Tıklım tıklım olan dolabıma baktım.Dün alışveriş yaparken bunu sorgulamamıştım.Ama paraların hepsini 'müstakbel patronum' ödemişti.Sanırım 1 milyarı geçecek alışveriş yapmıştım.
Kendime küfrettim.Bir fahişe gibi davranıyordum.Aslan Kral'ın fahişesi gibi. Tek sorun bu kadar iyiliğe rağmen Aslan Bey'in hiç bir karşılık beklememesiydi.Üstelik daha ilk günden bana 1 milyarlık ücretimi nakit olarak vermişti.Evet doğru duydunuz, 1 milyar!Bir bardaki garsona göre iyi bir ücret.
Sadece bu da yoktu.Bütün bunların üstüne bu ultra lüks odada kalıyordum.Aslan Kral bunu neden yapıyordu?
Birden kapım çalınınca irkildim.
Kapım benden izin alınmadan açılınca da kaşlarımı çattım.Ya çıplak olsaydım!
Gelen, İskoçtu.
-İzin isteyebilirdin.Diye çıkıştım turuncu kafaya.
Yüzünde ciddi bir ifade vardı.
-Acil bir durum, dostum. Patron seni çağırıyor.
Ah, yine mi?!
Belki de karşılığını almak için çağırıyordu? Benim için yaptığı onca şeyin karşılığını...
Kafamı hızla iki yana salladım.Bu rahatsız düşünceleri aklımdan uzaklaştırdım.
-Tamam hemen geliyorum.
.
Üstüme daha düzgün bir şeyler giyebilmek için dolabıma yönelmiştim ki İskoç öksürdü.
-Hemen Aras.Patron beklemeyi sevmez.
Ofladım.Üzerimdeki gri pijama altlığı ve dün aldığım yine gri kapüşonluya baktım.
-Pekala, Aslan Kral'ı bekletmeyelim.
İskoç arkasını dönmüştü ki bir anda döndü ve kaşlarını çattı.
-Sen az önce ne dedin?
Ah, bravo bana!Saygı değer patronuma taktığım oldukça iğneleyeci lakabı ağzımdan kaçırmıştım.Düşünce sesi alışkanlığı işte!-Ağız alışkanlığı gibi bi şey boş verin-
-Hmm.Şey...Aslan Kral.Patrona taktığım bir lakap, lütfen beni ispiklemeee!
İskoç bir anda kahkaha attığında sağ elini havaya kaldırdı.
-Bu çok iyiydi,dostum.Bundan sonra aramızda patron: Aslan Kral.
Bir beşlik çaktım.
Göz kırptı.Sırıttım.
-Aman birisi duymasın da...
Der demez şom ağzıma s.çasım geldi.
Güneş kapıda dikiliyordu ve alnı memnumiyetsizlikle kırışmıştı.
Derken kaşlarını kaldırıp püfledi.
-Cidden mi?Berbattı.
Dedi ukalaca, aklı sıra dünki beni taklit ediyordu.İvana Sert taklidinle karizmasını yerle bir etmişti oysa!
Sürmeli salak!
-Komikti bi kerem!
İskoçta bana katılınca Güneş ellerini çırptı.
-Acele et velet!Patron hala seni bekliyor.
Kapıyı kaplayan bedenine bir omuz atıp hızla kırmızı kapıya yöneldim.Güneş arkamdan sövüyordu.Gerçekten de sürmeli bir salaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF(Tamamlandı)
Teen FictionTerkedilmişlik, hayatta kalmak için ödenen bedeller ve bolca mizahla başlayan bir aşk... Fark edilmemesi imkansız, aralarında yaşlar ve sosyal sınıflar olmasına rağmen, tensel bir çekim... Entrikalar, şehvet ve aşk oyunları. Araf'takilerin hikayesi...
