denemedikleri şey neredeyse kalmamıştı. oyunlarının üzerinden bir ay geçmişti bile ve anneleri hâlâ baskılamaya devam ediyorlardı.
"çok kötü hissediyorum, felix..." dedi minjeong. o günden beri yavaş yavaş hastalanıyordu.
"ateşin var mı? bakabilir miyim?"
minjeong onu başını sallayarak onayladığında felix yanına yaklaştı ve elini kızın alnına bastırdı ama sıcaklığı normal olmalıydı.
"yok gibi duruyor. hastaneye gidelim istiyorsan."
"gerek yok, şimdi annemler falan gelir onları çekmek istemiyorum."
"sen de haklısın. ne yapalım peki? ne istersin?"
"bilmiyorum, canım bir şey yemek istemiyor. sadece uyumak istiyorum ama o oda çok basıyor beni, oraya gitmek istemiyorum."
"burada uyu." dedi felix, kızın oturduğu koltuğu göstererek. "sana battaniye getireyim."
felix bir battaniye alıp geldiğinde minjeong gözleri dalıp giderken yayılmıştı. onun üzerine örttüğü battaniye ile irkildi.
"yemeği ben yaparım bugün."
temizlik ve yemek konusunu sırayla yapıyorlardı ancak minjeong yapacak halde olmadığı için felix yapacağını söylemişti.
saatler mutfakta geçerken felix kafası dağılsın diye türlü yemeklerin yanında tatlı yapmayı da unutmamıştı.
yemekler hazır olduğunda salondaki masaya gerekenleri taşıdı ve uyuyan kıza seslendi.
"min, yemek ye biraz."
"canım istemiyor ki."
"yemen gerek ama."
minjeong karnını tutarak ayağa kalkmış, yemeklere bakmıştı. sonra hemen tuvalete gidip geleceğini söylediğinde felix tabağa yemekleri koyarak onu bekledi ama kız bir türlü gelmek bilmemişti.
"min! iyi misin?" diyerek bağırsa da ses gelmediğinde üst kata çıktı ve kapıya gitti.
"min? iyi misin?"
hâlâ ses gelmediğinde birkaç kez daha kapıya vurdu ancak endişesi giderek arttığında kapının kolunu çevirdi. kilitlenmediği için hemencecik açılırken kızı yerde yayılı halde bulmuştu. lavabo kusmuk, yer kan içindeydi.
"minjeong!"
nefes alıyordu, nabzı atıyordu ama ölü gibi gözleri kapalı yatıyor ve cevap vermiyordu.
felix oradan çıkarak hemen minjeong'un odasından onun çantasını alıp bir battaniye buldu ve kızın bedenine sararak onu kucakladı.
hızlıca evden çıkartmış, başını sarsmamaya çalışarak arabaya bindirmişti. en yakın hastaneye gittiler.
"hastanın neyi var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my beloved star ✔
Fanfictionsevgili yıldızım, dünya 792 kere döndü ve seni bir kez bile görmedim. my beloved star // cxxdnb