Oynadığı saklambaçta ruhlarının bütün yaralarını saklamış iki çocuktuk önce, geriye doğru saymayı bitirmişti ki dillerimiz, kalplerimiz seslendi "sobe!"
2005-
Ozan, Ahsen'i ne işe giderken ne de eve dönerken hiç yanlız bırakmamıştı. Okul çıkışına bu sefer elinde çiçeklerle gitmiş, Nurdan ve Tamer'e de çikolata almıştı. Tamer elbette "çiçeğini çikolatanı almış gelmişsin ama biraz erken değil mi?" demişti ona. Ozan ona "sevimsiz ne olacak" diye cevap vermişti. Ahsen dün kendisini okuldan alan peşine de arkadaşlarını takan Ozan'a elbette kızgındı. Bu çiçekler onun gönlünü almak içindi. O çocukla yanlız kalmak istiyordu ve buna bir türlü fırsat bulamıyordu. İş çıkışı zaten kendi semtlerinde oldukları için adım başı tanıdıklara selam veriyorlar el ele bile tutuşamıyorlardı. Dün yanlız kalabilirlerdi kısacık bir zamanda olsa ama beyefendi peşlerine kızın arkadaşlarını takmış biz sahile gideceğiz hadi sizde gelin demişti. Ahsen o an Ozan'ı öldürebilirdi tabii ama arkadaşlarına ayıp olmasın diye yapmamıştı bunu. Ahsen yine hevesli gözlerini Ozan'ın üzerinde dolaştırdı "hadi gidelim o zaman size de iyi akşamlar çocuklar haftaya görüşürüz" hemen kurtulmak istiyordu onlardan. O yüzden Ozan'ın koluna girdiği gibi yürümeye başladı Tamer arkasından seslendi "nereye gidiyorsunuz?" Ahsen ona ters ters bakarken Ozan sanki can yeleğine sarılır gibi sarılmıştı, "sahilde yürürüz biraz sen de gelmek ister misin?" Tamer bir an aptal aptal baktı çocuğa. Karda kışta bu soğukta sahilde kimse olmazdı ne işleri vardı? Tamer babası ile çalışıyordu okuldan sonra, bazende hafta sonları. Bu soğukta yürümelerini istemedi "dükkanın arabası bende gelin ben bırakayım sizi gideceğiniz yere." Ahsen o anda o dükkanın arabası her neredeyse bulup parçalamak istedi onu. Ozan hemen sırıttı çocuğa "düşündüm de pek sevimsiz değilsin ya sen bence. Kanka bile olabiliriz hatta ne dersin? Nerede araba?" Tamer ona ters ters baktı sanki onun için yapıyordu bunu bu soğukta Ahsen'i denizin kenarına götürecek kızı hasta edecekti! "İstemez! Ahsen hasta olmasın diye... " Ahsen tam şu anda sinirinden hasta olmak üzereydi ama hemen lafını böldü, "yok kanka hasta falan olmam ben. Hem baban kızar sana dükkanın arabası ile oyalandın diye. Sen git bir de azar yeme benim yüzümden. Biz biraz takılırız öyle gideriz." Tamer omzunu silkti, babasına biraz gecikeceğini söylerdi olur biterdi. "Tamam arabada takılın işte. Allah Allah Ahsen ya! Sana da iyilik yaramıyor he!" Ahsen bir an burnundan soludu. İyilik istemiş miydi o ondan? İstememişti. İstenmeden yapılan iyilik ona göre iş güzarlık oluyordu. "Sanki senden iyilik isteyen oldu..." diye mırıldandı yüzünü asarak ama Ozan çoktan nerede araba diye sorup Ahsen'i de elinden tutup arabaya doğru sürüklemeye başlamıştı.
Tamer deniz kenarında bir yere çekmişti arabayı. Birlikte muhabbet ediyorlardı. Ahsen bir ara muhabbetin arasına girdi, "kanka ya çay satılıyor di mi burada? Çay alır mısın bize?" Ozan'la yanlız kalmanın bir yolunu mutlaka bulacaktı işte! Tamer etrafa bakındı ileride bir büfe vardı orada olması lazımdı çay. "Tamam" demişti tam arabadan inecekti ki Ozan kapıyı açtı "ben alırım siz oturun." Ahsen ona ters ters baktı. Ozan çoktan kapıyı kapatıp çıkmıştı bile. Ahsen bir of çekti sonra sinirle Tamer'e döndü "sen yanlız bıraksana be biraz bizi! Ne biçim kankasın sen?" Tamer oturduğu şoför koltuğundan kafasını ona çevirdi. "Yanlız kalıp ne yapacaksın acaba Ahsen?" Ahsen içinden küfür ediyordu ona. Ne yani bütün özel hayatını kankalar diye anlatması mı lazımdı? "Konuşacağım şeyler var, özel" dedi. Tamer Ahsen'e gülümsedi. Bu kız ne zaman özel şeylerini ondan saklamıştı ki? "Benim yanımda konuşabilirsin, kankanım ya hani bende." Koca kafalı öküz ne olacak, ölürsün yanlız bıraksan sanki, diye geçirdi içinden Ahsen sonra çakmak çakmak gözleri ile konuştu "kankaymış! Kankaların yüz karası, senden olsa olsa kaka olur. Pis ne olacak!" Tamer gülmeye başlamıştı ki Ozan arabaya geri girdi. Çayın tekini Tamer'e uzattı "biz birlikte içeriz" dedi. Ahsen iyice sinir olmuştu "içmiyorum ben sen iç, zıkkım iç hıh!" Çocukların ikisi de gülmeye başlamıştı ki Ahsen yeniden konuştu "kendi aranızda beni sinir etmek için anlaştınız di mi? Gıcıklar ne olacak! Gidelim eve!" Tamer kıkırdarken arabayı kullanmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHR-I AŞK (+18)
Novela JuvenilDİKKAT! +18 yazımlar, küfür ve argo tabirler, fiziksel ve psikolojik şiddet içerir. Ahsen çok özlemişti bu çocuğu sakalları uzamıştı yine. Kalbi deli gibi atmaya başlamıştı ne oluyordu ona ya? On beş gün görmemiş atmıştı hani aklından. Yalan söylemi...