oraya gittiğimizde saat daha erken olduğu için gözyüzündeki yıldızlar henüz görünürde değillerdi. seungmin'den aldığımız anahtarla eve girdiğimizde yeni temizlediğini görerek içeriye bıraktık çantalarımızı.
"ne zaman gece olacak? yıldızları izlemek istiyorum bir an önce."
"birkaç saat sabretmelisin yang jeongin."
"yang jeongin mi?! ne oldu, sevmiyor musun artık beni?"
"adını söylediğimde sevmiyor mu oluyormuşum?"
"öyle oluyorsun tabii! ben sana lee felix dersem hoş olur mu?"
"tamam bebeğim, güzel sevgilim benim. gün ışığım!"
"o kadar da değil. biraz daha seversen yüksek doz sevgiden ölebilirim lee felix."
"yıldızım diyeceksin, yıldızım."
"yok, lee felix demeyi tercih ediyorum artık."
"yang jeongin!" diyerek üzerime atladığında belinde birleştirdim ellerini düşmemen için. sen ise beni gıdıklamaya çalışıyordun.
"tamam, yıldızım diyeceğim tamam!"
pes ettiğimde gülümsediğini gördüm, yıldızım. eğildin ve sırayla iki yanağımdan da öptün beni.
bir süre getirdiğimiz yiyecek içecekleri dolaba doldurmuştuk, sonra dışarıya kumların üzerine örtüleri yaymıştık oturmak için.
"felix! deniz çok güzel gözüküyor, yüzmek istiyorum!" dedim. o kadar güzel gözüküyordu ki dayanamıyordum.
"hava soğuk olacak, ya hastalanırsan?"
"olsun!" dedim ve endişeli bakışlarını arkamda bırakarak tişörtümü çıkartıp şortumu giymek için eve koştum. denize gideceğimizi bildiğim için hazırlıklıydım.
güneş daha batmadığı için gökyüzü rengarenkti ve su ne sıcak ne soğuktu. ılık olması hoşuma gitmişti.
ben yüzerken sen de beni kenardan izliyordun ve güneş çok çabuk batmıştı.
sudan çıktığımda elindeki kocaman havluyla karşıladın beni. ben gelmeden önce yaktığın ateşin önüne oturduk beraber.
"baksana, ne güzel parlıyorlar!"
hipnoz olmuş gibi gökyüzündeki yıldızları izlerken bana yaklaşarak yıldızların birini işaret ettin.
"hangisi?"
"bak şuradaki!" diye göstersen de o kadar yıldız arasından hangisini söylediğini anlamıyordum.
"söylesene ya, hangisi?" söylemen için sana döndüğümde gülümseyen ifadenle karşılaştım ve hemen arkasından sıcacık dudaklarınla.
"seni çok seviyorum." dedin dudaklarıma doğru fısıldayarak. gülümsedim ve sonra ayağa kalkıp havluyu kenara bıraktım.
elimi sana uzattığımda tereddüt etmeden tuttun sevgilim. elinden tutarak denize doğru koşarken itiraz etmeden benimle birlikte denize girdin.
yıldızların altında, gecenin karanlığında sadece su sesini dinlerken hâlâ yeterince ılık olan suyun içinde beline doladım kollarımı.
burası huzurluydu felix. kollarının arası, yirmi beş gündür dünyanın en huzurlu yeriydi.
"üşüdün mü?" diye sordun sana sarılmama devam ettiğimde.
"hayır, sen?"
"ben de üşümedim."
tekrardan dudaklarına eğileceğim sırada bir yıldız kaydı, ben şaşırarak gökyüzüne dönerken sen de aynı tepkiyi vermiştin.
"gördün mü?!" diye bağırdın.
"dilek tut, sevgilim." dedim sana.
"tuttum! sen tuttun mu?"
"tuttum."
ardından dudaklarımı dünyanın en güzel yıldızı ile buluşturdum.
♡
final.
10 mart 2023siz de bitirdiğiniz tarihleri yazabilirsiniz<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my beloved star ✔
Fanfictionsevgili yıldızım, dünya 792 kere döndü ve seni bir kez bile görmedim. my beloved star // cxxdnb