptal çıktın ha! İstemiyoruz seni aramızda bir anlayamadın gitti. Sırf derslerin iyi ödevlerimizi yapıyorsun diye sana katlanıyoruz ama yeter. Düş yakamızdan artık! Üstelik bu kadar pasaklı bir kızla takılmam asla. Babanın başına gelenleri de biliyoruz. Ailecek iğrençsiniz."
***
(Rüzgar'dan)
Deniz kesinlikle iyi değildi.
Yemek yediğimiz için gittiğimiz mekanda tuvalete gitmişti sonra ise onu yerde titrerken bulmuştum. O zamandan beri kafası asla yerinde değildi. Sanki bir şeyden korkuyor gibi durmadan etrafına bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş
Teen FictionGeçmişimiz hayatımızdan gerçekten geçip gitmiş midir yoksa onları hergün bir daha mı yaşıyoruz? Bir insanın hayatı ancak geçmişini kabullenirse mi temizlenir yoksa oradaki yaraları sardıkça mı? Henüz 16 yaşında olan Deniz uzun süredir depresyondadır...