Aslanla yaptığımız onca ateşli şeyden sonra sessiz geçen bir kahvaltıyı geride bırakmıştık.Güneş'in istifası beni afallatmıştı.Onu bir daha göremeyecek miydim?
Aslan'ın son model arabasıyla Siyah'a giderken bu düşünceleri aklımdan uzaklaştırdım.Onu görsem bile nasıl bir tepki vereceğimi bilmiyordum.
Aslan sonunda sessizliğime dayanamayacak olmalıydı ki bıkkınca konuşmaya başladı.
-Hala onu düşünüyorsun değil mi?
Dedi dikiz aynasından bana bakarak.Surat ifadesi donuktu.Buzdan gibi görünen gözleri ise yakıyordu.
Gözlerimi kaçırdım.
-Hayır.
Vitesi attı ve hızlanmaya başladık.
-Bana yalan söylenmesinden hoşlanmıyorum Aras.Doğruyu söyle.
Amacı neydi?Onu düşündüğümü söylersem rahatlayacak mıydı ki?
-Hayır dedim ya.
Camdan dışarı bakmaya devam ederken Aslan daha da hızlanmıştı.Kalbim göğüs kafesimi deşebilecek kadar hızlı çarpıyordu.Formula 1 deydik sanki!
-Yavaş ol.Dedim o da aynı anda
-Doğruyu söyle.Dedi.
Dudakları gerilmiş yüz hatları gerginleşmişti.Bir an kükreyecek sandım(!)
-Evet onu düşünüyorum!Mutlu musun şimdi!O beni buruşturup attı ama beynim hala onda!Çünkü ben...Çünkü ben-
-Aşıksın.Dedi Aslan acı dolu bir sesle.Sesi öyle hüzünlü çıkmıştı ki ağlayacak sandım.Doğruyu mu söylemişti?
Hızımız yavaşlarken dikiz aynasından ona baktım.Gözlerini ilk kez benden kaçırmıştı.
-Bilmiyorum.Dedim fısıldar gibi.
Gülümsedi.İğneler gibi.
-Ama bilmelisin.Aşk şakaya gelmez Aras.
Direksiyonu kırdı ve Siyah'ın önüne geldiğimizde durdu.
-Ah, peki öyleyse...Sen?Sen bana aşık mısın?
Bedenimi ona döndürüp kaşlarımı alayla kaldırdım.Aslan bana aşık olacaktı ha?!Komik!
Mavi gözlerini bana çevirdi yavaşça.Gözlerime , gözlerimden içime baktı her zamanki gibi.
-Öyleyim.
Dedi sadece.
Ben donup kalmışken hemen ardından hiç bir şey yokmuş gibi konuyu değiştirdi.
-Hadi tüm gün arabada beklemiycez ya Siyahtan eşyalarını al bundan sonra Sahra'nın mekanında kalmalısın.Ona git ve kalacak bir yerin olmadığını söyle.Seni kabul edecektir.
Başımı sağa sola salladım kendime gelebilmek için.Sahra'nın mekanında kalmak oldukça ürkütücü görünüyordu.Hele Güneş yokken...
-Tamam.Diyebildim sadece.Gözlerimi kırpıştırarak arabadan indim ve bara yöneldim.Eski evimin bekçileri 'kel kardeşler' beni selamladı, içeri girdiğimde İskoç her zamanki yerinde bar tezgahının arkasındaki yerini almış bir tek atıyordu.Turuncu maymun!
Beni görünce gözleri büyüdü ve suratında bir gülümseme oluştu.
-Vaayy.Kahn kardeğşim de gelmişşh!
Elindeki içki bardağını kaldırıp beni selamladıktan sonra içkiyi başına dikmişti.Hem kan kardeş mi?Bu da nerden çıktı yahu?
-İskoç iyi misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF(Tamamlandı)
Teen FictionTerkedilmişlik, hayatta kalmak için ödenen bedeller ve bolca mizahla başlayan bir aşk... Fark edilmemesi imkansız, aralarında yaşlar ve sosyal sınıflar olmasına rağmen, tensel bir çekim... Entrikalar, şehvet ve aşk oyunları. Araf'takilerin hikayesi...