DİKKAT! +18 yazımlar, küfür ve argo tabirler, fiziksel ve psikolojik şiddet içerir.
Ahsen çok özlemişti bu çocuğu sakalları uzamıştı yine. Kalbi deli gibi atmaya başlamıştı ne oluyordu ona ya? On beş gün görmemiş atmıştı hani aklından. Yalan söylemi...
Herkese merhaba, yeni hikayemde bana eşlik etmenizi dilerim. Biraz nostaljik biraz toplumsal konulara da değinen biraz dramatik mücadelesi olan bir aşk hikayesi yazmak istedim umarım başarılı olmuşumdur.
Bebeleri pistten alalım yanlız 😄 +18 yazımlar, küfür, argo söylemler, her türlü şiddet içerir.
Bitmiş bir hikayeyi fırsat buldukça düzenleyip paylaşacağım hızlı gidecek umarım 😬
İmla hatalarım olursa affola. Hadi bismillah! 😄
Başlama tarihinizi buraya bırakır mısınız?
Yorum ve puanlarla beni destekleyin lütfen ❤️
Keyifli okumalar.
BÖLÜM 1
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ahsen Temsili.
Çocukluğum kalbimin içinde kanat çırpan ürkek bir kuş gibi geçip giderken, ruhum bilinçsizce hasretti büyümenin sancılarına.
1994-
Ahsen/
Küçük kız annesinin açtığı pencereden dışarıya süzülen tozlara şaşkınlıkla baktı. Onları ilk defa fark ediyordu sanki. Annesi belli ki bu sabah biraz geç uyanmıştı. Perdeyi açması ile içeriye dolan güneş ışığı da tatlı uykusundan kaldırmıştı küçük kızı. Işığa doğru yükselmiş tozlara bakarken kardeşi ile uyuduğu yatakta biraz kıpırdanarak doğruldu. Annesi o sırada bir diğer yatak olarak kullanılan çekyatın üzerinde ki yastık yorgan gibi şeyleri toparlıyordu. Kadın Eylül ayının verdiği rehavetle iç geçirdi. Sıcak hava yavaş yavaş yerini tatlı bir serinliğe bırakıyordu. Sobayı kurmak için erkendi gerçi ama yine de kömürlükten borularını çıkarıp bir temizlese iyi olacaktı. Gündelik işlerinin verdiği sıkıntı ile tekrar iç geçirdi. Güzelce katladığı uyku takımını evinin hem oturma odası hemde eşi ve çocukları ile birlikte yatak odası olarak kullandığı, küçük salonunun köşesinde duran, genç kızlık emekleri ile dolu çeyiz sandığının üzerine bıraktı. Gerçi henüz pekte yaşlı sayılmazdı. Sadece yirmi altı yaşındaydı. Kızının uyanmış olduğunu kız korkuyla "hiiğ" gibi bir ses çıkarana kadar fark etmemişti. Kadın esmer teninde birer boncuk gibi parlayan açık kahverengi gözlerini kıza dikti. Kız yorganın altında birşeyler arıyor gibiydi.
Kendisine yönelen gözlere korkuyla bakarak kardeşinin üzerini kontrol etti kız. Islak ve sıcak pijaması eline ulaştığında korku ile biraz daha büzüştü. O yapmamıştı... Kız beş ile altı yaş arasında bir yerdeydi, kardeşi ondan üç yaş daha küçüktü. Islanmış pijamasını sanki kurutabilirmiş gibi yorganın altında hızlı hızlı bacaklarını ovalamaya başladı. Annesi başına dikilmişti çoktan, gözlerini sertçe küçük kızın yüzüne dikti;
