BÖLÜM 22

87 6 96
                                    

Ölüm hiç bir zaman bir son değildir, o ancak ruhun boyut değiştirmesidir. Ruh beden kafesini kırar, bambaşka bir dünyanın keşfine dalar.

2007-

Ahsen, Esma'lara gitmişti yine. Bu kıza artık açılmıştı. Kız onu dikkatlice dinlemiş sonrasında Sevinç'e çok kızmıştı. Kızınız sizden nefret ediyor kalbinde öldürmüş sizi demişti. Sevinç biliyordu bunu. Ahsen bunu açıkça yüzlerine söylüyordu zaten. Üstelik kendisi de hala ölü gibiydi. Sevinç özellikle öğrenmek istediği şeyleri Esma'ya sorduruyordu. Kızının bu çocukla onun korktuğu şekilde birşey yaşamadığını da öğrenmişti kızdan. O Ahsen'in vazgeçmemesini intiharını bile kendi içinde çocukla birşeyler yaşadı vazgeçemiyor diye yormuştu. Çocuk onu terk ettiği için yaşadığı şeyin pişmanlığı ile intihar ettiğini düşünmüştü. Yanılmıştı kızı sevgisinden dolayı vazgeçmek istememişti. O ilişkilerinin büyük bir kısmını Esma'dan dinleyip öğrenmişti. Bu aralar neler düşündüğünü sorduruyordu Esma'ya. mesela kızı Ozan'ı unutmuş muydu artık? Hala seviyor muydu? Ahsen bu soruya bekliyorum demişti. Ozan onu görünce dayanamayacaktı mutlaka konuşacaktı onunla. Bunu bekliyordu. Kızgın mısın sorusuna verdiği cevapsa hissizim bilmiyorum olmuştu. Kızgındı, kırgındı, mutsuzdu ama yaşadığı hisleri tartamıyordu tüm hisleri içinden çekilmiş gibi hissediyordu. Affet beni derse eder misin sorusuna cevabı ben onu affet dedirtmeyecek kadar çok seviyorum olmuştu yine kızın. Esma'nın gördüğü en büyük aşk olabilirdi bu. Daha önce böylesini görmemişti kız, ilgisini çekmişti konu. Sevinç kızının Ozan'ı beklemesine şaşırmıştı hala. Vazgeçmemiş olmasına onu istemeyen birisine olan tutkusuna anlam veremiyordu. Esma'ya vazgeçirip geçiremeyeceğini sorduğunda yapamam siz de karışmayın kaybetmişsiniz hepten kaybedersiniz demişti. Sevinç kızını kaybetmek istemiyordu. Ne yapayım onu kaybetmemek için diye bir umut yine Esma'ya sarılmıştı kadın. Esma, Ahsen senden tamamen kopmuş Sevinç abla yani sen onu kaybetmişsin zaten şimdi kazanmak için ne yapacağını soruyorsan seveceksin demişti. Seviyordu zaten nasıl sevebilirdi ki? Ahsen ondan nefret ediyor konuşmuyor yanına bile yaklaştırmıyordu onu. Kız hala her gece bir kabusa uyuyor her sabah bir kabusa uyanıyordu. Sanki fiziksel ölümünden vazgeçmiş ruhu bitkisel hayattaydı tam ölümü yada yeniden doğuşu içinse Ozan'ı bekliyordu. Yanına bile yaklaştırmıyor beni konuşmuyor benimle demişti Sevinç o zaman. Esma ona o kovacak sen saracaksın, o nefret edecek sen seveceksin hiç bir çocuk annesine kayıtsız kalamaz, bağın çok kopmuş onunla, kendin koparmışsın sana güvenmiyor inanmıyor sevmiyor. Şimdi ona sana güvenebileceğini inanıp sevebileceğini göstermen gerekiyor, Ahsen sevmeyi biliyor Sevinç abla siz bilmiyorsunuz, siz onu severseniz tıpkı o çocuğu sevdiği gibi sever sizi, sizden vazgeçmemek için savaşır, demişti. Hak verdi bu kıza Sevinç. Zamanında ona yapılan gibi koyu bir yanlızlık üstüne nefret edercesine bir zulümü reva görmüşlerdi çocuğa. Tıpkı ona olan gibi kendi elleriyle Ozan'a itmişlerdi kızı. Onlar kırdıkça çocuk sarmıştı. O gün kararını verdi. Kızının güvenini kazanacaktı önce. Gösterecekti ona onu ne kadar sevdiğini. O çocuğu kendi sevgisi ile yenecekti. He yenemiyorsa da bu sefer ses etmeyecek kızının yanında duracaktı. O kızını kaybetmeyecekti. O akşam Ahsen'in hıçkırıklarına girdi odasına. Her gece ağlıyordu kızı ama cesaret edip yanaşamıyordu bu sefer girdi yanına. Ahsen onu görünce gözlerinde ki yaşı silip nefretle bakmıştı ona. "Gider misin yanlız kalmak istiyorum!" Kızın annesinin yüzünü görmeye bile tahammülü yoktu. Hele acısını ona göstermeye hiç yoktu. Sevinç içini çekti yanına oturdu. "Niye ağlıyorsun?" dedi "bu kadar çok mu sevdin sen Ozan'ı?" Ahsen gerçekten suratının ortasına bir tane patlatmak istemişti. Şaka mıydı bu? Yeni mi soruyordu yani? "Sana ne bundan defol git!" Ozan'ı konuşacağı son kişi bile olamazdı annesi. Sevinçse kızının bitmek tükenmek bilmeyen göz yaşına artık dayanamıyordu. "Yarın seni kuaföre götüreyim mi?" Ahsen ona ters ters baktı, ne saçmalıyordu yine? "Yada benim gelmemi istemezsen sana para vereyim kendin git saçlarını düzgünce kestir. Çok kötü olmuşlar beslemelere döndün." Ahsen kaşlarını iyice çattı. Gece gece gelmiş odasına saçma sapan konuşup duruyordu. Ona neydi bunlardan? "Ozan gelecek yakında değil mi az kaldı. Seni böyle görmesin. Düzgün olsun bari. Belki konuşur barışırsınız..." Ahsen bir an duyduğu şeyi yanlış anladığını sandı. Yada dalga geçiyordu annesi. Ciddi görünüyordu, ağzından laf mı almaya çalışıyor düşüncelerini öğrenmek mi istiyordu? "Çık dışarı!" Onu görmek istemiyordu. Samimiyetine inanmıyordu. Kesinlikle bir iş vardı bu işin içinde. Uğraşamayacaktı. Kadın cüzdanından çıkarttığı bir miktar parayı kızın yastığının altına bırakıp odasına döndü. Ahsen ertesi gün parayı odasına geri bırakmış kuaföre gitmemişti. Ne annesinden ne babasından hiç birşey kabul etmek istemiyordu. Sevinç kızının peşini hiç bırakmadı kız kovdukça o daha çok üstüne gitti. Hatta öyle ki bir gün yine ağlarken odasına girmiş yatağına yanına uzanmıştı. Ahsen ona bağırmış kalkıp salona geçmişti. Orada kardeşi yatıyordu. İkili koltuğa kıvrılmış rahatsız olmuştu. Sevinç kızına güzel bir elbise aldı Ahsen istemediğini söyleyip attı. Bir sabah başucunda bir kağıtla uyandı kız. Annesi ona eğri büğrü bozuk el yazısı ile mektup yazmıştı. Sevinç kendisini hiç bir koşulda dinlemeyen görmeye tahammül edemeyen kızına kendisini bu şekilde ifade edebileceğini düşünmüştü sonunda. O çocuk ona mektup yazabiliyorsa o da yazabilirdi. Sevinç bu mektubu yazarken çok uğraşmış bir türlü içine sindirememiş doğrudan ona hislerini söylemek istememişti. Hatırlıyor musun sen çok küçüktün... diyerek başlamıştı kadın mektubuna Ahsen'e ait bir kaç çocukluk anısını yazmıştı önce. Ahsen çocukluk yaramazlıklarına gülümsedi okurken. Nasılda annesini kızdırır yorardı o. Sevinç o zamandan yokluğun verdiği siniri öfkeyi ona vurduğu zaman nasıl kendisinin ondan daha fazla canının yandığını anlatmıştı önce. Sonra kendi çocukluk anısını yazmıştı kendisinin de zamanında bir çocuk bir insan olduğunu hatırlatmak istiyordu kızına. Sen büyüdün aşık oldun ben seni ateşe gidiyorsun sandım korumak istedim. Benim için hiç büyümeyen o yaramaz kızdın sen hata yaptım kızım... Ahsen annesinin kendine biçtiği hataları okudu. Her cümlesinin altında bir şiir yazar gibi söyle düşündüm hata yaptım böyle düşündüm hata yaptım yazmıştı kadın. Affet beni demiş ondan bir şans istemişti Sevinç sonunda. Nasıl yıktıysa öyle düzeltmeye hazırdı. Ahsen mektubu kaldırıp Ozan'a ait kutunun içine koydu. Annesine kalbi yumuşamıştı biraz nasıl düzelteceğini merak ediyordu. Kadın o gün eve gelirken makyaj malzemesi almıştı kızına. Kız süslenmeyi seviyordu normalde. Belki bunları kabul eder diye düşünmüştü.

KAHR-I AŞK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin