Doruk Hollywood aktörlerinin soyunma odasını andıran fakat sarı yerine mor bir yıldızla işaretlenmiş bir kapının önüne getirdi bizi.Eliyle kapıyı gösterdiğinde kapıyı açmak için bir hamle yaptım ama tam bu esna da aklıma bir şey dank etti.Soyunma Odası...
İçeride çıplak biri olabilirdi.
-İçerisi müsait mi?
Diye sordum kaşlarımı kaldırarak.Doruk gözlerini devirdi.Ah hadi ama!Doruk bile gözlerini devirebiliyordu.Neden!Neden bana bu hediyeyi bahşetmedin Tanrım?!
Güneş püfleyip beni kenara ittiğinde isyan halimden kurtulmuştum.
-Bu kadar süt olma velet!Sanki daha önce penis görmedin!
Gözlerim belerirken Güneş kapıyı açmış ve içeri geçmişti bile.Ben oturtulduğum kapakla kendime gelmeye çalışırken Doruğun sessiz kahkahalarına şahit oldum.İnanın anıra anıra gülse daha az alınırdım.Doruğa somurtarak baktığımda elini ağzıyla kapattı ve mavi gözlerinde özür diler bir ifade oluştu.Sonrasında acele etmem için ellerini çırptı.
Ben içeriyi kontrol etmek için yine de seslendim.
-Biliyorum daha önce çok gördüm ama...Meydanda penis falan var mı?!
Güneş'i iğnelemeye çalışmıştım.Fakat ne kadar başarılı olmuştum emin olamıyordum.
-Sadece benimki ama korkma sana zarar vermez(!)
Gözlerim tekrar büyürken Güneşteki ani değişime bir anlam verememiştim.Klasik odun ve gıcık haline dönmüştü.Sürmeli Salak!!
İçeri girdiğimde suratı kıpkırmızıydı.Sanırım gülmemek için kendini zor tutuyordu.
-Ne?!
Dedim atarlı atarlı.
Sonunda kendini tutamayıp kahkaha attı.
-Ciddiye aldın değil mi?Yüz halini görmeliydin.
Güneş'in kahkahasını ilk duyuşumdu.O kadar hoş kahkaha atıyordu ki benim de gülesim gelmişti.Saçma salak sırıtıyordum.
-Kes şunu.Evet biraz şaşırdım, senin bile bu kadar odun olacağını düşünmemiştim.
Güneş gözlerindeki yaşları silerken yanıma yaklaştı.
-Peki, peki.Sadece şakaydı.
Somurttum.Şakaymış!Zaten şu an tam da şakalık bir durumdaydık(!)
-Peki şimdi ne yapacağız.Striptiz yapmayı bilmiyorum!
Ellerimle yüzümü kapattım.Ve homurdanarak konuşmaya devam ettim.
-Ayrıca bu çok utanç verici!Kendimi sürtük gibi hissedeceğim!Para için bunca şeyi kabul etmemeliydim.
-Heyy.
Bir anda dondum.Güneş'in sıcak ve sert kolları beni kavramıştı.Bana sarılıyor muydu?
-Mızıldanmayı kes velet!Ve evet sana sarılıyorum.Rüya falan değil yani(!)
Aklımı mı okudu derken sinirli bir şekilde kıkırdadı.
-Sesli düşünüyorsun velet!Ve bu bazen sinir bozucu olsa da komik!
Bunu duyar duymaz kıpkırmızı oldum.Of!Beyin frekanslarım yine birbirine girmişti.Güneş'in kolları gerçekten de iyi gelmişti.Yüzümü gizleyen ellerimi çektim.Gözlerimi ela gözlere diktim.
-Ne yapacağız?
Sırıttı.Ve kollarını benden hızla çekti.Saçlarını havalıca karıştırıp üstünü çıkarmaya başladı.İkinci kez gözlerim yuvalarından fırlamak için uğraşırken ağzımda 'o' şeklini almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF(Tamamlandı)
Teen FictionTerkedilmişlik, hayatta kalmak için ödenen bedeller ve bolca mizahla başlayan bir aşk... Fark edilmemesi imkansız, aralarında yaşlar ve sosyal sınıflar olmasına rağmen, tensel bir çekim... Entrikalar, şehvet ve aşk oyunları. Araf'takilerin hikayesi...