Köle ~ Ametürk

26. Bölüm: Uyurken Yavşamak?

T: Ne dedin, ne dedin??

Kır: Oha. Cidden sana aşık olsun diye adamın altında mı inledin?

Kırgızın anlatışıyla ikimiz de ona uzaylıymış gibi baktık. Pekâlâ, haklıydı. Ama öyle de söylenmezdi ki canım.

T: Yani şimdi... öyle demeyelim de, 'onunla beraber mi oldun' diyelim.

İta: Evet, evet lütfen. Yoksa kendimi bir sürtük gibi hissediyorum.

E teknik olarak öylesin zaten gerizekalı.

Sen bi sus amk.

İta: Sizce doğurmalı mıyım?

İtalya'nın aniden sorduğu soruya aynı hızda cevap veren Kırgız olmuştu.

Kır: Tabii ki de! Karnındaki bebeğin suçu ne?

T: Kırgız haklı. Hem belki Fransa, çocuğunu görünce adam olur da ayaklarına kapanır beni affet diye.

Bu dediğime hepimiz gülmeye başlamıştık. Bir süre sonra, sessizlik oluştuğunda İtalya ayağa kalktı.

İta: Ben gideyim artık, tesseliniz için teşekkür ederim.

T: Sorun değil, bir şeye ihtiyacın olursa haber vermen yeterli.

İtalya 'tamam' anlamında başını salladı ve Kırgız ile beraber odamdan gittiler. Tek kalmıştım odamda. Yatağıma sırt üstü uzandım ve düşündüm.

Acaba ben İtalya'nın yerinde olsaydım ne yapardım?

Ah, sanırım buna başka bir zaman vakit ayırmam gerekecekti. Çünkü kapım tıktıklanmıştı.

T: Gel!

Evet, gelen kişiyi eminim ki hepiniz tahmin edebiliyorsunuzdur. Kim olacak, tabii ki de Amerika!

A: Güzelim?

T: Ne?

Amerika içeriye girdi ve kapıyı örttü.

A: Bana kızgın mısın?

T: Yani eğer şu an yanıma gelirsen saçlarını okşamak yerine yolmayı tercih edebilirim, bilemiyorum.

Amerika yanıma doğru adımladı ve dediklerimi takmayarak yatağa oturdu ve uzanarak yanıma yattı.

T: Yürek yemişsin sanırım?

A: Umrumda değil. Ben sadece sevgilimin yanında yatıyorum o kadar.

Daha sonra kollarını belime dolayıp sımsıkı sarıldı bana. Ama ona karşılık vermedim, çünkü sinirliydim ve trip atmam şarttı bi' kere.

Yüzlerimiz birbirine temas ederken bir anda ters yöne döndüm, sırtımı çevirdim ona. Dönerken de o klasik "Hıh!" Mırıldanmasını yapmayı da unutmadım tabii ki.

A: Hadi ama! Gerçekten trip mi atacaksın?

T: Beğenmediysen kapı orada Amerika!

Amerika derin bir nefes verdi. Bu bıkkınlık nefesiydi. Bana sarılmayı bıraktı ve yattığı yerde doğruldu. Sonra da ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdü.

Lan... Lan nereye??
Aaa adam gidiyor lan

Ya gitme yakuşuklum, dinleme sen şu gerizekalının dediklerini. Gel de koyun koyuna yatalım, yiyişelim, gözünü seveyim!

Cidden gidiyordu. Yattığım yerde doğruldum ve kapıya baktım. Amerika kapıyı açmıştı ve çıkıp gitmişti. Ciddi ciddi gitmişti adam.

Ulan, 'fazla naz aşık usandırır' derler. 2 trip atacağım diye adamı kendinden soğuttun amına kodumun salağı. Yerli mal.