FİNAL

203 7 148
                                    

Evet dostlar bir kitap finali daha sonunda bitti umarım sonu seversiniz. ☺️

Baştaki şarkıyı bölüm sonunda dinlerseniz sevinirim.

Diğerlerini de bölüm içinde oldukları yerde dinleyin emi canlarım 😄❤️

Son hakkında ki düşüncelerinizi burada yazın bana ☺️

Sevgiler ❤️

Bu son Anisa7889 ithaf edildi. Kıymetli okuyucuma desteklerinden dolayı teşekkürler ve sevgiler ❤️

 Kıymetli okuyucuma desteklerinden dolayı teşekkürler ve sevgiler ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En aydınlık gün en karanlık gecenin ardından doğar, en sağlam ruhlar yaraları en derin olanlardan çıkar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En aydınlık gün en karanlık gecenin ardından doğar, en sağlam ruhlar yaraları en derin olanlardan çıkar...

2023-

Ahsen çalışma masasında ki bilgisayarında açtığı sosyal medya sayfasında can sıkıntısı ile dolaşıyordu. Dikkati dağılmıştı, kafasını yaptığı işe veremediğini fark edince mola vermeye karar vermişti. Espressosundan bir yudum almıştı ki tam yutarken telefonu çaldı.

"Alo..." Karşıda ki telaşlı ses hemen konuşmaya başladı.

"Ahsen hanım merhaba, Ozan..."

Ahsen telefonu kapatır kapatmaz bilgisayarını kapatıp eline arabasının anahtarını aldığı gibi yola çıktı. Tanıdığı binanın önüne geldiğinde hızlı adımlarla girdi içeriye. Hemen gideceği odaya yöneldi. Kapıyı çalmadan doğrudan açtı. Ozan biraz sonra gelip annesine benzeyen inatçı kahvelerini dikti yüzüne. Kaşının üzerine demin yapışmış üzerinde sevimli bir resim olan yarabandına içi sıkılarak baktı Ahsen. Müdürün anlattığı kadarıyla sınıf arkadaşıyla kavga etmişti. Ahsen oğluna sarıldı. Kadının anlattığı şeyleri yarım yamalak dinlemişti. Kafası pek yerinde değildi çok yorulmuştu. O yüzden bir de oğlundan dinlemek istiyordu olan biteni "neler oldu anlatmak ister misin?" diye sordu oğlunun küçük sevimli yüzüne bakarken. Hafifçe dudaklarını öne doğru büzdü çocuk "ben saçlarına dokundum sonra tokası düştü ben de aldım çok güzeldi vermek istemedim. O da bana vurdu." Ahsen oğluna gülümsedi bir kızla kavga etmişti belli ki. Oldukça çirkef bir kızla. "Kaşını yaracak şekilde neyle vurmuş?" diye sordu öğretmene. Kadın mahcup bir şekilde evden getirdiği bir oyuncakla olduğunu söyledi. "Kız nerede peki onunla da konuşayım." Müdür sıkkın bir iç çekti "sınıf öğretmeni saçlarını örüyordu, birazdan gelir onun da velisini çağırdık." Ahsen kadını onaylarken oğlunun saçlarında dolaştırdı ellerini. Türkiye'ye döneli çok olmamıştı. Oğlu alışma sürecinde bazı sıkıntılar yaşıyordu. "Ozan arkadaşlarının eşyalarını izinsiz almamalısın. Birisi sana ait birşeyi izinsiz aldığında..." Ahsen oğluna şefkatle doğruyu göstermeye çalışırken içeriye bir biblo bebek kadar güzel kız çocuğu girdi. Uzun düz altın sarısı saçlarının uçları yumuşak buklelerle kıvrılmış sırtına dökülüyordu. Küçük yüzüne büyük gelen boncuk kadar yuvarlak mavi gözleri oğluna hala belirli bir öfke ile bakarken, Ahsen'in gözlerine çarpınca korkuyla müdürün bacaklarına sarıldı. Ozan annesinden aldığı cesaretle kıza sırıtınca kız ona dilini çıkarttı. Ahsen gülmemek için dudaklarını bastırdı birbirine. Oğlunu kucağından indirip koltuğa oturttu. Yavaş adımlarla kıza yaklaşıp boyu mesafesinde çöktü elini uzattı, "Merhaba benim adım Ahsen... Senin adın ne?" kız çekimser şekilde minik avucunu kapattı kadının eline "Miray..." Ahsen sevimli kıza gülümsedi belli ki öğretmeni saçlarını örmek istediğinde de inat etmiş ördürmemişti. Kızın altın sarısı buklelerine çekimser bir şekilde dokundu. "Örmemi ister misin?" Kız yüzünü hafifçe astı sonra ince sarı kaşlarını çatarak koltukta oturan Ozan'a döndü. "Tokam onda! Verirse olur." Cümlenin başında ki çıkışı sonunda yerini tiz bir teslimiyete bırakmıştı. Ahsen Ozan'ın bileğinde ki üzerinde yanyana iki küçük mavi kelebeğin kondurulduğu tokaya gülümseyerek baktı. "Ver oğlum arkadaşının tokasını." Çocuk annesine bakıp kafasını iki yana sallayınca Ahsen derin bir nefes aldı ve sakince verdi sonra kıza çevirdi yeniden yüzünü. O sırada açılan kapıya fırladı karşısında ki kız "baba!" Ahsen yüzüne sıcak kanlı bir gülümseme yerleştirdi kapıya dönerken. Gözlerine çakılan tanıdık mavi gözlerle gülümsemesi solarken olduğu yerde donmuş bacakları kasılmıştı. Oğlu oturduğu koltuktan fırlayıp gelip bacaklarına sarıldığında bile Ahsen hareket edemiyordu. Öğretmen konuşmaya başladı "Ozan bey hoş geldiniz. Miray sınıf arkadaşına vurunca çocuğun velisi ile birlikte..." Ozan bir an toparladı kendisini dudakları ince bir çizgi haline dönüşürken bir zamanlar aşkından öldüğü kadının bacaklarına yapışmış ufak çocuğa bir göz attı. Kucağındaki kızını yere indirdi yavaşça çocuğa yaklaştı. Tıpkı Ahsen'in demin yaptığı gibi eğilip elini uzattı. "Merhaba delikanlı benim adım Ozan, sen?" Çocuk annesinin bacaklarından tek eliyle tutarak diğer elini uzattı bu uzun boylu adama "Benim de adım Ozan" dedi hafif bozuk Türkçesi ile. Ahsen'in kaşları sıkıntı ile çatılmış içi ezilmişti. Dolan gözlerini saklamak için tavana dikti göz bebeklerini. Ozan adaşı olan bu küçük oğlandan gözlerini şaşkınca ayırıp karşısında ki kadına uzattı elini "Merhaba Ahsen." Ahsen'in gözü adamın bileğinde duran bir zamanlar kendisine ait üç boncuklu tokaya çakılmıştı. Yavaşça sıktı elini "Merhaba." Ozan elini bırakınca hafifçe gülümsedi ona "döndüğünü bilmiyordum." Ahsen'in midesi kasılmıştı. "Çok olmadı" diyebildi zorlukla. Öğretmen iki velinin tanışıyor olmasından dolayı rahatlamıştı. Olayı kısaca yeniden anlattı. Küçük oğlan avucunu bileğinde ki kelebekli tokanın üzerine kapatmıştı kızın babası elinden almasın diye. Ozan bu harekete kaşlarını çattı önce, hafif azarlar bir sesle "e ama o toka kızımın bence geri vermelisin artık!" diyince kız omuzlarına sarılıp kafasını göğsüne gömdüğü babasının kucağından biraz doğrulup çocuğa baktı. "Verirsem yarın taktığını alırım! bir daha dokunurum saçlarına çok güzeller zaten..." Ozan'ın kaşları çatılırken Ahsen oğluna sırıtmamak için zor tuttu kendisini. Koskoca dünyada güzel bulacak başka kız mı kalmamıştı? "Vermezsen saçlarını nasıl toplayacağız ama?" dedi. Oğlu omuzlarını silkti önce, sonra annesine doğru döndü "penso che sia bello così." Bence böyle güzel. Ahsen dayanamadı güldü, oğlunun kumral saçlarını okşadı "lo penso anch'io." Ben de öyle düşünüyorum. Ozan anne oğlun arasında geçen bu yabancı dile kaşlarını biraz daha çatarak baktı. Ahsen sonra oğluna döndü yine "hem babasının bileğinde bir toka daha var çok istiyorsa onla toparlar." Küçük kız babasının kolunun bir parçası haline gelmiş boncuklu tokada gözlerini gezdirdi. "Babam onu kimseye vermez" dedi. Ozan hafifçe kızarırken annesine sarılmış oğlan kıza gülümsedi "ben de kimseye vermem." Öğretmen oğlanı ikna edemeyince kıza yeni bir toka almayı önererek barıştırdı bu iki çocuğu. Ozan kızını yanağından öpen oğlana yine kaşlarını çatmıştı ki Ahsen'in ona bakan çakmaklarını fark etti. Biri kızının diğeri oğlunun elini tutarak çıktılar okulun kapısından. Ozan Ahsen'e yarı alaycı yarı da ciddi şekilde takıldı "oğluna söyle kızımdan uzak dursun." Ahsen tek kaşını kaldırdı bu aşkını en derinlerine gömdüğü adama bakarken "kızın severse karşında beni bulursun" dedi geçmişe bir gönderme yaparak. Ozan'ın içine çökmüştü geçmişin ağırlığı "Ben seni karşımda bulmaya alışkınım Ahsen, oğlun da sana çektiyse kızımın karşısında duracaktır. Ben yanında olacak olanı tercih ederim." Ahsen bu sitemi hemen anlamıştı. Haklıydı, bu sitem yıllar sonra yerini bulmuştu. "Daha önce ettiğin gibi" dedi haksızlık ettiğini bilerek sırf altta kalmamak için. Yıllar sonra topladı Ozan cesaretini "Neden? Yıllardır kemiriyor içimi. Neden yaptın bize bunu?" Ahsen gözlerinde ki yaşları bir kere daha yuttu. Son bir buruk gülümseme bahşetti bir zamanlar uğruna öldüğü bu adama. Verecek cevabının olmadığından değil cevaplar içini yaktığından sustu. Oğlunun elini tutup arabasına bindi.
Ozan'da arka koltuğa yerleştirdiği kızından sonra geçti şoför koltuğuna. İkisi de yıllar sonra kafalarında ki sesleri susturma niyeti ile bastılar arabalarının radyolarının tuşuna. Nostaljik şarkı ikisinin arabasında da aynı anda çalmaya başladı, 'İlhan Şeşen-Gördüğüme Sevindim' ikisinin araçlarının içini de ayrı güzergahlarda doldururken sesleniyordu onlara;

KAHR-I AŞK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin