23

286 50 6
                                    

seni öptükten sonra ayrıldığımızda o yanındaki kızın seni çağırmak zorunda kaldığını fark etmiştim.

"sizi tanıştırayım." dedin ve elimi tutup beni onun yanına götürdün.

"sonunda seninle tanışma imkanı buldum, gün ışığı. ben kim minjeong. felix, min diyor."

"gün ışığı mı?" diye şaşırıp sana baktığımda gülümsüyorsun.

"seni anlatırken hep öyle diyordu." dediğinde beni nasıl anlattığını merak ediyorum ama sormuyorum şimdilik.

"çok kısa bir süre daha felix'i almam gerekiyor, evde düzenlenecek eşyalar var. daha sonra söz veriyorum onu yanına göndereceğim." dediğimde sana bakıyorum, elini yanağıma koyuyorsun benim sana yaptığım gibi.

dokunduğun yeri okşuyor, sonra eğilip öpüyorsun.

"daha sonra geleceğim, bana adresini söyle yeter."

sana söylediğim adresimden sonra o kızla yanımdan ayrılıyorsunuz.

eve döndüğümde, bir rüyadan çıkmış gibi irkiliyorum.

şaka değil, rüya değil, gerçekten döndün sevgili yıldızım. dudaklarını öptüm, sarıldım yine sana.

evi sen gelene kadar toparlamaya çalıştım. hızlıca duş alıp kendimi temizledim, saçlarımı tarayıp kuruttum. temiz kıyafetler giydim.

bugün yanımda uyur musun bilmiyorum ama o heyecanla nevresimleri bile değiştirdim. odamdaki işim bittiğinde evin geri kalanını da hallettim ve odamda oturup beklemeye başladım.

saatler geçtikçe heyecanım artmış, kalbim yerinden çıkmak istemeye başlamıştı.

sonunda çaldı o zil.

bu sefer başkası değildi.

gelen sendin.

ve ben, senin geldiğini bilerek koştum kapıya sevgili yıldızım.

kapıyı açtığımda karşımda sen vardın, elinde ise küçük ve çikolatalı iki tane pasta.

"doğum günün kutlu olsun!" dedin ve sağ yanağımı öptün. sonra doğruldun ve bu sefer, "iyi ki varsın." diyerek sol yanağımı öptün.

"bugün benim doğum günüm değil," elindeki pastaları alıp mutfağa geçirirken onları masanın üzerine koydum. sen ise yanıma geldin ve arkamdan belime sardın kollarını.

"yanında olamadığım iki doğum günün için."

omzumu öptü dudakların.

"bunları dolaba koyayım ben," diyerek kaçtığımda bana gülmüştün yine. pastalar yerleştikten sonra seni odama götürdüm, yatağın üzerine oturduk.

"şimdi, her şeyi konuşalım." dediğimde elime uzandı elin destek ister gibi. çekinmeden tuttum.

"ayrılmak zorunda kaldığımız o gün çok kötü hissediyordum, birkaç gün içinde min ile tanıştık zaten ve aramız çok kötüydü. ne o istiyordu ne de ben, bu yüzden ikimiz de birbirimizin yüzüne bakmıyorduk ama bir anlaşma yaptık. bu evliliği olabildiğince hızlı bitirecektik ve ben senin yanına dönecektim."

my beloved star ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin