çok değil, iki gün sonra bu plana başlamışlardı. felix ilk önce bir bara giderek olay çıkartmış, çok abartmadan minjeong'dan gelecek haberi beklemeye başlamıştı.
o sırada minjeong, felix'in ablasını, annesini hatta babasını art arda arıyor, hemen kapatıyordu. sonunda annesi ona geri döndüğünde ağlamaklı bir tona büründü.
"ne oldu kızım? gecenin bu saatinde zırt pırt arayıp duruyorsun!"
"teyzeciğim, felix'e ulaşamıyorum. hangi cehenneme gitti bilmiyorum, lütfen ona ulaşın çok endişeleniyorum."
"ne? tamam kızım, biz ona ulaşmaya çalışırız. sen sakin ol. yanına geliyoruz şimdi."
minjeong telefonu kapattı ve derin bir nefes alıp verdi, şimdi onlar gelene kadar gözlerinin kızarması gerektiği için kendini ağlatmayı başardı.
gözleri iyice kızarmış, yanakları nemlenmişti.
kapı çaldığında telefonunun kamerasından kendini kontrol etti ve kapıya koştu. gelenler felix'in ablası ve annesiydi.
"ulaşabildiniz mi?" dedi meraklı davranarak.
"ulaşamadık, açmıyor telefonunu."
minjeong kendini daha fazla ağlattı ve hemen arkasından özür dileyerek lavaboya gitmek istediğini söyledi. oraya gittiğinde felix'e annesiyle ablasının geldiğini haber vermişti.
kız diğerlerinin yanına döndüğünde bir süre oturmuşlardı. zil çaldığında minjeong koşarak gitti kapıya bu sefer.
kapıyı açtığında felix ayakta zor duruyor gibiydi.
"nerdesin sen! bu saat oldu hangi cehennemdesin!"
"geldik işte, ne bağırıp duruyorsun?"
"içmeye mi gittin? leş gibi alkol sigara kokuyorsun."
felix, annesiyle ablasının dikkatli dinlediklerini fark ettiğinde daha çok yükselmeleri gerektiğini fark etti.
"çekil şuradan."
"bana hesap vereceksin!"
"sen kimsin de sana hesap vermemi istiyorsun?"
"ne yaptın orada? aldattın mı beni?"
"umrunda mı sanki?" diye bağıran felix'ten sonra annesi ayağa kalkmış onlara doğru geliyordu.
minjeong, 'devam et' diye fısıldadı.
"senin şu yüzünü görmekten sıkıldım tamam mı? ne olmuş başkalarıyla olduysam?"
felix'in iyice yükselmesinden sonra minjeong'un ağlamaya başlayarak ona attığı güçlü tokatla felix'in yüzü yana düştü. rol olmayan tek şey bu tokat olmalıydı.
"senden nefret ediyorum."
minjeong elini ağzına kapatarak kendini lavaboya kapatırken felix sızlayan çenesini kontrol ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my beloved star ✔
Fanfictionsevgili yıldızım, dünya 792 kere döndü ve seni bir kez bile görmedim. my beloved star // cxxdnb