19. Bölüm: Havale

1.1K 86 161
                                    

Bu bölümde de "" ile yazacağım çünkü net bir şey söylemediniz amk, (A:) şeklinde mi yazayım yoksa ("") şeklinde mi? Karar verin yoksa nasıl yazacağıma karar veremem.

Türkiyeden

Yataktan kalktım. Montla uyuduğumdan dolayı oldukça sıcaklamıştım ama Allah'tan üzerime yorganı örtmemiştim. Eğer örtseydim herhalde şu an pişmiş bir tavuk gibi olacaktım.

Montu istemeye istemeye çıkardım ve gardrobuma astım. Sweatimi kokladığımda, evet! Monttaki Amerikanın kokusu sweatime geçmişti. Mutlulukla ve sweatimi koklaya koklaya mutfağa gittim.

Dur bir dakika, ben neden onun kokusunu kokluyordum? Ve neden bu hoşuma gitmişti?

"Abi n'oldu?" Dedi Azer

"Yok bir şey" dedim ve kahvaltı sofrasına ilerledim.

Amerikadan

Başım çatlıyordu bildiğin. Yatağımdan kalktım ve üşüyen bedenimin etkisiyle gardrobuma yöneldim. Ayağa kalkar kalkmaz başım dönmeye başlamıştı. Duvara tutunup ilerlemeye devam ettim. İçinden kalın bir sweat çıkartıp giyindim ve alt kata, mutfağa-salona yöneldim.

Kimsecikler yoktu, olmasını da istemezdim zaten. Kombiye gittim ve petekleri 47°de açtım. Peteğin bitişiğindeki koltuğa oturdum ve ısınmış peteğe yapıştım bildiğin. Bir yerden baş ağrısı, bir yerden de üşüme hissiyle beraber iyice kötü olmuştum. Kapüşonumu başıma örttüm ve yastığı basımı arkasına koyarak destekledim. Peteğe daha çok yapışmama rağmen hâlâ, hatta daha fazla üşüyordum.

(...) 1 saat sonra

Artık titremeye ve nefes alamamaya başladım. Kılımı kıpırdatacak gücüm yoktu ve terlemeye başlamıştım. Ayrıca kollarım ve bacaklarım, kısaca kaslarım ağrıyordu, aynı başım gibi. Fransa veya İngiltereye haber vermeliydim. Çünkü böyle giderse durumum hiçte iyi olmayacaktı. Yataktan doğruldum ve ayağa kalkmaya çalıştım ama başımın dönmesiye geri oturdum.

Ardından boğazımdan bir sıvı geldiğini fark edip yana eğildim, kusmuştum. İçtiğim alkoller, atıştırdığım birkaç yiyecek... hepsini kusmuştum.

Telefonuma ihtiyacım vardı ama o odamda, üst kattaydı. "Kahretsin" diye söylenerek ayağa kalmaya çalıştım. Dengemi kurduğumda ağır ağır, tutuna tutun merdivenlere yöneldim. Aynı şekilde de merdivenlerden çıktım ve odama vardım. Komodinimin üzerindeki telefonumu zorlasa da aldım. Görüş açım kararmaya başlamıştı bu yüzden sırtımı duvara yaslayarak yere oturdum. İngilterenin numarasını bulur bulmaz hemem aradım. Birkaç çaldırmadan sonra hemen açtı.

"Hey, Amerika n'oldu?"

"Ne olmadı ki... abi çok kötüyüm, çabuk gel al beni"

"Amerika neler oluyor? Detaya imer misin?"

"Hastayım; üşüyorum, terliyor ve titriyorum, gözlerin kararıyor ve midem bulanıyor. Hatta az önce biraz kusmuş olabilirim"

"Aman Tanrım, Amerika. Sen havale geçiriyorsun!"

"Ney? Saçmalama, havale olsaydı ateşten duramazdım, hissederdim"

"Aptal, sen hissetmeyeceksin tabii ki. Hiç ateşini ölçtün mü?"

"Hayır"

"Çabuk ölç, arabaya bindim şimdi. Sakın telefonu kapatma, uyuma ve bayılmamaya çalış"

Telefonu kapatmadan, emekleyerek gardrobumun çekmecesine doğru ilerledim. Oradaki ateş ölçeri alıp alnıma yasladım ve ölçtüm.

"Ölçtüm, şimdi belli oluyor" dedim.

Köle ~ Ametürk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin