birkaç gün geçti gün ışığım, yazma fırsatı bulamıyorum çünkü bir türlü yalnız kalamıyorum.
sürekli birileri gidip geliyor yanıma. ölçülerimi alıp, kıyafetler için sorularla bunaltıyorlar beni.
canım bir şey yemek istemediğinden gün geçtikçe küçülüyorum sanki, şu an sarılsan bana kollarında küçücük kalacağıma eminim.
"kumaşın nasıl olmasını istersiniz?" diye soruyor ölçülerimi alan kadın.
"ben ilgilenmiyorum onlarla." dediğimde annem arkadan çıkıyor ve kadının koluna girerek uzaklaşıyorlar.
her yerim ağrıyor, başım zonkluyor. öleceğim sanki.
ölçülerim alındıktan sonra ablam geliyor odaya, ardından da bir kız.
"gel, güzelim." diyip kızı yanına çekiyor.
"felix, bu minjeong."
min... ne?
"evleneceğin kişiyi selamlamayacak mısın?" dediğinde sadece ablama bakıyorum, bana kızıyor ve kızla konuşmamı istiyor, gün ışığım.
ama asla ona öyle bakmayacağım ki? düşüncesi bile midemi ağzıma getirirken zorla tutuyorum elini, adımı söylüyorum. güzel bir kız, ancak bu benim umrumda bile değil.
benim güzel sevgilim dışında kimse çekmiyor dikkatimi. çok güzelsin jeonginim. her şeyden, o çok sevdiğin yıldızlardan bile güzelsin.
"biraz yalnız kalıp konuşun." diyerek odadan çıkan ablam yüzünden o kızla tek başıma kalıyorum.
konuşmak istemiyorum, ona bakmak istemiyorum, senden başka kimseyi istemiyorum ki ben.
"ben, minjeong." diyor bir süre sonra.
"felix. korece ismim yongbok."
"kaç yaşındasın?"
"yirmi dört." diyorum.
"ben yirmi üç." senle yaşıt, adı seninle benzer ve ben bunların altında ezilip gidiyorum.
"ne komik değil mi? adını, yaşını yeni öğrendiğin biriyle evleneceksin." dediğimde ellerinde duran bakışlarını bana çeviriyor.
"birkaç gün önce bu yüzden her şeyden çok sevdiğim çocuğu bırakmak zorunda kaldım. şimdi ne halde, ne yapıyor bilmiyorum bile ve burada durup bunları konuştuğum için kendimden tiksiniyorum."
konuşamıyoruz bir süre.
"ben de istemiyorum." dediğinde ona dönüyorum. "ben insanlardan korkuyorum, onlara dokunamam, konuşmak bile çok zor benim için."
özenle sürülmüş ojelerin olduğu ellerinin tir tir titrediğini görüyorum o an, o kız da istemiyor sevgilim. içimde az da olsa bir umut ışığı yanıyor, bir ihtimal diyorum...
"seninle bir anlaşma yapalım." dediğimde bana bakıyor.
o iyi birine benziyor sevgilim. resmiyette belki karım olacak olabilir ama ona o gözle bakmayacağıma yemin ediyorum.
sadece seni seveceğim yang jeongin. benim minik gün ışığım.
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my beloved star ✔
Fanfictionsevgili yıldızım, dünya 792 kere döndü ve seni bir kez bile görmedim. my beloved star // cxxdnb