8. Bölüm: Türkiye ve Deprem

1.9K 126 126
                                    

Türkiyeden

Amerikanın evinden hızlıca ayrılmıştım. Amerika kahvaltıya kalmam konusunda, bir çocuk gibi itiraz etmişti lakin onu geri çevirmiştim. Bunun nedeni, geçen gün yani 5 şubatta ülkeme kar yağmıştı ve bu yüzden okullar bile tatil olmuştu. Fakat kar yağdığı için hasta olacaktım, hissediyordum. Şu an arabamdayım ve evime doğru ilerliyordum.

Birsüre sonra eve ulaştım. Arabadan indim ve kapıyı çaldım. Kapıyı Kırgızistan açtı. Açar açmaz kapıya bedeniyle siper oldu.

Kır: Hiç gelmeseydin beyfendi?

T: *gülümseme* Kırgız, çekil şuradan!

Kır: İyi, geç bakalım.

Kırgızın kolunun altından sıyırarak içeriye geçtim. Azer koltukta uzanıp haberleri izliyor, Kazak yanında telefona bakıyordu. Ama Kıbrıs neredeydi?

T: Kırgız, Kıbrıs nerede ?

Kır: Fark etmene sevindim. O şu an benim evimde, Özbek ile. Canı sıkılıyordu, bende onu evime götürdüm.

T: İyi yapmışsın, zaten Özbekistanı çok özlemişti. Damat iyi bakar onlara

Kır: Benim kocam size bin basar bee!

Kaz: SİKTİR LAN ORADAN. O YAVŞAK HERİF Mİ BANA BİN BASACAK? HAH, O BENİM KIÇIMIN KENARI ETMEZ!

Az: Kazak sakin be

Kaz: Ne sakini amk. Gül gibi kardeşimle evlendi, birde benimle taşşak geçiyor amk yavşağı.

Kır: Eniştenle düzgün konuş Kazak (!)

Kaz: SUS. SİKERİM BEN BÖYLE ENİŞTEYİ. KEŞKE SENİ ONA VERMESEYDİM, "KIZ MIZ YOK AMK" DESEYDİM!

Kır: Eğer deseydin öldürürdüm seni, yarak kafa!

T: Eeeh, bi susun amk, sabah sabah ya. Zaten başım ağrıyor

Az: Başın mı ağrıyor? Abi bu senin açından hiç güzel bir haber değil..

T: Neden ki lan, bende insanım yani. Benim de başım ağrıyabilir.

Az: Evet ama, geçen ABDli bir jeologun attığı tweete göre, senin güney doğuda deprem olabilecekmiş. Hemde 7.5 şiddetinde.

T: N-Ne? 7.5 mi!

Az: Evet, dikkat et kendine.

Kır: Ay Azer, ağzından yel alsın be!

Kaz: Gerçekten, hayırlı konuşun lan!

T: Tamam, bu sadece tahmin millet, abartmayın. Ne olursa olacak.

Az: Evet, ben sadece dikkat etmesini söyledim. Yani birkaç belirti falan olursa söyle de haberleri açalım.

T: Peki peki. Ben odama çıkıyorum!

Kır: Tamam

(...)

Yatağımda uzanıyordum. Elimde telefonum, yanımda abur cuburum, keyfim yerindeydi. Ta ki baş ağrım şiddetlenmeye başlayana kadar...
Başımı ovaladım lakin geçmedi. Belki ağrı kesici düzeltebilirdi diye ayağa kalktım ve koridordaki eczane dolabına doğru ilerledim. Ama ayağa kalkar kalkmaz, başım dönmeye ve midem bulanmaya başladı. Duvardan tutunarak koridora kadar geldim. Eczane dolabına uzandım ama ulaşamadım. O an ellerimin ve bacaklarımın titrediğini fark ettim. Ben zangır zangır titrerken kolumdan Kazak tuttu ve telaşlı gözlerle ayakta kalmamı sağladı.

Kaz: Türkiye, sen iyi değilsin kardeşim. Bi' doktora mı görünsen?

T: gerek yok, iyiyim ben.

Kaz: bu söylediğine inanmamı bekliyor musun?

Köle ~ Ametürk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin