Sevmek aptallık mı? Aşk anlamında değil sadece, herhangi bir şeyi ya da birini arkadaşlık anlamında da sevmek.
Şuan sevmeyi aptallık ya da saçmalık olarak görmüyorum kendi yaşımda çoğu insanın aksine. Bence sevmek çok güzel. Keşke herkes sevebilse, her şeyi sevebilse.
İşte o zaman dünya çok güzel bir yer olur. Annemi, babamı, kardeşimi, Çilek ve Evren'i seviyorum. Çok seviyorum.
Keşke onlar dışında da birini sevip sevilsem.
"Öyle işte çok sevindim yaa. Hâlâ aynılar anne biliyor musun? Hiç değişmemişler."
"Bende çok sevindim. Yıllardır görüşemiyorduk. O manyak adam bulur diye hiç bir iletişim adresini de alamamıştık. N'olmuş o iş kurtulmuşlar mı?"
"Hiç bilmiyorum orasını, onlar söylemedi bende sormadım. Gerek yok şuan eski mevzuları açmaya, yeni buluştuk zaten. Arada konuşuyorduk internetten bu konuları ama aylardır ses yok."
"Neyse sorma zaten kızım. Ay bir gün gelsinler de hasret giderelim. Toprak'a n'olmuş mezun olmuş mu okuldan."
"Aa evet astronomi bölümünü bitirmiş. Amacı NASA'da falan çalışmakmış ama bizimkilerin pek umudu yok. Hem neden bu soruları internetten konuşurken sormuyordun da şimdi sormaya karar verdin hepsini ya?"
"Lan o çalışamayacak da siz mi çalışacaksınız NASA'da. Hepinizden çok daha akıllı o çocuk. Hem ne bileyim uzaktayken benim için yaşamıyorlarmış gibiydiler."
"Sağ ol ya anne. Haklısın yani sen konuşmuyordun onlarla her gün. He bu arada yarın akşam yemeğine onlara gideceğim."
"Eee niye bana sorulmuyor acaba?" dedi annem tek kaşını kaldırarak.
"Seda teyze aradı o kadar beni hayır mı diyecektim."
"Yarın Fadime teyzenler gelecek yemeğe. Torunu sizin okula geçecekmiş, hatta sizin sınıfa birlikte gelir gidersiniz aynı yaştasınız."
"Umurumda değil ben sözümü verdim. Hem neden öyle yaptın ki. Kız benimle okula geldiği için kimse arkadaş olmayacak, rezil olacak herkese."
Annem kestiği domatesleri bıraktı ve elini önlüğüne sildikten sonra gelip bana sarıldı:
"Çiçeğim niye öyle diyorsun ya? Neden arkadaş olmak istemesin seninle?."
"Hani okulun ineğiyim ya o yüzden dedim annem. Zengin piçlerin okulundaki inek." deyip gülünce annem dirseğiyle bir tane koydu. Annemin yanında küfür etmemem gerektiğini unutmuştum maalesef.
"Tamam. Söylerim ben takma onu kafana." dedi hiçbir şey olmamış gibi ve yanaklarıma sulu birer öpücük bıraktı. Bende annemi aynı şekilde öptükten sonra ödevlerimi yapmak için odama geçtim.
Özel okulda yüzde yüz burslu bir öğrenciyseniz bunları yapmak zorundaydınız ne yazık ki...
***
Okuldan eve, evden okula. Okuldan eve, evden okula. Okuldan eve, evden okula...
Günlük olarak yaptığım şeyler hiç bir zaman değişmiyordu. Okuldan eve, evden okula gitmek dışında yaptığım hiç bir şey yoktu.
Arkadaş çevrem, herhangi vakit ayırabileceğim bir hobim yoktu.
Zaten ders çalışmaktan çoğu şeye vaktim kalmıyordu. İçim çok sıkıldığı için ders çalışıyordum zaten. Durumum aklıma geldikçe kalbim sıkışıyor beynim sürekli saçma sapan şeyler düşünüyordu.
Bir sel gibi onlara kapılmamak için beynimi daha çok işe yarayacak şeyler için çalışması amacıyla ders çalışıyordum. Benim kendi kendime geliştirdiğim terapi yöntemim de buydu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş
Genç KurguGeçmişimiz hayatımızdan gerçekten geçip gitmiş midir yoksa onları hergün bir daha mı yaşıyoruz? Bir insanın hayatı ancak geçmişini kabullenirse mi temizlenir yoksa oradaki yaraları sardıkça mı? Henüz 16 yaşında olan Deniz uzun süredir depresyondadır...