*
Neredeyse bir ay oldu.Koskoca bir ay ve hiç bir şey olmadı.Şehrimden ayrıldık.Aslan'dan ve Sahra'dan kaçabileceğimiz kadar uzağa kaçtık.Deniz gün geçtikçe iyileşti.Sevimli çocukmuş aslında!Şu an deniz kenarındaki küçük evimizden yazıyorum.Güneş bir şeyler alabilmek için pazara gitti.Ormanın bir ucunda denizle buluşan bu küçük mekan medeniyete bir hayli uzak.Bu yüzden haftada en fazla bir kez dışarı çıkabiliyoruz.Bir aydır buna o kadar alıştım ki sanırım garip gelmiyor.
Sessizlik ve sakinlik...
Hayatımda kesinlikle yabancı olduğum şeyler.
Şu an günler güzel...
Güneş ve ben birbirimizi daha iyi tanıdık.Deniz de biraz "garip" bir tanım olacak ama sanki çocuğumuz gibi.Evet...Bu durum biraz karmaşık.
Mutlu bir üçlü olduk böyle.En azından şimdilik.Günlerin neler getireceği bilinmez.Annemi de öyle özledim ki anlatamam.En azından Güneş yanımda.Artık birbirimize aitiz ve aramızda en ufak bir şüphe kalmadı.Umarım, bu biz ölene kadar devam eder.Kırışıklarım çıktığında saçlarıma aklar yağdığında da sever umarım beni.
Umarım?Şu kız tavırlarımdan kurtulmalıyım!!
Neyse, ah kapı çaldı!
Bu günlük de bu kadar Günlük=(
Biliyorsun Güneş Bey, beni ne zaman sana yazarken görse benle alay ediyor.Tabi neler yazdığımı delicesine merak ettiğini de biliyorum.Bu merakı gidermek için de seni "gizlice" okuduğundan haberim var!
Sayfaları kırıştırırsan okuduğunu anlarım şapşal!
Eğer bu sayfayı da okuyorsan yakın zamanlarda güzel gözlerine dikkat etmeni tavsiye ederim(!)
*Günlüğü bir kenara kaldırıp ayaklandım.Kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu.Bu ne aceleydi ya!
-Geldim!
Kapıyı sertçe açtığımda Güneş'i değil Deniz'i gördüm.Gözleri iri iriydi.Onun kasabada olması gerek miyor muydu?Lunaparka gideceğini söylemişti.
-Bir şey mi oldu Deniz?
O yeşil gözlerini heyecanla kırpıştırırken soluklanmasını bekledim.Sonunda konuştu.
-Burdalar.Onları gördüm.
-Kim?
-Aslan ve Sahra!
Kapıdan içeri geçti ve bir paranoyak gibi kapının yanında hazır tuttuğu bavulu eline aldı.İyileşmişti fakat kısmen.Bu bavul bir aydır kapının yanındaydı.Ve bu "onları gördüm"
olayı onuncuya falan yaşanıyordu.-Deniz bunu konuşmuştuk.Dedim sakin bir sesle.Ellerimi omzuna koydum.Sakinleşmeliydi.
-Hem Aslan ve Sahra asla birlikte çalışmazlar.
Deniz inatla başını salladı.
-Onları gördüm diyorum.Birlikte olup olmadıklarından emin değilim.Ama buradaydılar.Bak Aras, ben ne abimin küçük kardeşi ne de Sahra'nın kölesi olmak istiyorum.Ben özgürlük istiyorum.Güneş'e haber vermeliyiz!
Dedi hızla ellerimden kurtularak.
Bu sefer epey korkmuş görünüyordu.Cep telefonunu çıkardığında elimi uzattım.Bana bir an tedirgince baktıktan sonra telefonu uzattı.
-Onu arayıp buraya gelmesini söyleyeceğim.Geldiği zaman ne yapacağımıza karar veririz.
Şu an için en makul çözüm bu gibi görünüyordu.
Telefondan hızla numarayı çevirdim.Hat çaldı,çaldı ve çaldı.İlk başlarda endişelenmemek için kendimi rahatlatmaya çalışsamda üçüncü denememden sonra açmayınca endişem korkuya hızla evrimleşmişti.Deniz'in gözleri de korku doluydu.-Ne oldu?Dedi hızla.Telefonu elimde sıkarken gözlerimle kulübeden dışarsını tarıyordum.Belki de yoldaydı?O yüzden açmamıştı telefonunu.
-Açmıyor!
Sesimin telaşla çıkmasına engel olamamıştım.Deniz'in gözleri daha bir açıldı.-Sana söylemiştim!Onu yakalamış olabilirler.
Kalbim hızla çarparken ikimiz de korkunun getirdiği aptallıkla sessizliğe gömülmüştük.Derken telefon çaldı ve neredeyse kalp krizi geçiriyordum.Arayan Güneş'ti!Ah,Sürmeli!Onu iyice bir paylayacaktım.
-Alo?Nerdesin seni salak!Burda telaştan öldük.Telefonunu niye açmıyorsun?!
O kadar yüksek sesle ve hızla konuşmuştum ki konuşmasına izin vermemiştim.Ama bir müddet sonra bir kadın sesi işittiğimde değim yerindeyse kanım dondu.
-Hahahah!Aras her zaman ki gibi çok komiksin!
Bu Sahra'ydı.Aylardır ondan kaçmıştık.Bizi nasıl bulmuştu?
Ve en önemlisi Güneş nasıldı?-Güneş'e ne yaptın!
Kendi sesimden korkmuştum.Sahra yine sürtükçe kıkırdadı.
-Hayallerimde daha ateşli sahneler vardı fakat korkma şu an için bir şey yapmadım.
Dişlerimi sıktım.Bu kadından ve onun dokundurmalarından nefret ediyordum.Bizi bu kadınla tanıştırdığı için Aslan'dan da.
-Ona bir şey yaparsan, o çakma sarışın saçlarını sıçmak zorunda kalırsın!Beni anlıyor musun sürtük?!
Telefonda artık konuşmuyor böğürüyordum.Sahra hiç etkilenmemiş gibi yine kıkırdadı.
-Şartlarımı yerine getirin ve kimseye hiçbir şey olmasın.
Bir süre bekledi.Şartları ne olabilirdi ki?Bizim için iyi olmayacağı kesindi.
-Dinliyorum.Dedim sonunda.Güneş için her şeyi yapardım.
-Bir:Deniz bana teslim edilecek, iki:sen de onla birlikte teslim olacaksın ve üç:hepiniz topuklarımı öperek af dileyeceksiniz!
Önce gözlerim irileşti.Ne saçmalıyordu bu?
Yine sürtük gibi gülüyordu.
-Sonuncusu şakaydı ama hayali bile güzel.Dedi benim konuşmadığımı duyunca.Boğazıma bir yumru takılmıştı.Eğer Sahra'ya teslim olursak hayatlarımızı zehir ederdi.Bize yapabileceği kötü şeylerin haddi hesabı yoktu.
-Ben...Eğer dediklerini yapmazsak ne olur?
Sahra yine güldü.Telefonun başında kendini tatmin ettiğini bile düşünebilirdim.Sesi öyle keyif alıyordu.
-Tahmini zor olmayan şeyler olur Aras.Hepinizin acısını sadece Güneş'ciğinden çıkarırım.Ve kim bilir...Belki de başka yakınlarınızdan...
Bu kadını öldürürüm ben!İçim yine nefretle doluyordu ama yapabileceklerimiz sınırlıydı telefonu en baştan hopörlere aldığımdan Deniz de her şeyi duymuştu.Gözleri endişeli ve umutsuzdu.Ama Güneş için bu fedakarlığı yapacağını çoktan dudaklarını oynatarak söylemişti.
-Tamam.Dedim sadece ve bir süre bunu diyebilmek için cesaret topladım.
-Nereye gelelim?
Çoook uzun bir aradan sonra işte karşınızdayım!Kısa oldu sanırım ama benden şimdilik bu kadar:)Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.Hepinize beni okuduğunuz için teşekkürler.:)Ha bu arada yeni hikayem Saksı'ya bakarsanız beni çok mutlu edersiniz.:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF(Tamamlandı)
Teen FictionTerkedilmişlik, hayatta kalmak için ödenen bedeller ve bolca mizahla başlayan bir aşk... Fark edilmemesi imkansız, aralarında yaşlar ve sosyal sınıflar olmasına rağmen, tensel bir çekim... Entrikalar, şehvet ve aşk oyunları. Araf'takilerin hikayesi...